bugün

tamamen zaman kaybıdır .çünkü öğretmenler isteyerek öğretmenliğini yapmıyor akademisyenler isteyerek akademisyenlik yapmıyor rektör desen felaket durumda tam bir terör yuvası.

bu eğitim sisteminde okumak 4 seneni çöpe atmana yol açar. çalış ingilizce'yi çık avrupa'da oku.

edit: eksiliyenler 1300 liraya çalışan üniversite mezunları.
Kesinlikle boşa zaman kaybıdır. Hoca dersi Okur ve gider ! sonra bir bakarsın 3 5 kitaptan sorumlu tutar. sınava kadar ezberle.. sınavı geç.. bildiklerini unut. bu mekanizma hep böyle işler.
Bugün çok anlamlı bir köşe yazısı okudum. Türkiye nin genel özeti sanırım bu kadar iyi anlatılamazdı...
Okuyunuz okutunuz.. Farkına varınız...

Özellikle üniversitede %90 yer kaplayan ve kendine Akademisyen diyen güruh azıcık ibret alsın... Şeref Oğuz on numara yazmış.

"Biliyorum bana yine kızacaksınız ama... Yaklaşık 50 eczacılık fakültesinde yaklaşık 10 bin öğrenci okuyor ve yılda 2 bini mezun oluyor. Sorum şudur; para üstü verebilmek için insan 5 yıl üniversite okumalı mı? Zira ilaçla ilişkileri kalmamış eczane açma dışındaki alanlar daralmış ve yakında ilaca her yerden erişim sağlanabilecek.
Biliyorum bana yine kızacaksınız ama... Ziraat mühendisi yetiştiren fakülte sayımız 40'a yaklaştı. 5 bin öğrenci, "ziraat mühendisi" diploması peşinde. Çoğunun ayağına tarla çamuru değmeden emekli olabilen hocaların yetiştirdiği bu gençlerin neredeyse tamamı, ziraattan bitkiden habersiz... Hal böyle olunca bitki becerisi olan bahçıvanı mumla ararken mühendisin binlercesi atama bekleyip duruyor.

Eğer siz zamanın değişen şartlarına uygun fakülte tasarlamaz ve müfredatını da çağın gereklerine adapte etmezseniz, o fakülte "diploma fabrikası" gibi işlem görür. Beceri ise "ara eleman" adıyla aranır hale gelir. Geçenlerde bir sanayici "diplomayı alıyor, beceri eklemek için en az 2 yıl ilave eğitim veriyoruz" diyordu.
Diplomadan ziyade beceri odaklı kariyerin genel adıdır ara eleman. Türkiye'nin sıkıntısını çektiği, sanayinin mumla aradığı ve bir türlü yeterince yetiştiremediğimiz nitelikli işgücünün dilimizdeki karşılığıdır.
Şu sıralar mikro devrim ihtiyacının şiddetle hissedildiği sanayide gördük ki işler çırak veya stajyer ile yürümüyor. Aslında işler yalnızca mühendisle de yürümüyor. Eğitim sistemini değer zincirinin ihtiyacına göre kurgulamadığımızdan, iki uçta yığılmalar olmuş.

Ya "ne iş olsa yaparım" niteliksiz işgücü veya kapı gibi diploma sahibi mühendis... Peki değer zinciri bundan ibaret mi? Ortada muazzam boşluk var ve bunu biz teoride endüstri meslek liseleri, sanat okullarıyla doldurmaya çalıştık.
Ancak üniversite sınavı odaklı eğitim sisteminde meslek okullarının "eksik kabiliyet" adresi gibi algılanmasına yol açınca, ara eleman dediğimiz büyük açlığımız açığa çıkıverdi."
güncel Önemli Başlıklar