bugün

yaptığının çok fazla bilinmesini istemeyen kişi veya toplulukların işlerini çevirdiği ortam.sadece bu konuyla alakalı kişiler bilirler bu ortamı.genele yayılmaya başladığı zaman undergroundluktan çıkar yapılan iş.
emir kusturica'nın müthiş komik bir filmidir. 1995 yılında altın palmiye ödülünü kazanan filmin müziklerini goran bregoviç yapmıştır. filmde, 2.dünya savaşı sırasında yeraltına yerleştirilerek silah imalatı yapan direnişçilerin, savaşın bitmesinden bihaber şekilde yeraltındaki yaşamlarına devam etmeleri traji-komik bir şekilde anlatılmaktadır.
biz kucukken cadde'de bu isimde bir mekan* vardi.. adettendi adolesan genclerin dogumgunu partilerini burda yapmalari.. *
savaşta akan kanların, savaşın bulunduğu zaman diliminden taşması ve günümüze kadar gelmesi sahnesiyle şok edici bir film.goran brekoviç'in kalasnjikov şarkısı ne kadar dinlersen dinle bıkılmayacak şarkılardan olmuş.

''aslında savaş yoktu; ta ki kardeş kardeşi öldürene kadar.''

(bkz: işte sinema bu dur)
ing. metro demektir.
(bkz: london underground)
(bkz: yahoo underground)
pete revonkorpi' ye ait illustrasyon.

http://pesare.deviantart..../art/Underground-55573323
emir kusturica nın enlerinden. sinema tarihinin önemli eserlerinden birisi. izlenesi film yeraltı.
(bkz: yeraltı)
şu sözlükte müthiş komik bir film ifadesini görmeme ve şaşırmama vesile olmuş kusturica eseridir. mizahidir ama müthiş komik, hacı ne gırgır ne şamataydı tarzı bir kemal sunal filmi değildir.
yeraltında... gizli olarak.... Türkçede "geleneklerden ve çağdaş cereyanlardan uzaklaşan sanat" karşılığı uygun görülmüştür...
dusan kovacevic tarafından yazılıp emir kusturica tarafından yönetilmiş ve müzikleri goran bregovic'e ait olan bir şaheser. filmdeki başlıca karakterler marko, petar, ivan, natalija ve franz olarak sıralanabilir. olay yugoslav'yada geçmekte ve film bir zamanlar bir arada yaşayan halkları anlatmaktadır. filmin sonuna doğru başlayan dağılma süreci son sahnedeki kır düğünü ile tekrar betimlenmiştir. film sadece yugoslavya'yı değil, insanların birbirleri ile olan ilişkilerini genelde mizahi bir havada sunmaktadır. altın palmiye ödülünü de alan film müzikleri ile de halen unutulmaz filmler listesindeki yerini korumaktadır.
harikulade bir the tea party parçası.gitarıyla konuşan jeff martin birde sesiyle olaya dahil olunca boş olan kadeh doldurulur.

sözleride şöyledir;

i don't need your redemption
i don't need you to deceive me
and I don't need your forgiveness
i only want you to believe me

do you see me here
i'm standing naked
do you see me here on my knees

now all my life i've been wandering
looking for teachers with the keys
nothing found still searching
for sound...
underground

now let me tell you about a story
it's about a man consumed with vice
theosophical in nature
and hedonistic in disguise

and all his life he's been wandering
searching for teachers with the keys
nothing found still searching for sound
underground...
sözlükte doğru düzgün görselliği ve renkleri olan sanatsal tek tema.

ayrıca niyeyse soul kitchen filminden fırlamış gibi, güzel.
swordfishtrombones albümünü açan ve içinde çok tatlı melodiler barındıran tom waits şarkısı.
bir emir kusturica filmidir. filmin müzikleride şahanedir.
(bkz: goran bregovic)
yer6 şeklinde yazanlar bulunmaktadır. kimlikleri tespit edildiğinde ilgili kurum yada kuruluşlara haber verilmeli ve bu kişilerden en az elli metre uzak durulmalıdır.
Emir Kusturica nın fonundan müziği eksik olmayan, komedi-dram olarak nitelenecek ilginç yapıtı. ikinci Dünya savaşı ile başlar film, kosova savaşı ile biter. Dünya da her şey değişir ancak savaş her zaman devam eder.
an itibariyle cnbc e de yayınlanan kimbilir kaçıncıya seyrettiğim emir kusturica filmi. müzikler tabi ki de goran bregoviç. en son sahnesini çok severim.
cok eski bir oyundur. Keyifli oldugu kadar da kolaydir.
Emır kustarıca'nın muhteşem filmi. kült filmler kategorisindedir kesinlikle.
bazı Balkan yapımı filmlerdeki gibi derinliği olmayan eğlence odaklı bir film sanıyorsanız yanılıyorunuz. çokça şaşırtan, gerçeküstü izlenimler uyandıran, güldüren ve daha da fazlası hüzünlendiren bir film. izledikten sonra araştırdığımda ise anladığımdan daha derin olduğunun farkına vardım.

kesinlikle tekdüze bir anlatım yok bu filmde. metoforik, simgesel anlatım ne derseniz deyin nihayetinde bir sanat var. anladığım kadarıyla aktarmaya çalışayım*. mesela ilk kısmı Yugoslavya'nın en iyi olduğunu dönemi sembolize etmiş gibidir. Karakterlerin durumu ise en önemli kısım. ve sembolize ettikleri şeyleri bölgenin siyasal tarihinden haberdar olanlar zaten tahmin edeceklerdir.
Yeraltı aslında soğuk savaş döneminde* halka set çekilen ideolojik duvarlardır. Bu duvarla birlikte dünyadan izole bir toplum yaratılmış ve propogandalarla savaşın üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen savaş psikolojisiyle yaşayan yığınlar yaratılmıştır. Toplum korkuyla bir arada tutulmuş ve istenilen istikamete yönlendirilmiş. Bunun için sinema, gazete gibi her türlü yayın organları kullanılmış, tiyatro ve sinema vb. sanatlara müdahale edilmiştir.
Zamanla Ülkedeki hakim komünist rejim eleştirdiği faşist yönetime dönüşmüş; Bu da sosyalist faşizmle olmuştur. (Yugoslavya'daki iç savaşın yanında Bulgaristan'daki asimilasyon politikaları da örnek olarak gösterilebilir)

Anlatılan, Yugoslavya'nın yani kardeşlerin birlikte yaşadığı bahçenin nasıl bir süreçle parçalandığı ve emperyalist güçlerin oyuncağı haline gelip siyaset sahnesinden silinmesinin acıklı hikayesidir aslında. ''Kardeş kardeşi öldürmedikçe savaş savaş olmuyor'' sözü filmi özetlemekte. Şu anda ülkemizin içinde olduğu çözü(lü)m süreci bu minvalde dikkate değer.

Filmin parlamasında önemli etkenlerden biri belki de en önemlisi müzikleri. Balkan müziklerinin en güzel örneklerini bir araya toparlamış ve bize sunmuş Goran Bregoviç. Dobruca ve Rodop yöresel müziğindeki koro ve ezgilerle ayrıca üflemeli çalgılarla duygusallığı damardan zerk ederek izleyenleri mest etmekte. Ve bu müziklerin filme yedirilme şekline ise söyleyecek söz bulamıyorum. *

sürekli bir curcuna hali, bir devinim var filmde. bir çok karakter layıkıyla canlandırılmış olsa da üç ana karakteri canlandıran oyuncuların performansına diyecek yok doğrusu. özellikle Predrag Manojlovic'in oynadığı -marko- tam anlamıyla kaçık bir karakter. şekilden şekile girebilen tam bir siyasetçi...

daha fazla uzatmayım. belli ki uzun bir sürecin, emek ve özenin ürünü bir film. ucuz dramalar gibi kolaycılığa kaçılmamış. Hüzün, trajedi ve eğlence girift bir şekilde hayatın doğal akışı içinde sunulmuş. Kusturica Balkanlara has bir mizah ile umulmadık bir anda güldürüp gerçeğin acısıyla gözleri dolduruyor.

http://www.imdb.com/title/tt0114787/?ref_=nv_sr_1
Metruk Moda iskelesi ve Jurnal Sokak gibi mekanlarda ehl-i keyif dakikalar geçiren eleman.
ingilizce'de yeraltı anlamına gelen sözcük.