bugün

ben seni bekleyebilirim el sallayarak tüm gidişlerine, kalbimde biriktirerek tren seslerini... bilirim, kendini vurduğunda kırılacak pencerelerim.
yıllar sonra emre aydının tekrardan yorumladığı hareket vakti şarkısının sahibi olan kadındır. mükemmel bir sesi, mükemmel bir tarzı vardır. keşke yeniden görebilsek kendisini sahnelerde.
fotoğrafından kopardığım başını yastığıma geçirdim. saçlarının kokusuyla bağışladım kendimi. çok sevdiğin silik nefretini yalnızlık terliklerimin altına yazdım. onu sevmediğim odalarda sürte sürte eritebilirim. buzdolabına tıkayıp dondurabilirim. denize fırlatıp çoğaltabilirim. onlar benim terliklerim. ama korkma, ben boynunu güzel eğmiş bir aslanım. yastığıma yaslanıp soruyorum; bana ne yaptın? 'sesin titriyor;' seni hiç incitmedim ki, kim uydurdu bu yalanı. seni hiç incitmedin oğlum, sadece canımı taşıyan bardağı devirdin. dayanabiliyorum tamam mı...
inan bıktım bu sözcüklerden; karanlık, gece, çocukluğum, korku, yeni sevgilim, afrika, çilek, tanrıçalar ve çalan zillerinden bıktım. bir de kırmızı rujdan...

kendi fotoğrafına gülümseyen, kendi içkisinde boğulan, kendi annesinin celladıyım. buyum işte!
başka türlü nefes alamam. çocuk da doğuramam.

hadi nefes al!
taptığım kadınlardan.
Bazen hiçbir şey olmaz. Kimse yaralarıyla inleyen şiiri görmez. Sesi olmayan bir kapının kapandığını fark edersiniz. Umursamazlığınızı bir jilet gibi yanınızda taşırsınız.
Belki de aşk borçlu kalmaktır, her şeye, dolunaydan sonra; Çocukların koltuk altlarındaki çizgili demirlere...
Bir sürü kayan yıldız gör ama müziği daha iyi bir gece için parmaklarında tut.
depresif takılan bi hatun. aşk acısı filan çekmiş vakti zamanında (şimdi hangi alemde bende bilmiyorum) çok , yaralanmış. hala da hastaymış daha iyileşememiş. (zaten iileşmek diye bişey var mı daha bilinmiyor) son albümünü de 10 yıllık psikopat aşkına adamış. yazıktır günahtır , greyparka alınası bir insandır.
radyoda her denk geldiğimde içime duygusallık hali çöker, bir de yeni yetmelere sorarım bilmezler o zaman anlarım ki yaşlanmışız arkadaş.
dudağımda incecik nazar duası, nerden öpülse kırılıyor...
Yaralarının içinden boşalıyorum. Sevgisiz abajurları yakıyorum. Ölümlere yapma bacaklar takan ruhumu gör diye deliler gibi hayatı kusuyorum. Körlerin dilsiz ejderhası olacağım. Ateşin yaladığı avuçlarımdan alınlar akıtacağım. Dünyanın en yalancı falcısı olacağım. Bizi birbirimize düşman eden kimdi biliyor musun? Nasıl çoğaldılar ve nasıl haklı çıktılar...
--spoiler--
ölünceye dek seni seveceğimi sanmıştım baba
ama aşık oldum..
--spoiler--
kalemle kağıt arasındaki dersi çalışıyorum. yazıyla hayat arasındaki dersi çalışıyorum. seni hatırlamaya çalışıyorum. iştah açıcı papağan diyetleri fışkırıyor kızgınlığımdan. seninle kalbim arasındaki dersi çalışıyorum. meleklerin kararsız kaldığı kapıdan geçiyorum…
Hareket vakti adlı şarkısıyla ve o şarkının klibiyle beni benden alan 90'lı yılların muhteşem sesi.
Bir katil önce sevdiklerini öldürür. Her masum dokunuşunda tetiğine, Bunu bilmek bir saadettir. Bak; meğer ben de bir an için sevmişim kendimi.
Kim anlayabilir içimdeki kaygısız acıyı, nasıl atılırım kaygılara fark etmeden, nasıl yıkılırım, yenilirim kendime !... Aynadaki yeşil gözler uyu; der bana,git yat uyu Uyutsaydın beni ölmezdin ki!.. Aşkın keşke Mozart yanını sevseydim. Keşke, o zaman yanmazdı canım. Ve içerde kitap okuyan kadına bırak diye yalvarırdım her saat başı yeniden Kızma bana! istersen uyutma! Seni hep affederim.

Umay Umay
sadece hareket vakti değil, sesini adadığı bütün şarkıları güzel olan, acayip etkileyici ve seksi bir sestir. ayrıca yazardır, daha edinemediğim fakat güzelliğinden emin olduğum 4-5 tane kitabı vardır. her zaman el üstünde tutulası.
Derimi ve küskünlüğümü sıyır. Çünkü hayat kurban arar. Çekirgenin üçüncü sıçrayışı;. Acı büyükse bu bana yakışır. Ama sıradansın, ama vasatsın, ama elveda. Baksana.. Sana hiç gözyaşı hediye edildi mi? Mektuplarını sen yazmadan önce okudum ve sana gözyaşlarımı hediye etmeye karar verdim. Al avucuna doldur, yüzündeki kabukları soy; kırmızının sızısını gör. Sokakta birine rastlayana kadar git. Ve, ve, ve asla geri dönme. Ama merak ediyorum; sana hiç aşık oldun mu?..
Aşk kasımın bilmem kaçında yıldızlı bir kalemle intihar etti. Cesedini siyah kağıtla örttü. Çürük tarafı yenmiş bir muzu sehpanın üzerindeki altın saatin yanına koyup pencereden atlayıp gitti. Hemen o gece ucuzluktan aldığım kanatlarla bir kaçış planladım. Hemen orada, botlarımın yanına düşen ter kokulu veda mektubuna inanıp uçtum. Uçtum; makyajımın bozulmamasından ve gerektiğinden çok kan akıtamamaktan korktum. Gülen, çığlık atan, istasyon tellerine takılan bir melek oldum.
hiç geçmeyen kulak çınlamasıdır.
trabzonlu'dur.
bir zamanlar türk pop müziğinde orjinal bir şeyler sunabilen çok nadir insanlardan idi.

(bkz: nostalji)
sıradan olmayan biridir.
O ve ben. Bir kez daha yaşamak için, uzun değil ama! Bir kez daha sevişebilmek için, bir kez daha karın ortasında kalabilmek için sessizlikle arkadaş oluruz.
Dünyanın bir hücre olduğunu unutmak için inşaa ettiğimiz hücrede, sessizlik perdeler kadar kirlidir oysa. Hiç hikaye yaşayamaz, şiir de okuyamaz, sessizlik elma yiyemez.
idefix için yazdığı kitap seçki listesi:

"umberto eco, foucault sarkaı : tarihin gizemini bir dedektif gibi araştırdığı için

murat uyurkulak, har : kışkırtıcı olduğu için

samed bahrengi, küçük kara balık : masumiyeti çok güzel anlattığı için

jrr tolkien, yüzüklerin efendisi : gerçekliğin en iyi fantazisi olduğu için

ihsan oktay anar,puslu kıtalar haritası : dili kullanma hakimiyeti için

michael ende , bitmeyen öykü: içinde yaşamak istediğim bir masal

boris vian, günlerin köpüğü : bütün kitapları kişisel özel beğenim. nedeni bile yok

tarjei vesaas ,buz sarayı : içimdeki buzları erittiği için

sadık hidayet- kör baykuş: sarsıldığım,yıllarca sarılarak uyuduğum kitap. bütün kitaplarının hayranıyım"