bugün

lisedeyken kasıp, ugrasıp universiteye girildikten sonra anlasılan durumdur, hatta bazı liselerde universiteden daha mantıklı, daha guncel konulara yonelik, daha katılımcı dersler işlenmiştir.
ardından derse sadece yoklama alındıgı için girmek gelir
daha sonra arkadaslara imza attırılır, ve son olarak "amaaannn bırakırsa bıraksın, zaten bi bok olamıcaz" cumlesiyle universiteden tum umutlar kesilir
annelerin cocuklarına lise yıllarında: simdi calıs üniversiteye gidince hepsini yaşarsın dediği ama üniversiteye gidildiginde asla yaşanılamama durumu.. hep içte kalır o duygular, insanda acı bırakır.. HEle birde itü'de okuyosanız tamamen tükenmissinizdir.. bir kac örnek:

A:hocam naber?
B:abi ödevi yaptın mı?
- - - -- - - --
A:abi nasılsın ya görüşemioz?
B:sınavdan kac aldın?
Üniversiteye gitmeden önce insanlar kaybetmiştir, düş kırıklığına uğramıştır. Sebebi ise üniversiteler bize televizyon dizilerinde anlatıldığı gibi değildir. Tabi ki üniversiteye gelmeden önce insanlar üniversite tanımını anca televizyondan veya milletin ağzından dinleyebilir. Bu yüzden üninin nasıl bi yer olduğu konusunda fikri orda gördüklerinden başka birşey değildir. Televizyonlarda her zaman yaptığı gibi her şeyi olduğunun dışında gösteriri ve sizde üni kavramının böyle bir şey olmasını bekleyerek üniye gelirsiniz fakat üni böyle değildir işte bu kayıba sebep olur; ancak kayıbı oluşturanda, kaybedende yine kişidir.
Asılı olan insanın bulunduğu yerde kendini geliştirmeye çalışmasıdır. Durmadan usanmadan ortamını ve kendisini geliştirmesidir.
eski yaşantınızdan yeni yaşantınıza göre degısebılecek bir durumdur. ama soyle bir durumda vardır, kaf dagının arkasında da degılmıs unıversıteler. (bkz: geldim gördüm)
Evet kampuslerde bazı dus bolumlerinde çeşitli arızalar vardır.Ha düştede kırıklık varsa üniversiteye mala vurma hayaliyle giden gencedir o kırıklık.Bilim yapmak isteyene değil.
uludağ üniversitesi bünyesinde, geçirdiğim 4 sene sonunda söylebileceğim sözdür.

uludağ üniversitesi bir düş kırıklığıdır; eğitimi, öğretimi, olanakları(?), geliş-eme-mişliği, sistemi ile ba$lı ba$ına.. kimsenin nasıl olacağını bilmediği kayıtlarından bezen bir öğrenci olarak, en üretken olduğu-olabileceği zamanı, gereksiz bir bölüm ile birlikte içinde kocaman bir bo$luk olan bir üniversiteye vermi$ bir genç olarak söylüyorum bunu. birisine bildiğini aktarabilme vasfına sahip elinin parmaklarını geçmeyek kadar profesör görmüş, üniversiteye gelmiş üniversiteye inancı azalmış, umudunu tüketmek üzere olan biriyim. herneyse. bundan sonraki satırlar küfüre dönmeden bırakıyorum.
okunulan okula gore soylemenin pek de kolay olmadigi durum. *
Üniversitede kızların teklif etmediğinin farkedilmesiyle düşülen duygusal bunalımın sonucudur.
üniversiteden önce ve üniversiteden sonra fikrinin kafalarda tek düşünce olduğu günlerden sonra assiktir lan bu muydu üniversite sorusuna verilen cevaptır.
(bkz: duş kırıklığı)
1.000.000 üniversiteliye sorduk: doğru olan önerme dediler.
acıttım bütün akademik kariyerleri..
ve çürüttüm beynimdeki dirseklerimi..