fena değil bence iyidir.
türk sinemasında şu aşk filmlerine bir son verin artık seslerine bağırtılarına neden olacak filmlerdendir. bıktık.
kız- erkek aşk, kavga..
özcan deniz'in isminin barış falay'ın isminden daha önce yazıldığı bir film , var gerisini sen düşün .
Bir ekşici gibi entel kuntel yorumlar yapmayacağım, çünkü ben ne bir hıncal uluç tribine sahibim nede bir oray eğin vicdansızlığına sahibim.
Ben bizzat bir izleyici olarak gidiyorum her bir filme, eleştirecek bir açık bulmak için dört gözle yırtmıyorum kendimi,
senaryo akıyorsa problem yok.
Filme gelince , oyunculuklara pek dikkat etmedim çünkü dikkat edecek derecede sırıtan bir kötü oyuncu performansı yoktu. en azından ezelin eyşanından iyiydi hepsi.
Filme gitme amacım sadece zaman öldürmekti, beni cezbeden hiç bir tarafı yoktu ne isimde nede fragmanda.
ama bu aşk hikayesinin arasına atılmış gülümseten sahneler beni etkiledi.
sıradan bir aşk hikayesi diyip biraz burun kıvırarak girdim beğenerek çıktım.

bu arada naz elması özlemiş bu gözler. *
bir şey daha söylemeden edemeyeceğim, kız arkadaşıma göre aşk tesadüfleri sever daha çok etkileyip ağlatıyormuş. öle diyor.
gitmeden önce tamamen romantik bir film diye düşündüğüm ancak içinde komik sahneder de bulunduran film. güzel bir filmdi ancak özcan deniz hem tarz hemde oyunculuk olarak böyle bir role olmamıştı. ayrıca saçları ve sakalları iğrençti.
bunlara ek olarak da şu sıralar hala vizyonda olan aşk tesadüfleri sever in yanından bile geçemez.
levent yüksel'in giydiği üzerine en çok yakışan şarkısı.
izlenmeden hakkında yorum yapılamayacak ama kanımca yanlış zamanda vizyona sunulmuş filmdir. bir de artık şu videoyu paylaşmasanız be facebook halkı.
naz elmas ın dün geceki beyaz showdaki görüntüsünden çok daha farklı bir görüntü çizdiği filmdir.
birde bu kız olmuştur sanırım. onun haricinde janset deniz çakır ve ragıp şavaş üçlüsüde şahaneydi.
klişeli ama keyifli bir film.
oyunculuklar başarılı, sahneler güzel, sıkıcılığı yok...
Tam ağlanacak sahnelere espriler katarak ağlamama engel olan adamın filmi. Sözde evden çıkarken ağlarım diye göz makyajı yapmamıştım. Ağlamadım zaten. Çok iyiydi. Özcan deniz de mutasyon mu geçirmiş ne olmuş. Bir yakışıklı gözüktü gözüme sormayın. Ama bu onun "Hadi hadi meleğim" adında bir şarkısının olduğu gerçeğini değiştirmez. Üzgünüm.
(bkz: özcan deniz in yönetmen olması)
(bkz: giorni)

mina mazzini yorumunu dinlerseniz diğer her şeyin yalan olduğunu anlarsınız.

http://video.mynet.com/lo...odrum/mina-giorni/276785/
(bkz: az sonra)
filmi dün izledim hafiften bir değerlendirme yapıp gitmeyenlere bilgi verelim.

--spoiler--
filmin başlangıcı SON yazarak başlıyor ve sonrasında bu son yazısının başına ya, sonuna da -ra eki geliyor filmin adı çıkıyor falan hoş bi girişle başlıyor. klasik aşk hikayesi mi? sayılır. kızımızı zengin bir piç kapıyor daha doğrusu kapmaya çalışıyor. filmin ana karakteri olan özcan deniz veteriner deniz çakırda mimar bi kişiyi oynamış. özcan deniz'in oyunculuğu mükemmel değildi oynamış geçmiş işte. ama hani bi aşk filmi olsa da izlesek derseniz izleyeceğiniz bir film. öyle çok abartılı değil ama berbat falan da değil.
--spoiler--
filmdeki tek güzel şey janset idi. başka da bir şey demiyorum.
klasik bir türk dizisi bölümünden pek farkı olmayan, izlenmese de olur diyebileceğiniz bir film.
ikinci türkücü vakası. lan gerçi özcan deniz tam olarak türkücü de sayılmaz. sahi neciydi o? böyle bi'olgunluğa erişmiş, sesi felan da kartlaşmış ama kır saç ve sakal kombinasyonu da eklenince kendisine, "ben neden film çekmiyorum ki?" demiş sanki. lakin keşke hiç kalkışmasaymış bu işe. son derece basit bi'senaryoya sahip, son derece gereksiz bir film. hatta yarısında çıkılacak olanlardan diyor ve kendime bir viski koymaya gidiyorum. yakşamlar.
oyunculuklar oldukça hoştu, aynı zamanda eğlenceli de bir film. inanılmaz derecede ön yargıyla gittiğim halde memnun kalarak sinemadan mutlu bir şekilde çıkmama sebep olmuş filmdir. en azından mahsunun filmi gibi tamamen balon değil, öyle altı ay geriden deli gibi reklamla gelmedi. çok mükemmel bi film değildi ama izlenmesi tavsiye olunur.
bu gün sinemada izleyip beğendiğim film. bu tür filmleri pek haz etmem ancak bu çok hoşuma gitti. kimi zaman hüzünlü, kimi zaman komik olaylar mevcut. beni tek sinir eden, son kısımlardaki abartılan öpüşme sahneleriydi.
deniz çakır'ın ve barış falay'ın harcandığı film.
iç burkan bir levent yüksel şarkısı. ajda'yı bilmem ben levent yüksel ile tanıdım bu şarkıyı ve sevdim.

kal sevgini de al
gidiyorum ben sen hoşçakal
bugünlerin yarınları var
gidiyorum ben sen hoşçakal...
bir özcan deniz filmi.
(bkz: git müzik yap)
filmde dikkat çeken tek diyalog olabilir;
-para ile onu satın alamazsın.
-evet alamam ama şansımı artırır.
klasikk romantik komedi işte.. klişe klişe klişe!!
herseyi geçtim de o evlenme teklifi neydi yaaa.. çok sıradışıydıı...
çok mükemmel bir film olmamakla birlikte yazıldığı gibi çok kötü bir filmde değildir.

hatta salakça ağzımızı açarak seyrettiğimiz hollywood usulü romantik komedilerden çok daha iyi bir film. çünkü daha samimi.

yani öyle uzun uzun sinemografik açıdan değerlendirmeye, yok efendim rejisi iyi değildi, yok sahne geçişleri kötüydü falan diye bakmaya hiç gerek yok. filmi teknik açıdan değerlendirmenin hiç bir anlamı yok. netice de hiç birimiz profosyonel sinema eleştirmeni değiliz. olanlarımız varsada mümkünse eleştirilerini daha üst düzey bir platformda dile getirsinler.

yani demem o ki film güzel bir hafta sonu filmidir, gidilir, izlenilir ve tebessümle çıkılır.

gidiniz görünüz.