bugün

vahdet: teklik( tasavvufta hakk veya allah)
kesret: çokolma durumu (tasavvufta insan veya kul)

basit bir örnekle açıklamak gerekirse, insanların anatomik yapısı anne ve babadan gelen iki hücre ile başlar ve yetişkin ve sağlıklı bir bünye yaklaşık 9 katrilyonluk bir hücre miktarından oluşur.

aynaya baktığınızda gördüğünüz kendiniz sayısal anlamda tek olmaktır,* vahdet budur. ancak aynanın size göstermediği o 9 katrilyon hüçre kesret olarak tanımlanabilir.

tasavvufta ise vahdet yani allah düşüncesi içersinde iken bu güce duyulan hayranlığktan dolayı onun gücünün de bir işareti olan milyarlarca insanı görüyorsunuz ki bu da kesrettir.

kısaca allah düşüncesinden yola çıkıp, insan sevgisine varma olayıdır. yunus emre'ye atfedilen
yaratılmışı severiz yaratandan ötürü deyişi bu anlayışın ürünüdür.iş bu noktada bitmez, insan sevgisine ulaşan kişi bu eşssiz mucizeyi yaratan güce korkudan ziyade bir hayranlık gözüyle bakar ki bu da kesretten vahdete anlayışıdır. ilgili olarak (bkz: bilmek bulmak olmak)

mimaride de kullanılmıştır bu düşünce...süleymaniye camisi mimar sinaın ustalık dönemi eserlerindendir ve bu cami yerden derece derece yükselir. önce çeyrek kubbelerle başlayan yapı sonra yarım kubbelerle devam eder ve en son tam ve ana kubbeye kapanır. bu kesretten vahdete anlayışıdır. daha sonra ise göz yavaşça aşağıya iner, bu sırada ana kubbeden yarım ve çeyrtek kubbelere inilir ki; bu da vahdetten kesrete anlayışını temsil eder.
allah'i mevcud-u mechul unvaniyla bilen insan icin o bilmeyi, ki ehli ona marifet der, derinlestirmek, inancina dair kalbi tatmini artirip akli tatmine ulasmaya calismanin anahtari tefekkurdur. tefekkur ise enfuste baslar ve afakta devam eder. lakin enfusteki tefekkur daha cok tevhid etrafinda oldugundan buna ilk asamada muttali olmak zor oldugundan, kisi o tefekkurunu afaka yoneltir. afak ise her sayfasi belki her harfi ile bir kesretler mesheridir. o mesherde kesretler aleminde tefekkur eden zat, birbirinden farkli mahiyetlerin, hatta belki birbirine zit gorunen esya ve hadiselerin maverasinda hakikatin hakimiyetini gorur. birbirinden tamamen farkli gibi gorunen seylerin aslinda bir butune olan isaretini kavrar ki buna kesrette vahdeti gorme denir ve kalbi yolculukta bir makama isaret eder.

vahdette kesreti gorme ise, yine bir makam olmakla beraber, bir nevi halkin icinde hakkla beraber olmanin adidir. fakat burada kasddilen kesret aslinda ayri olarak bakmanin cok daha otesinde tamamen nazarini esyaya cevirmeden manay-i harfi lisaniyla o kesretleri yine vahdet adina okumaktir...
sende asr-ı saadet...

-nası geçti abi?
+sikemedik yine.