bugün

Antalya şehirler arası otobüs terminalinde, Antalya-Bodrum arası mesafeyi katetmeden önce tuvalete girme ihtiyacı hisseder dalavera kişisi.. Gerek zamanın kısıtlı olması, gerekse tatilin verdiği rehavetden ötürü girdiği ilk kapının bayanlar tuvaleti olduğunu farkedememiştir. içerdeki bayanlara aldırmaksızın ilk boş görülen kabinlerden birine girilir, iş görülür. Elleri yıkama faslına geçecekken, oradaki temizlikçi abla ''sen buraya bilerek mi girdin, yoksa kendinde değil misin?'' deyince anlaşılır nasıl bir bok yendiği. Eller yıkanmadan, bir havlu kağıt parçası kopartılarak koşarcasına uzaklaşılır olay yerinden.
sabaha karşı uyuyan bünye, 1-2 saat sonra uyanmış okula gitmektedir.
Hazırlandıktan sonra dışarı çıkar, kapıyı çeker ve yürümeye başlar..
'' kesin bir şey unuttum ben'' tedirginliğine giren bünye, kendini süzdükten sonra;
- telefon nerde lan? ha çantama atmıştı.... çanta?!, terlik?!

evet hem çantayı unutmuş, hem de okula terlikle gitmeye kalkmıştım...
fethiyeye gitmek gerekiyor sürücü kursuna, sürücü kursunun web sitesine girip adresini alayım, ardından da google maps'te bulayım mekanı dedim. yavuz sürücü kursu yazdım google'a ilk çıkan siteye girdim. adrese bakıyorum, kızılay meydanı, ziya gökalp caddesi falan yazıyor. arıyorum google maps'te yok öyle bir yer. delirdim, kafayı yedim. sonradan farkettim ki, girdiğim site ankara'daki yavuz sürücü kursuymuş. mal gibi fethiye'de kızılay meydanını arıyorum, bu arada da google'a küfür ediyorum ulan niye koymadınız kızılay meydanını google maps'e diye.
çarşıya gideceğim sabah uyanıyorum.gördüğüm rüyayı anneme anlatıyorum.rüyam da çarşıya gidecekmişim ama paramı evde unutuyorum sonra rezil oluyorum diyor ve de anne bugün de çarşıya gidicem.inş. paramı evde unutmam rüyam çıkmaz diye ekliyorum.daha sonra çantama paramı koyuyorum.çıkmadan 1 saat önce falan.tam çıkacakken diğer kullandığım çantamı alıyorum yanlışlıkla ve dolmuşun yolunu tutuyorum.güzelce biniyorum.cebimde bozuk para vardı.onu şoföre veriyorum.10dk.kadar gidiyoruz.birden jeton düşüyor.çantamı karıştırmaya başlıyorum can havliyle.gerçekle yüzleşiyorum.aptalsııın demekten alamıyorum kendimi.
frikik verdikten sonra hemen kapatmamak, sanki hala farkında değilim tribinde olmak.
Yakın mesafeye arabayla gittikten sonra arabayı unutup eve yuruyerek donmek. Bide bu yetmezmiş gibi sabah hiçbirşey olmamışcasına kalkıp arabayı aramak hatta çalındı korkusuyla polise ihbar etmek.
cop kutusuna carpmak, cok basit ama cok aptalca.
ilkokulda 2. yada 3. sinifta falandim. tatil de denize giderken basimdaki sapkayi fazla one indirmisim. kendi alemimde yururken kut diye cop kutusuna carptim. yakinlarda da buyuk abiler vardi o halimi gorup gulmeye basladilar. kendimi cok salak hissetmistim.
küçükken işenen* ağaçların arkasında çıtırların piknik yaptığı kimin aklına gelirdi ki?
''kasiyer olarak çalışılan giyim firmasında müşterinin yanındaki yaşlı kadını dilenci sanıp ''patron yok teyze'' diyip başından göndermeye çalışmak ve ardına müşterinin '' o benim annem'' demesiyle yerin dibine girmek örnek verilebilir''
geçen yaz parmak arası terlik almak için gittigim dükkanda çalışan kıza yanlışlıkla bacak arası terlik istedigimi söylemek. * * *
notu kıt kimyacı sınav notlarını açıkladıktan sonra kağıtların kontrol edilmesi için geri dağıtır. herkes notunu üçer beşer puan yükseltmektedir. bir yanlışlık farkedilir ve heyecanla hocanın masasına koşulur.

+:alayinabalayina
-:hoca

+:hocam burda iki tane 10 var (hocanın yanlışını yakalamanın verdiği mutluluk ve hazla)
-:aa yanlışlıkla iki kez değerlendirmişim yavrum haksızlık olmasın.

der ve ikinci 10 puanı siler. zaten 40 olan not 30a düşer. karneye 1 gelmek üzere olan not öğrencinin yanlışlıkla da olsa yaptığı dürüstlük sayesinde değişmesi gerekirken değişmez.
Şirkette bir yandan internet üzerinden ithalat gidişatını takip ederken, dahilisi 163 olan asistanımı aramak için telefonun ahizesini kaldırmam, ve hesap makinesinin tuşlarına 163 basmam * Daha komiği dııııııt sesi gelmesine rağmen 30 saniye kadar öyle beklemem.
iş başvurusan telefon numarasını yazmayı unutmak.
almanya nın düsseldorf kentindeki öğrenci evinde geçmektedir olay:

ben msn de bi kız arkadaşla yazışmaktayım. bizim ev ahaliside kendi aralarında sohbet ediyorlar. ben kızı haftasonu biyere çıkmaya ikna etmeye çalışıyorum, efenim partidir, diskodur o tarz bi yere gitmeye ikna turu da diyebiliriz. o sırada benim türkiyedeki büyük halaoğlu yazdı bana msn vasıtası ile;

halaoğlu: selamun aleykum bahadır

ben bizim halaoğluna cevap vermeden kıza yazmaya devam etme amacıyla kızın penceresine döndüm tekrar. artık nasıl konsantre olduysam. neyse hacı işte tam o sırada bizim muhabbet eden arkadaşlardan biri aniden bana seslendi;

arkadaş: ya bi baksana bahadır
ben: aleykum selam abi buyur

bütün bu olanlar 3 saniye içinde gerçekleşti. hepimiz bi bakıştık önce tedirgin şekilde. sonra bi kahkaha gürültü. ama ben hala kime ne diyeceğimi bilemez vaziyette bizimkilere bakıyorum. etkisi geçince anladım olayi.

ps:kız da partiye martiye gelmedi zaten.
ps2: bahadır ismi hayal ürünüdür.
Arkadaşlarına Sinir olunca, Çelme Atıp kahkahalara boğulan Birinin; Yağmurun dinmesiyle sokağa çıktıktan sonra, süratle istikamet eden bir arabanın üzerini mahfetmesine karşı, sinirden çelme atmaya çalışmak...
matematik sınavındaki soruları sözel anlatımla cevaplamak.

not: yani şu şekilde oluyor bu da. "3ten 5e integral (x^2+7)dx ile logaritma 5 tabanında 7 nin toplanması ile sonuç x olur"
bundan tam altı sene önce, sabah saat 10'dan aksam 6'ya kadar tam 8 saat boyunca bilfiil carmageddon oynayip, evden cikinca arabayi, karsidan gelen diger yaya ve arabalarin uzerine surmek. *
zarları bardağa, şekerleri tavlaya atmak.
öncelikle: (bkz: katık) (bkz: donas)

katık a gidip "bir tavuk donas, bir de ayran" demek. elemanların size bakması. utançtan ve suçluluk duygusundan en yakındaki garsona sarılmak.
bilgisayarına delete clear history yapmadan kız arkadaşını eve çağırmak.
evde vücut şampuanının bitmesinden dolayı anne tarafından yeni bir şampuan alınmıştır. işin ilginç tarafı bu şampuan kırmızıdır. bildiğin kırmızı yani. neyse, duş sırasında şampuan life dökülür ve normal olaraktan vücut şampuanlanır. ve tabiki şampuan falan böyle yerde birikir. normalde beyaz köpüklere alışkın bir birey duşakabinin zeminini kırmızı olarak görünce "hasiktir lan bir yerim kanıyor" diyerek tüm vücudunu ani bir refleksle ve büyük bir yusuflamayla yoklar. ancak kanayan bir yer bulamaz. kırmızılığın fazlalığından dolayı iyice mallaşan birey sırasıyla,önce "kan mı kusuyorum lan?" diyerek tükürür, ardından "saç diplerim mi kanıyor?" diyerekten saçlarını kontrol eder. 3-4 dakika sonra şampuanı aklına getiren bu mal önce kendine gelir sonra hayatına devam eder.
3 kişi ihale oynarken kozu sinek seçip yere sinek gömmek.
mikrodalga fırında pizza ısıtılacağı sırada içeriden gelen ''gelirken elma getirsene'' denilmesi üzerine dalgın kafanın daha da dalgınlaşması sonucu elmayı mikrodalgada ısıtıp pizzayı al diye içeri götürmek tam arkadaşın ben elma istemiştim diye açıklamaya çalışırken 'ıpbnsjcndcs!!' gibi sesler sonucu mikrodalga da patlayanın elma olduğunu farketmek.

yazık oldu elmaya. onu ben patlattım çok suçlu hissediyorum. yemiyorum pizza falan da sözlük..
evden atılmak üzere alınan çöpü, bütün gün gezdirmek.
bilgisayarda ünlü düşünürlerin söylediği sözleri araştırırken, birini çok sevip ctrl+c kısayol tuşuyla kopyaladıktan sonra, sözü word belgesine aktarmak unutulur. daha sonra laptopa geçilir ve kopyalanan söz akla gelir. nasıl bir dalgınlıksa, öbür bilgisayardan kopyalandığı bilindiği halde, inatla laptopta crtl+v tuşuna basılarak söz word'e yapıştırılmaya çalışılır. aptallık üstüne aptallık katılarak, "bu kısayol tuşu çalışmıyor" diyerek sinirlenilir.