bugün

hani şimdi "adrenalinim tavan yaptı, öküz gibi eğlendim" deyip, hava atmak istemiyorum, çünkü öyle olmadı.

ölüdeniz'de yerden havada uçan paraşütçütelre bakarak "ölmeden önce yapmalıyım" deyip parayı bastım* atladım.

ayaklarınızın yerden kesildiği ilk saniyelerde heyecan hat safhada ama bir milli maçtaki panaltılara kalma heyecanının yanından dahi geçmez. hatta sizi uçuran kişiye "abi ben sıkıldım ne kadar sürecek bu" diyecektim ki dönerek irtifa kaybetmeye başladık.

işte orada yihu'dan tutun da obarey'e, oradan da tey tey'e kadar envayi çeşit heyecan naraları atmaya başladım. kamera çekiliyor, fotoğraf çekiliyor falan fıstık iyi dedim mınakey, aşağı indik ki videoya 75tl, fotoğrafa 75 tele bir de inişte biri şlak şlak yerden fotomuzu çekmiş o da 75 tl dediler.

hepsini alacam derseniz 115+75+75+75= ebesinin amı.

çingene pazarlığı ile adamın paçasına sümüklerimi sildim, sadece fotoğrafları 40 tl'ye aldım.
milas örende yapabileceğiniz aktivite.
(bkz: http://www.oren-bld.gov.tr/ypr.asp)
babadağ da yapılabilesi adrenalinle perçinlenmiş bir spordur.ilk olarak yapılacakasa doğum gününde olmaması tavsiye edilir.Nitekim hayatı film şeridi gibi izlemekten adrenalini yaşayamama ihtimali yükselebiliyor.
thy ile yaptiktan sonra (egitimini almadan tandem olur ancak) elinize bir sertifika verilen uzerinde havada ne kadar kalindigi yazan aktivitedir,
birazcik tehlikeli olsa gerek ruzgardan dolayi, ha bide bi next tab deyip google la yillik olum oranlarini gorebilirsiniz sanirim.

bkz: madem atlayacaksin niye ciktin.
sırtınıza büyükçe bi poşet bağlayıp uçuruma doğru koş koş koş komutu ile ayakların kesilir yerden. ve tekrar buluştuğunda artık o eski sen değilsindir...
özellikle ölüdeniz-babadağ'da sabah saatlerinde yapılması gerekendir. sabah'ın 7'sinde kalkarsınız. herkesi otelinden toplarlar, pick-up, kamyonet kırması bir araca doldururlar. istikamet uçuş pistidir. tırmanış esnasında uykudan eser kalmaz. mis gibi dağ havası ciğerlerinizde kolbastı oynar adeta. 1900 metreye ulaştığınızda artık geri dönüş şansınız yoktur. ya uçacaksınız ya uçacaksınız. paraşüt yere serilip, kask-tulum giydirme işlemi bittiğinde "ne yapıyorum a.q ben" diye düşünmeye vakit kalmadan,pilot efendi ne yapmanız gerektiğini söyler ve koşmaya başlarsınız. artık gökyüzünde süzülmektesinizdir. ayaklarınız boştadır. kısa süren bir heyecanın ardından manzaranın tadınız çıkarmaya başlarsınız. kumsaldaki şezlonglar, denizdeki tekneler karıncadan farksızdır. iniş anı belki de en güzel anıdır. indikten sonra "50 kere daha atlarım dersiniz".aklınızı başınızdan alır. velhasıl ölmeden önce yapılması gereken bir aktivitedir yamaç paraşütü.
uçmayı sağlayacak bir kanat*, kuşanmanızı sağlayacak bir harnes* ve düşerseniz darbelere karşı başınızı korumanızı sağlayacak bir kask ile yapılan spor. teorik eğitimden sonra yapılan birkaç haftalık yer çalışmasından sonra 15-20 metrelik eğimden ilk süzülüşünüzü yapıp, birkaç denemeden sonra 50-70 metre irtifalı bir yamaçtan ilk uçuşunuzu yapabilirsiniz. sanılanın aksine, yüksek bir yerden* atlayış yapılmaz bu sporda.

türkiyenin coğrafi yapısı elverişli olduğundan dolayı hemen her şehirde kalkış yapılacak uygun bir tepe bulunur. fethiye-ölüdeniz'de yılın her ayında uygun hava koşulları olduğu için dünyanın dört bir yanından gelen pilotlar burada hem tatil yapar, hem uçuşlarının keyfini çıkarırlar. bunun dışında, denizli-pamukkale, kayseri, çankırı-bayramören de bu spora ait şampiyonaların yapıldığı başlıca yerlerdendir.
2 hafta sonra fethiye'de gerçekleştireceğim spordur. muhtemelen yere inildiğinde insanın elinin ayağının tutmadığı bir durum söz konusudur.*
(bkz: babadağ)
okurken bile heyecanlandığım ama ilerde bir gün, mutlaka yapacağımı düşündüğüm harika bir heyecandır.
görsel
http://www.radikal.com.tr...08.2011&categoryid=79
Oldukça zevkli olmasına rağmen ölümle sonuçlanabilme ihtimali olan spor. Genelde akdeniz ve ege' de yapılır.
türkiye'de çokta (en azından fethiye-babadağ bölgesinde) kontrollü yapılmadığını birkaç senedir gidip geldiğimden gözlemleyebiliyorum.

pilotların sertifikalarında günlük atlayabilecekleri sayı yazar ki; benim denk geldiklerim hep 4(dört)tü.(bağlı bulundukları şirketlerde görebilirsiniz bu sertifikaları genelde duvarda asılı olurlar).
ama gün içinde aynı pilotun 6 kez atladığını biliyorum. sayı tamamen ellerindeki zamana,müşteri yoğunluğuna ve firma sahibinin baskısına göre değişiyor. çokta bilgim yok ama sanırım malzemeninde bir dayanma gücü vardır. öyle olmasa aynı anda pilotlar eşliğinde 2li olarak atladığımız bir arkadaşım akrobasi yaparken paraşütü kopup denize çakılmazdı. ama çoğu pilot orada yıllardır bu işi yapmaktadır. bireysel olarak çok tecrübeli ve iyi niyetli insanlardır. herşeye rağmen harika bir spordur. düz uçuşlar keyiflidir. ama ölüdeniz'in üzerinde akrobasi yaparak döne döne alçalmak başka bir heyecandır. tavsiye ederim.
atlarken duyulan heyecanın on hatta yüz katının inerken duyulduğu aktivitedir. atladıktan sonra sakince çevreyi izlemek güzel tabii. ama sonra havada dönüp durmaya başlayınca "benim burada ne işim var? düşecek miyim, ölecek miyim?" cümlelerini içinizden geçirir durursunuz. daha da gelmem der çekilirsiniz. *
alanya'da en çok alanya kalesi'nden yapılır. alanya bunun için en riskli yerdir çünkü her taraf kayalık ve çalılarla doludur. fazla yükseğe çıkma şansınız da oldukça azdır.
2008 yılında fethiye ölüdeniz'de gerçekleştirdiğim aktivite.

pilotla yaşadığım problemler olmasa daha güzel anılarla hatırlayabilirdim, adamda haklı bir yerde. 25 kişilik kafilede 3 erkekten biri denk gelmiş surat beş karış. kadınların tamamının turist olduğunu da hatırlatıyım.
spil dağında gerçekleştirebileceğiniz adrenalin dozajı yüksek aktvite.
bu yaz yapmayı planladığım ve herkesin yaşaması gereken heyecan dolu anlara sahne olan aktivite olsa gerek.
merak salınacak ekstrem bir aktivite. önümüzdeki hafta manisa da bulunan kulübe üyeliğim ile profesyonelleşmeyi düşünüyorum bu alanda. sonra da çatıdan pencereden atlar dururum. *
yaşam boyu 1 kere de olsa yapılması gereken spor. kuşlar gibi özgür olduğunu hissetmek. yeryüzüne tepeden bakmak.
thk inönü de eğitimi ve sertifikası verilen spor dalıdır.
milas ören'de de yapılabilen spor. aşağı inene kadar izlemek pek heyecanlı oluyor.
her yiğidin şi değildir. hele ki birde beceriksizse bi yerlerini kırması an meselesidir. uzak tutunuz.
son derece keyifli bir spor. yapılacaksa ve imkan varsa fethiye seçilmeli. imkanlar kısıtlı derseniz, istanbul'a yakın olanlar için merkeziniz ekim ayı sonrası sakarya-serdivan olacaktır. 150 tl'ye ulaşımı, kahvaltıyı ve uçuşu birlikte veriyorlar. ancak fethiye gibi 2000 mt'den değil, 200 mt'den atlıyorsunuz. süre aynı.

ama 2000 mt'nin verdiği keyfi veremeyecektir. paraya kıyın ve uçun. çok ayrı bir keyif.