bugün

iki ayri yerden bir elektrik devresini acip kapamaya yarayan bir anahtar cesidi. ornek olarak, odaniza girerken yaktiginiz lambayi yattiginiz yerden kapayabileceginiz bir diger vaviyen anahtarla gerceklestirebilirsiniz.
bir sortiyi üç dört yerden kontrol etmek de mümkündür vavienle, ama onun için farklı bir anahtar takıyorlar, ona göre hat çekiyorlar filan. komitatöre ve düz anahtara göre daha pahalıca olduğunu söylememe bilmem gerek var mı? bence yok.
*bir lambayi iki ayrı yerden yakma veya söndürmeye yarayan baglantidir.
Engin Günaydının senaryosunu yazdığı, yağmur-durul taylan kardeşlerin yönetmenliklerini üstlendikleri 21 temmuzda tokatta çekimlerine başlanacak olan filmdir. Ayrıca filmde Binnur Kaya, Settar Tanrıöven ve Vedat Özdemiroğlu da rol alacakmış.hadi hayırlısı.
engin günaydın hayranlarının büyük bir heyecanla beklediği film.
engin günaydın'dan güzel bir film bekleyenler var, burhan altıntop'tan güzel bir film bekleyenler var... kendisi filmi için şöyle demiş:
elektrikle ile ilgili bir tanım. elektrik dünyası, elektrik akımı, enerji alışverişi, enerji, açma-kapatma gibi kavramları içinde barındırıyor. insanların birbirleriyle kurduğu enerjiye benziyor elektrik enerjisi. film, ilk bakışta gerilim filmini andırıyor ama içinde komediyi de barındırıyor. izleyicinin gülmesini hedefliyorum. artık kendi projelerime ağırlık vermek istiyorum.

yağmur-durul taylan kardeşler çekecek filmi. bu yaz dizinin senaryosunu bitireceğim. binnur kaya, settar tanrıöven, vedat özdemiroğlu rol alacak. ben de bir elektrikçiyi canlandıracağım. ben “fargo”yu çok severim. o tatta bir film. insanların bekledikleri gibi bir film olacak aslında. hata oranı düşük olacak. evrensel bir dili de var. bu film gişe de yapacak. çok kişi merak edecek bence. “çok güzel, harika bir film” değil yapmak istediğim, ama titiz bir film olacak.

uluslararası falan biraz uçmuş bence. erbaa'dan çıktıktan sonra avrupa'ya açılma fikirleri olablirdi ama daha yolun çok başında. (bkz: sinema eleştirisi)
engin günaydın'ın uzun zamandır elinde bulundurduğu senaryonun hayata geçişidir. bu zamanla beraber senaryoda olduğu gibi oyuncularda da değişim olmuş. bu geçen zaman, ayrıca maddi olarak da toparlanmasını sağladı.

çok istediği yönetmenlik deneyimini başarıyla sonlandıracağına inandığım film.

düzenleme: yönetmenlik koltuğunda durul taylan biraderler vardır filmin. lakin, vavien proje aşamasındayken yönetmen koltuğuna da oturmak istemiştir engin günaydın.
18 aralıkta vizyona girecek film.
içinde settar tanrıöğen'i de barındıran film; demek ki iyi film. gişesi bol olsun.
fragmanı pek bir şey anlatmayan ancak oyuncu kadrosuyla kendini bekleten filmdir. hayırlısı...
fr. gel-git.
yapımcılığını imaj'ın, yönetmenliğini durul taylan ve yağmur taylan’ın üstlendiği, oyuncu engin günaydın’ın filme uyarlanan ilk senaryosuna sahip film. kadro da yeterince sağlam. binnur kaya, engin günaydın, ilker aksum, settar tanrıöğen ve serra yılmaz baş rolü paylaşıyor.
engin günaydın'ın senaristliğini yaptığı ve başrol oynadığı ilginç film. galası bugün istinye parkta yapıldı, kokteylin başlangıç saatinden itibaren engin günaydın'ı kameraların karşısından ayıramadık efenim. binnur kaya saçlarını kestirmiş erkek tıraşı olmuş yakışmış kendisine.. gala çıkışında cem yılmaz'ın yorumları da iyiydi, arkadaşını kibar bir dille tebrik etti. filme gelince;

--spoiler--
komik sahneleri de var ama içli bir film, her saniye ilerde ne olacak diye merak ediyorsunuz, binnur kaya rolü tam anlamıyla yaşayarak oynamış. engin günaydın'da herzamanki rolünde, yine düzenbaz bir adam. fakat film güzel mesajlar veriyor. alttan alttan da çok iyi espiriler yapılmış. kötü bulmadım filmi, engincim devam devam olcak bu iş..
--spoiler--
kara komedi türünde bir filmmiş ilk izlenimlere göre.

(bkz: coen biraderler)
Engin günaydının yazıp oynadığı, memleketi tokat ta, absinin elektirikçi dükkanı ve kendi evlerini mekan olarak kullandığı ilginç bir sinema filmi.
güzel film. sinema boyutları hemen fark edilen muhteşem detayların ustaca yedirildiği, insanların insan gibi olduğu bir film olmuş. ben çok beğendim.
gidin derim...

hele ki binnur kayanın kocasına gitme dediği bir sahne var üzerine bir hayli konuşulur.

reji tekniği ve montaj açısından çok başarısız. güzel resimler, güzel planlar beklemeyin. perdede sine filmi yerine dizi film izliyor hissine kapılabilirsiniz.
senaryonun ruhundaki buram buram özgünlüğün tam tersine sakil ve taklit açılarla karman çorman bir rejisi olan film. ama senaryo ve oyunculuk ve müzikler harika. izlenmeye değer.
medya mensuplarına haber yapsınlar diye filmin gala davetini gönderen pr şirketinin medya direktörünün, bir editörün suratına telefon kapatarak aynı medyayı hiçe saydığı da vakidir. hadi e-postalarına isimsiz davetiyeler gönderip ciddiye almadığını alanen gösteriyorsun, bari gönderdikleri yanıt e-postasına cevap versene bire kendini bilmez!

ilave: söz konusu editör bu skandalı haber yapıp geri yayından kaldırmış. "neden" sorumuza da "engin günaydın gibi bir ismin filmine gölge düşürmek istemedik, vicdanımız buna müsaade etmedi" cevabını aldık.
Fragmanını izlerken pek elektrik alamadığım film.
zihnimdeki beklenti eğrisini tepeye çıkaran film. *
sunucu:neden burhan karakteri üzerinden devam etmeyi tercih etmediniz? bunun örnekleri var.
e.g: televizyonda bedava sunulan birşeyi seyirciye parayla satmayı uygun bulmuyorum. özgün birşey olsun istedim.
takdir ediyoruz kendisini.
fransız filmlerine benzeyen senaryosunu engin günaydın'ın yazdığı bir türk filmi. filmin sonunda ne üzülüyor ne de seviniyorsunuz.
ilginç isminden dolayı izlenesi film. alışılan burhan altıntop tiplemesinin olmaması güzel.
engin günaydın'ın memleket sevgisi ile seneryosunu yazıp oynadığı kara mizah içeren film. bir film kasabada yaşamanın sıkıcılığını boğuculuğunu ancak bu kadar güzel anlatabilirdi. ben bu filmi çok sevdim izlerken bir çok duyguyu bir arada yaşatıyor insana celal'in vurdum duymazlığına kızıp durdum. sevilay'a yaptıkları yüzünden hatta, şuna bi tane patlatsam derken bazen de ona acıma duygusu yerleşiveriyor insana. ayrıca celal'in yani engin günaydın'ın oğlunu oynayan gence dikkat edin nedim suri'ye yani filmdeki adı ile mesut'a. (bkz: binnur kaya)ve (bkz: settar tanrıöğen) 'in oyunculukları tartışmasız muhteşemdi filme çok şey katmışlar. sevilay'ın nasıl bu kadar saf ve naif olduğunu sorgulamaya gerek görmedim o içimiz de yaşayan binlerce kadından biri, ancak neden o kadar çok parayı kocasından saklamış derseniz, çünkü kocasına güvenmiyor ve çoçuğunun ve kendini geleceğini garanti altına almaya çabalıyor. elbette almanya da yaşayan babasının uyarıları yüzünden yoksa buna gerek bile görmeyecek kadar saf naif biri sevilay. aslında celal'e güvenmemekte de haklı eğer pavyon kadını sibel onu kabul etseydi çoktan karısını ve oğlunu terk etmeye hazırdı celal eh artık karısının parasına da yasal yoldan sahip olunca evine dönmekte bir çekince görmedi tabi celal. ayrıca hiç bir fikrim yokken de tokat'ın da ne kadar güzel bir yer olduğunu görmüş oldum bu filmle. son olarak taylan biraderler muhteşem bir iş çıkarmışlar yeni yıla girmeden ağız tadıyla bir film izleyebildim dedirtiler bana. hepsini tek tek tebrik ederim.
--spoiler--
celal; şimdi sen bu parayı istemiyor musun sevilay; hayır celal ben yanlızca senin yanımda olmanı istiyorum sen yoksan ben parayı ne ediyim.
--spoiler--
--spoiler--
celal; oğlum sen ellerini yıkadın mı?
--spoiler--
bu kadar kaliteli bir filme bile 25 entry girildiği için beni sözlükten soğutan film..
--spoiler--
beklentimi ters düz yapan bir film olarak karşıma çıktı vavien. daha farklı beklerken engin günaydın çok farklı bir rol ile kendini aşması hoşuma gitti açıkcası. normal hayatta bir çok kez karşılaşabilecek olayı seyirceye sunmuş, sıradan gibi gözüküyor film ama aslında anlatmak istedigi güzel bir ders var. ama filmden sonra ve hala da kendime soruyorum film sonunda ki mutluluk görüntüsü gerçek mi yoksa yine ailesine sahte gülücük tiyatrosu mu yapıyordu 75 bin euro için.
--spoiler--
beklentilerim bir komedi filmi olacağı yönündeydi - burhan altıntop-esque ilk-sahne de bu kanımı güçlendirmişti; ama sonra gördük ki karşımızda klasik iradesiz erkek halleriyle ve kadının masum inadı ve mazlum fedakârlağıyla birlikte türk aile yapısını baba baba anlatan coen biraderlerci bir kara film var. engin günaydın'dan beklemediğim bir senaryonun yanında, isimlerini ilk bu filmle işittiğim ve işitir işitmez de kötü bir coen brothers imitation olacaklarını düşündüğüm taylan biraderler'in çıkardıkları taklitsel başarı/yetebilirlik (ya da "yetkin taklit" mi diyelim?) de çok çarpıcı - engin günaydın ve binnur kaya'nın aşmış-yarmış oyunculuklarınaysa diyebilecek tek bir sözüm yok. izlemiş olduğum en güzel türk filmlerinden birisiydi. teşekkürler.