bugün
- larisalisa20
- peter parker'ın mutsuz olması8
- bamya seven erkek23
- hz ömer'in nil nehrine racon kesmesi12
- istifa etme nedenleriniz12
- günün şarkısı8
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri14
- gece yatarken kurulan hayaller8
- özlem zengin14
- victor osimhen21
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey23
- sigara içen insan aptaldır23
- sözlük erkeklerinin bu günkü kombini15
- gecenin şarkısı8
- yazarların en çok sevdiği aylar25
- konusu belirsiz kavga8
- kanka olmak istediğiniz yazarlar13
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları19
- belediye konserleri yasaklansın16
- iki nişan atmış a101 kasiyeri 35 yaşında mizgin16
- müslüman diye hamas'ı savunmak17
- skoda9
- manyak olmaya karar verdim10
- sözlük çirkinlerinin fotoğrafları12
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir19
- işten çıkmaya 1 5 saat kalması8
- erkek olana kadar çocuk yapmak13
- bu tiple kaç sözlük hatununu yatağa atarım11
- nerede o eski yazarlar19
- boyu 1 47 olup gazabımdan kork yazmak11
- anın görüntüsü12
- 10 milyon dolar verseler dinini değiştirir misin12
- hatuna artistlik için öküz gibi içip kusmak10
- eskiamaeksikbiri20
- realite manipülasyonu13
- sokakta görülen kediye naber lan demek13
- mel mel vs eylulsabahi36
- 10 kasım 2024 fenerbahçe sivasspor maçı31
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur9
- sözlükteki kanka lobisi24
- özgür suriye ordusu10
- anal seks yapmayan hatunu kınamak14
- berber fiyatlarındaki fahiş artış8
- sari renkli seker14
- mel mel bakan gibson vs masklavi14
- karnabahar sevmeyen erkek10
- mel mel bakan gibsonn8
- hem seks hem hastalıkta söylenecek söz23
- almanya'dan türkiye'ye mülteci akını ihtimali10
- ilk türk yapay zeka robotu sezai11
son zamanlarda umut sarıkaya'nın sırtlayıp çoştuğu dergidir,maalesef diğer çizerler hakkında o kadar iyimser olamayacağım giderek kötüleşiyorlar umarım 100.sayı ile beni utandırırlar.
hastası olduğum karikatür dergisidir.. şahsen hala insan içinde okurken şekildeen şekle girip insanların acıyan bakışlarına maruz kalmaktayım..
bu haftaki(100. sayısı) kapağıyla sokak ortasında yardırmıştır,mahalleden geçen insanların garip garip izlemeleriyle karşı karşıya kaldım.
artık fiyatı 1.50 TL yerine 1.75 TL olan dergidir.
yamulmuyorsam 13-50 arasında altın dönemlerini yaşamış ama ne yazık ki düşüş dönemine girmiş bir dergi olarak değerlendiriyorum şu anda uykusuzu...
çekirdek kadroyu tamamladığı o ilk dönemlerde ne kadar da sevinmiştim aslında... ama şu anda o kan kaybına rağmen penguen daha çok okuyorum... körü körüne uykusuz fanı olmadığımdan da kaynaklanabilir bu tabii ama, ersinin küsmesi ve yiğitin salması dergiyi biraz sarsmış gibi duruyor şimdilik... ersin yine iyi güzel ama köşesindeki o eski dinamizmi göremiyorum ben... üzüntü verici tabii...
100. sayıları kutlu olsun. ben de dalya dedim dergi arşivciliğinde. buraya da not düştüm. (bkz: gülücük)
çekirdek kadroyu tamamladığı o ilk dönemlerde ne kadar da sevinmiştim aslında... ama şu anda o kan kaybına rağmen penguen daha çok okuyorum... körü körüne uykusuz fanı olmadığımdan da kaynaklanabilir bu tabii ama, ersinin küsmesi ve yiğitin salması dergiyi biraz sarsmış gibi duruyor şimdilik... ersin yine iyi güzel ama köşesindeki o eski dinamizmi göremiyorum ben... üzüntü verici tabii...
100. sayıları kutlu olsun. ben de dalya dedim dergi arşivciliğinde. buraya da not düştüm. (bkz: gülücük)
vasat bir sayıyla, ne ek ne bir şey, üstüne bir de 25 kuruş zammı okuyucularına 100. sayı hediyesi olarak veren dergidir. yıllardır mizah dergisi okurum. uykusuzu da çok uzun süre takip ettim, ayıla bayıla okudum. fakat artık almayacağım. ta ki kendilerine gelene kadar...
popülerliğini yitirmeye başladıkça, eski popülerliğini yakalama uğruna saygısızlaşmaya başladığını gördüğüm mizah dergisi.
tamam başbakana gönderme yapabilirsin ama şu 100. sayının kapağındaki resim mizah değil resmen saygısızlıktır. seviyeyi bu kadar düşürmenin alemi yok.
tamam başbakana gönderme yapabilirsin ama şu 100. sayının kapağındaki resim mizah değil resmen saygısızlıktır. seviyeyi bu kadar düşürmenin alemi yok.
artık bir solukta okunup bitirilen, bu haliyle üzen dergidir. sebebi sadece yiğit özgür'ün yokluğu olmasa gerek, bilemedim şimdi.
sıcak havaların kurbanı olmuş, çook kötüüüğğğ, rezalet diyenlerin kışın da aynı yere eskisinden daha iyi entarileri gireceği dergi.
bülent üstünsüz bir hiç olan dergidir.
dergiyi bir an önce çıkaralım da yetişsin diye çıkartıp 100. sayılarını bu şekilde unuttuklarını düşündüren dergi. insan ek verir, ne bileyim yanına 100. sayı yazar hiç yoktan. dergi zaten düşüşte, üstüne para zammı, karikatürlerdeki düşüş.. ne yapmaya çalıştıklarını ya da ne yapmaya çalışmadıklarını düşündürüyor insana.
yaz, rehavet, tatil, kum, güneş... bunlar mıdır sorun ya da artık espri mi üretilmiyor. okuyucularla bir yere gelir benim bildiğim dergi, gazete.. 'dergi bi hafta bi ay ara verdi' falan deyin de bizde boşuna para vermeyip, 2-3 sayfa için almayalım.. 100. sayıya ve uykusuz ekibine hiç ama hiç yakışmadı..
yaz, rehavet, tatil, kum, güneş... bunlar mıdır sorun ya da artık espri mi üretilmiyor. okuyucularla bir yere gelir benim bildiğim dergi, gazete.. 'dergi bi hafta bi ay ara verdi' falan deyin de bizde boşuna para vermeyip, 2-3 sayfa için almayalım.. 100. sayıya ve uykusuz ekibine hiç ama hiç yakışmadı..
http://www.uykusuzdergi.c...in-karabulut/okura-mektup adresinde ersin karabulut gecikmelerle ilgili birtakım açıklamalar yapmış. ben en azından bir açıklama yapılmasına memnun oldum. ve zaten anlayışla karşılamamız gerektiğini düşünüyordum. tabii bir yere kadar. lütfen daha fazla uzamasın bu derginin zamanından geç çıkma seansları. cuma günü yazın o halde çıkış tarihine, siz de rahatlayın biz de...
yazının tamamı:
Sevgili okurlar. Derginin gecikmesiyle ilgili bişeyler söylemek zorunda hissettim artık. Biliyosunuz derginin üzerinde perşembe yazıyo, biz tutup cuma filan çıkabiliyoruz. Eminim ki bu durumdan rahatsızsınız, bayiye gidip dergiyi istediğinizde “gelmedi yarın gelir” cevabını aldığınız zaman küfrediyo bazılarınız. Elbette ki süreli bi yayın çıkartıyosanız gününde çıkmanız gerekir, bu konuda savunulucak bişey yok. Ben sadece bi açıklama yapmak istedim. Çünkü umursamadığımızı zannetmenizi istemiyorum. Durumun farkındayız ve çözmeye çalıştığımız en büyük problem de bu zaten. “bu nasıl bi problem olabilir ki?” diye düşünülebilir. Ama oluyo işte. Birimiz hasta oluyo, bi başkası sevgilisiyle ayrılıyo, başka biri bi yakınını kaybediyo filan derken, bi şekilde çizemeyebiliyo köşesini. Ve köşesini çizemeyen ya da yazamayan kişi için bu büyük bi üzüntü sebebidir her zaman, bütün hafta dergiye bile bakamaz.
Bunları eksikliklerimizi meşru göstermek amacıyla söylemiyorum, durumun farkında olduğumuzu bilin diye söylüyorum. Manitayla buluşucakken buluşma yerine geç geldiğin zaman manitanın bütün triplerine rağmen “nolur kızma gel öpiyim affet beni” dersin ya o hesap. Tek istediğimiz, yapabildiğimiz en iyi dergiyi yapmak. Uykusuz nasıl ki bayideki kuşe kağıtlı, içi reklam dolu şıkır şıkır yakışıklı dergiler gibi değilse, içindeki adamlar da aynı öyle işte. Siz de noolur darılmayın bize. Çünkü bu iş de her meslek gibi öğrenilen bişey, biz de gec kalmamayı öğrenicez bi şekilde.
Bi de bu hafta fiyatta artış oldu onu da farketmişsinizdir. Çoğunuz öğrencisiniz, bu 25 kuruşluk artışın sizi zorladığı zamanlar da olucaktır, tahmin edebiliyorum (kendimden hatırlıyorum hatta. Lisedeyken Leman mı alsam yoksa açmayla ayran mı alsam hesabı yaptığım günler oluyodu) ama mecbur kaldık. Çıktığı günden itibaren 2 sene boyunca fiyatını değiştirmeyen tek dergi belki de biziz. Oysa 2 yılda çok şey oynadı. Kağıttı, baskıydı, dağıtımdı, uçaktı, kamyondu derken toplamda deli bi masraf çıkıyo ortaya. sizin bunları bilmeniz ve hesaplamanız gerekmiyo tabi o ayrı.
Ben aslında bu haftaki dergiyi hazırlarken bu yazıyı dergiye koymak üzere kısa bi not halinde yazmıştım, ama “haftaya geç çıkmıycaz diye söz verebiliyo muyuz? Veremiyoruz. O zaman niye böyle bi yazı koyalım ki?” türünden bi konuşma geçti aramızda. Açıkçası ben koyalım istiyodum. Sonra biraz da karambole geldi tekrar düşünemedik, kaldı öyle. Ben de siteye yazıyım bari dedim. Ama bu yazı benim şahsi düşüncelerimden oluşuyo tabii sadece. Zaten kaç kişi okuycak bilmiyorum, günde 2000 kez filan giriliyodu galiba, öyle bişey.
Uykusuz’un ilk sayısındaki köşemin sonuna baktım da, orda “acaba bu derginin 7. Sayısını da alıcak mısınız?” gibi bişey söylemişim. 100 hafta geçmiş aradan. 100 sayıdır bizi yalnız bırakmadığınız için ben çok mutluyum. Bu dergiyi hazırlamaktan, hazırlarken hayatımızın büyük kısmını harcamaktan da gayet memnunuz. inşallah daha da güzel dergiler yaparız. Başta söylediğim gibi bu yazıyı gecikmemizi normal göstermek amacıyla yazmıyorum, sadece diyalog kurmak, bişeyler söylemek istedim, biraz daha iyi anlayabileceğinizi düşündüm. Evet böyle düşündüm. Bu kadardı söyliyceklerim. Görüşürüz.
yazının tamamı:
Sevgili okurlar. Derginin gecikmesiyle ilgili bişeyler söylemek zorunda hissettim artık. Biliyosunuz derginin üzerinde perşembe yazıyo, biz tutup cuma filan çıkabiliyoruz. Eminim ki bu durumdan rahatsızsınız, bayiye gidip dergiyi istediğinizde “gelmedi yarın gelir” cevabını aldığınız zaman küfrediyo bazılarınız. Elbette ki süreli bi yayın çıkartıyosanız gününde çıkmanız gerekir, bu konuda savunulucak bişey yok. Ben sadece bi açıklama yapmak istedim. Çünkü umursamadığımızı zannetmenizi istemiyorum. Durumun farkındayız ve çözmeye çalıştığımız en büyük problem de bu zaten. “bu nasıl bi problem olabilir ki?” diye düşünülebilir. Ama oluyo işte. Birimiz hasta oluyo, bi başkası sevgilisiyle ayrılıyo, başka biri bi yakınını kaybediyo filan derken, bi şekilde çizemeyebiliyo köşesini. Ve köşesini çizemeyen ya da yazamayan kişi için bu büyük bi üzüntü sebebidir her zaman, bütün hafta dergiye bile bakamaz.
Bunları eksikliklerimizi meşru göstermek amacıyla söylemiyorum, durumun farkında olduğumuzu bilin diye söylüyorum. Manitayla buluşucakken buluşma yerine geç geldiğin zaman manitanın bütün triplerine rağmen “nolur kızma gel öpiyim affet beni” dersin ya o hesap. Tek istediğimiz, yapabildiğimiz en iyi dergiyi yapmak. Uykusuz nasıl ki bayideki kuşe kağıtlı, içi reklam dolu şıkır şıkır yakışıklı dergiler gibi değilse, içindeki adamlar da aynı öyle işte. Siz de noolur darılmayın bize. Çünkü bu iş de her meslek gibi öğrenilen bişey, biz de gec kalmamayı öğrenicez bi şekilde.
Bi de bu hafta fiyatta artış oldu onu da farketmişsinizdir. Çoğunuz öğrencisiniz, bu 25 kuruşluk artışın sizi zorladığı zamanlar da olucaktır, tahmin edebiliyorum (kendimden hatırlıyorum hatta. Lisedeyken Leman mı alsam yoksa açmayla ayran mı alsam hesabı yaptığım günler oluyodu) ama mecbur kaldık. Çıktığı günden itibaren 2 sene boyunca fiyatını değiştirmeyen tek dergi belki de biziz. Oysa 2 yılda çok şey oynadı. Kağıttı, baskıydı, dağıtımdı, uçaktı, kamyondu derken toplamda deli bi masraf çıkıyo ortaya. sizin bunları bilmeniz ve hesaplamanız gerekmiyo tabi o ayrı.
Ben aslında bu haftaki dergiyi hazırlarken bu yazıyı dergiye koymak üzere kısa bi not halinde yazmıştım, ama “haftaya geç çıkmıycaz diye söz verebiliyo muyuz? Veremiyoruz. O zaman niye böyle bi yazı koyalım ki?” türünden bi konuşma geçti aramızda. Açıkçası ben koyalım istiyodum. Sonra biraz da karambole geldi tekrar düşünemedik, kaldı öyle. Ben de siteye yazıyım bari dedim. Ama bu yazı benim şahsi düşüncelerimden oluşuyo tabii sadece. Zaten kaç kişi okuycak bilmiyorum, günde 2000 kez filan giriliyodu galiba, öyle bişey.
Uykusuz’un ilk sayısındaki köşemin sonuna baktım da, orda “acaba bu derginin 7. Sayısını da alıcak mısınız?” gibi bişey söylemişim. 100 hafta geçmiş aradan. 100 sayıdır bizi yalnız bırakmadığınız için ben çok mutluyum. Bu dergiyi hazırlamaktan, hazırlarken hayatımızın büyük kısmını harcamaktan da gayet memnunuz. inşallah daha da güzel dergiler yaparız. Başta söylediğim gibi bu yazıyı gecikmemizi normal göstermek amacıyla yazmıyorum, sadece diyalog kurmak, bişeyler söylemek istedim, biraz daha iyi anlayabileceğinizi düşündüm. Evet böyle düşündüm. Bu kadardı söyliyceklerim. Görüşürüz.
son zamanlarda tiraj düşüklüğü yaşayan dergidir.krizde karı düşürmemek için olsa gerek zammı koymuşlar. umut sarıkaya için alınan bir dergiydi. bakalım umut daha ne kadar kotaracak dergiyi.
bülent üstün ve yiğit özgür olmadan boş görünen dergidir. ha, ersin karabulut, uğur gürsoy, umut sarıkaya bir şekilde kurtarmaktadır ama... ama işte.
derginin geç çıkması,25 kuruş zam yapılması değil derdim.derdim;kalitenin düşmesi...her hafta bir veya birkaç çizerin işlerini yapmaması.Ersin karabulut'ta bunu açıklamış ama keşke açıklamasaymış dedirtti okurken.senin işin,mesleğin bu kardeşim,iş disiplini diye bir şey var.ekmek yiyon sen.biz para vererek alıyosak aynı zamanda müşteriniziz.Hangi müşteri eksik malı kabul eder?.
sevgilisinden ayrıldı diye anlayış bekliyolarmış.e sen bigüne bigün arkadaşlar manita yaptım bu hafta alın size fazladan bi sayfa çizdim dedin mi?hayır.
demek ki çizerlik,yazarlık filam ayrı, dergi çıkarabilme yetisi ayrı şeyler(miş)
sevgilisinden ayrıldı diye anlayış bekliyolarmış.e sen bigüne bigün arkadaşlar manita yaptım bu hafta alın size fazladan bi sayfa çizdim dedin mi?hayır.
demek ki çizerlik,yazarlık filam ayrı, dergi çıkarabilme yetisi ayrı şeyler(miş)
Çizerlerinden ersin karabulut'un derginin geç çıkması, son zamanlarda yaşanan sorunlar (bkz: eski işlerimi koydum özür) hakkında dergi sitesinde yazdığı yazının tartışmalar yarattığı dergidir.
"ama bu hiç profesyonelce diil bik bik bik" şeklindeki tepkiler yersiz. neymiş dergi gecikiyormuş. her perşembe onu bulabilmek hakkıymış. bir süredir almanya'da olan biri olarak şöyle diyeyim; çok yanlış kafalardasınız. hayat öyle her perşembe bir dergiyi bulabilmenin rahatlığıyla daha mutlu olmayacak. bak sonra çok fena nostalji yaparsınız söyliyim. * *
"ama bu hiç profesyonelce diil bik bik bik" şeklindeki tepkiler yersiz. neymiş dergi gecikiyormuş. her perşembe onu bulabilmek hakkıymış. bir süredir almanya'da olan biri olarak şöyle diyeyim; çok yanlış kafalardasınız. hayat öyle her perşembe bir dergiyi bulabilmenin rahatlığıyla daha mutlu olmayacak. bak sonra çok fena nostalji yaparsınız söyliyim. * *
bu hafta "mizahın ölümü" başlığıyla yılmaz özdil ve bekir coşkun'a fena ayar veren mizah dergisi.
umut sarikaya nin bu haftaki yazisini isimsiz olarak baska bir yerde okusaydim eger; sunay akin yazmis bunu diye iddaya bile girerdim. got verirdim afedersin. cok sasirdim dogrusu. acaba daha onceden mi dikkat etmedim, yoksa umut kendini mi asiyor. zaten asmis yeterince. ayrica bu hafta 2 defa aldim dergiyi. ilkini carsamba is cikisinda aldim. yolda biraz okudum, evde devam ederim diye cantama koydum. aksam buz gibi limonlu sodami yudumlarken; umut un bi espirisi sonucu soda dergiyle bulusuverdi bir anda. cumartesi gunu 1 tane daha aldim kalan yerler icin. azcik katkim olduysa traja ne mutlu bana.
ayrica ersin karabulut un gecikmelerle ilgili sitelerinden yayinladigi aciklama cok hostu.
tesekkurler uykusuz
ayrica ersin karabulut un gecikmelerle ilgili sitelerinden yayinladigi aciklama cok hostu.
tesekkurler uykusuz
bu hafta tam gününde çıkmakla beraber, okuyucularına 2. yaş hediyesi olarak 24 sayfalık dolu dolu bir dergi hazırlamışlardır. * ayrıca alpay erdem ve esin özbek artık uykusuz dergisinde...
alpay erdem in de gelmesiyle bizi sevindirmiş dergidir. fakat yiğit özgür ün bir kaç hafta vereceği ara bir kaç ay oldu. ayrıca bülent üstün de uzun zamandır yok. bu hafta dolu dolu bir dergiyle karşı karşıyayız fakat yiğit özgür ve bülent üstün hala eksik. acilen iş başına bekliyoruz kendilerini.
alpay erdem ve esin özbek'i kadrosuna dahil etmiş, bu hafta 2. yaşını kutlayan dergi, ayrıca bülent üstün ve yiğit özgür'ün dönüşüyle apayrı bir hava yakalayacağı kesin, severek takip ediyoruz.
alpay erdem ile yılın transferini yapmış olan türkiye nin "tartışmasız" en süper mizah dergisidir. dergimdir.
güncel Önemli Başlıklar