bugün
- serdar ortaç ve m ali erbil'in gözaltına alınması13
- bamya seven erkek11
- anın görüntüsü14
- topuklu ayakkabı ile araba kullanan kadın15
- dilan polat14
- makarnayı bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar12
- yazarların üniversite son sınıfta yaşadıkları17
- otobüste yanınızda oturan kadının uyuklaması12
- hem seks hem hastalıkta söylenecek söz11
- 10 kasım 2024 galatasaray samsunspor maçı16
- 10 kasım 2024 fenerbahçe sivasspor maçı14
- icardi simge aşkı15
- sözlükte geceleri çok tehlikeli tipler olması10
- musleranın morinho'ya verdiği ayar26
- mel mel bakan gibson vs masklavi11
- öğretmen bayan ile evli olmak9
- sözlük kızlarının 80 kilo üstü olduğu gerçeği9
- bir sözlük erkeğine sarılıp uyumak10
- arkadaşlar yarın iş var farkında mısınız8
- mustafa kemal atatürk8
- erkek olana kadar çocuk yapmak10
- supangle yapan babaanne iticiliği9
- karnabahar sevmeyen erkek8
- halil umut meler22
- ilk türk yapay zeka robotu sezai10
- pornolardaki ağıza sıçma sahneleri14
- wanda nara25
- ticarette en güvenilir ırk25
- sokakta görülen kediye naber lan demek25
- yazarların bugunkü mutluluk sebebi10
- victor osimhen19
- 34 plakanın diğer illerdeki karizması13
- realite manipülasyonu10
- 10 kasım31
- belediye konserleri yasaklansın9
- ya ile biten cümleler9
- sinirlenince çaylak atan yetkili32
- adanalı kadınlar12
- insan olmaya ceyrek kala19
- larisalisa14
- şeyh sait9
- en müslüman özelliğinizi yazın20
- ulu kızları gidip normal sözlük kızlarının gelsin9
- atatürk ün son sözünün aleykümselam olması17
- mauro icardi11
- 1993 toyota corolla vs 2020 fiat egea9
- neden sevgilin yok sorusuna alternatif cevaplar15
- bir sözlük erkeğini dağa kaldırmak8
- arkadaşlar ben sapık mıyım12
- ebru gündeşe 69 milyonluk konser8
Türkiye'de faşist hareketlerin yaklaşık 70 yıllık bir mazisi vardır. Bu mazi, faşizmin en ilkel ve insanlık dışı fikirleriyle, binlerce devrimcinin, işçinin, ilerici aydının kanıyla, sayısız katliam ve kıyımla doludur. Faşizmin her ne kadar bütünlüklü ve tutarlı bir ideolojisi olmasa da, sonuçta muradını ortaya koymaya yetecek kadar yapacakları açık ve nettir. Amaç devrimci sınıf hareketini ezerek burjuvaziyi krizden kurtarmak olduğundan, zaten kendi içinde tutarlı bir ideolojiye de ihtiyacı yoktur.
Faşizm söyleminin temel unsurları, burjuva devletinin ve düzenin kutsanması, koyu bir milliyetçilik, militarizm ve azgın bir anti-komünizmdir. Ülkücü-faşist hareket söz konusu olduğunda da durum aynıdır. Ülkücü-faşizmin ideolojisi de, devleti kutsayan, komünizmi milliyetçiliğe ve burjuva devlete karşı olduğu için en büyük düşman ilan eden, Türk ırkını üstün ırk olarak gören ırkçı ve şoven bir anlayışa dayanır.
Türk faşizminin ideolojik kökü Türkçü-Turancı düşüncede ve Alman Nazizminde aranmalıdır. Sonradan* islami motifler de işin içine katılmış ve bir Türk-islam sentezi yaratılmaya çalışılmıştır. Ancak bu, temelde yatan ırkçı-milliyetçi düşünceyi ve faşist bir devlet düzeni idealini ortadan kaldırmamış, yalnızca ona bağlanmıştır.
Devlet kavramı, ülkücü-faşist hareket açısından merkezi ve hayati bir önem taşır. Bu açıdan, ülkücü-faşizmin tarihsel ve kendine göre ideolojik olarak bağlandığı Türkçü-Turancı düşünceye bakıldığında, akımın temelinde devleti korumak ve kurtarmak refleksinin yattığı görülür.Bu refleks, ülkücü-faşist hareketin tüm dönemlerine damgasını vurmuş ve burjuva devletin hizmetinde, onun yardımcı veya sokaktaki gücü olmak pratiğiyle de gerçekleşmiştir.
Ülkücü-faşist ideolojinin bir diğer unsuru olan Turan ülküsü de, devleti kurtarma refleksinin uzantısı olarak Türk ırkına dayalı bir milletin oluşturduğu bir devlet kurma fikrinin somutlanışıdır. Son derece uçuk bir tarihi fantezi olsa da, dönemin en önemli siyasi gücü olan ittihat ve Terakki Partisi tarafından sahiplenilmesi, Turancılığın resmi ideoloji ve Turan idealinin de devlet politikası haline gelmesine yol açmıştır. birinbi dünya savaşının yarattığı sonuçları itibariyle Turan idealinin Turancılık fikriyle beraber sönümlenmesini sağlamış, fakat bazı ırkçı-Turancı düşünürler bu akımı yeniden canlandırarak 1930'lara kadar taşımış ve Avrupa'da yükselen Alman Nazizmi ile harmanlayarak ülkücü-faşist hareketin düşünsel temellerini atmıştır.Bu tarihten itibaren faşist kadrolara Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Orhon Seyfi Orhon gibi isimler de katılmıştır. Özellikle Nihal Atsız'ı, faşist hareketin Türkiye'deki kurucusu ve ideologu olarak anmak yanlış olmaz.
1944 yılından itibaren Nazi ordularının Sovyet güçlerince püskürtülmesi ve Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi üzerine her şey bir anda değişti. işin aslı, başından beri savaşı kazanacağına inandığı Almanya tarafına oynayan burjuva devlet, savaşın sonucu belli olur olmaz Nazi ve faşizm karşıtı tavırlar ortaya koydu. asıl belirgin tavır, ünlü Turancılık Davası ve aralarında Alparslan Türkeş'in de bulunduğu ünlü isimlerinin yargılanmasıdır.
Sonuç olarak, 1944 yılına kadar geçen süreç, Türk faşizminin ideolojik mayalanma dönemi olarak nitelendirilebilir. Türkçü-Turancı fikirlerin mirasıyla yetişen 40'lı yılların faşist kadroları, bu fikirleri Alman Nazizmi ile harmanlayarak bu akımın ideolojik altyapısını oluşturmuşlardır. 40'lı yılların başındaki yükselişe kadar faşist hareket dar bir kadronun başını çektiği bir fikir akımı karakterini korumuş ve daha çok Türkçüler Derneği ile Ergenekon, Gökbörü, Tanrıdağ, Orhun, Çınaraltı, Kopuz gibi dergiler etrafında örgütlenmiştir. 40'lı yıllarda ise Nazi Almanya'sının ve devletin desteğiyle daha örgütsel bir yapıya kavuşarak, fikir akımından örgütlü bir harekete dönüşme imkanı bulmuştur. 1944'te aldığı göstermelik darbe sonucu küçük bir sarsıntı geçiren ve itibar kaybı yaşayan faşist hareket, Turancılık davasından mahkum olanların itibarlarının 1947'de iade edilmesine rağmen, 60'lı yılların sonuna kadar nispeten durağan bir sürece girer. Bu yıllarda faşist kadrolar önce Fevzi Çakmak'ın Millet Partisi'nde, daha sonra da Osman Bölükbaşı'nın 1954'te kurduğu Cumhuriyetçi Millet Partisinde ve daha sonra * Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi etrafında toplanırlar.
Kriz ve emperyalist savaş atmosferindeki dünyada yaşanan genel siyasi gericileşmeyi de arkasına alan milliyetçi-şoven dalganın yükselişi ülkede özellikle daha sonralarda kurulan mhp ile halen devam etmektedir. Tehlikenin farkına varmanın ve ona karşı mücadelenin ön şartı, faşizmin burjuvazi açısından işlevini ve neler yapabileceğini iyi kavramaktır. Faşizm, burjuvazi açısından vazgeçilmez bir silahtır ve ülkedeki ülkücü-faşist hareketin tarihi bunun en iyi kanıtıdır.
Faşizm söyleminin temel unsurları, burjuva devletinin ve düzenin kutsanması, koyu bir milliyetçilik, militarizm ve azgın bir anti-komünizmdir. Ülkücü-faşist hareket söz konusu olduğunda da durum aynıdır. Ülkücü-faşizmin ideolojisi de, devleti kutsayan, komünizmi milliyetçiliğe ve burjuva devlete karşı olduğu için en büyük düşman ilan eden, Türk ırkını üstün ırk olarak gören ırkçı ve şoven bir anlayışa dayanır.
Türk faşizminin ideolojik kökü Türkçü-Turancı düşüncede ve Alman Nazizminde aranmalıdır. Sonradan* islami motifler de işin içine katılmış ve bir Türk-islam sentezi yaratılmaya çalışılmıştır. Ancak bu, temelde yatan ırkçı-milliyetçi düşünceyi ve faşist bir devlet düzeni idealini ortadan kaldırmamış, yalnızca ona bağlanmıştır.
Devlet kavramı, ülkücü-faşist hareket açısından merkezi ve hayati bir önem taşır. Bu açıdan, ülkücü-faşizmin tarihsel ve kendine göre ideolojik olarak bağlandığı Türkçü-Turancı düşünceye bakıldığında, akımın temelinde devleti korumak ve kurtarmak refleksinin yattığı görülür.Bu refleks, ülkücü-faşist hareketin tüm dönemlerine damgasını vurmuş ve burjuva devletin hizmetinde, onun yardımcı veya sokaktaki gücü olmak pratiğiyle de gerçekleşmiştir.
Ülkücü-faşist ideolojinin bir diğer unsuru olan Turan ülküsü de, devleti kurtarma refleksinin uzantısı olarak Türk ırkına dayalı bir milletin oluşturduğu bir devlet kurma fikrinin somutlanışıdır. Son derece uçuk bir tarihi fantezi olsa da, dönemin en önemli siyasi gücü olan ittihat ve Terakki Partisi tarafından sahiplenilmesi, Turancılığın resmi ideoloji ve Turan idealinin de devlet politikası haline gelmesine yol açmıştır. birinbi dünya savaşının yarattığı sonuçları itibariyle Turan idealinin Turancılık fikriyle beraber sönümlenmesini sağlamış, fakat bazı ırkçı-Turancı düşünürler bu akımı yeniden canlandırarak 1930'lara kadar taşımış ve Avrupa'da yükselen Alman Nazizmi ile harmanlayarak ülkücü-faşist hareketin düşünsel temellerini atmıştır.Bu tarihten itibaren faşist kadrolara Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Orhon Seyfi Orhon gibi isimler de katılmıştır. Özellikle Nihal Atsız'ı, faşist hareketin Türkiye'deki kurucusu ve ideologu olarak anmak yanlış olmaz.
1944 yılından itibaren Nazi ordularının Sovyet güçlerince püskürtülmesi ve Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi üzerine her şey bir anda değişti. işin aslı, başından beri savaşı kazanacağına inandığı Almanya tarafına oynayan burjuva devlet, savaşın sonucu belli olur olmaz Nazi ve faşizm karşıtı tavırlar ortaya koydu. asıl belirgin tavır, ünlü Turancılık Davası ve aralarında Alparslan Türkeş'in de bulunduğu ünlü isimlerinin yargılanmasıdır.
Sonuç olarak, 1944 yılına kadar geçen süreç, Türk faşizminin ideolojik mayalanma dönemi olarak nitelendirilebilir. Türkçü-Turancı fikirlerin mirasıyla yetişen 40'lı yılların faşist kadroları, bu fikirleri Alman Nazizmi ile harmanlayarak bu akımın ideolojik altyapısını oluşturmuşlardır. 40'lı yılların başındaki yükselişe kadar faşist hareket dar bir kadronun başını çektiği bir fikir akımı karakterini korumuş ve daha çok Türkçüler Derneği ile Ergenekon, Gökbörü, Tanrıdağ, Orhun, Çınaraltı, Kopuz gibi dergiler etrafında örgütlenmiştir. 40'lı yıllarda ise Nazi Almanya'sının ve devletin desteğiyle daha örgütsel bir yapıya kavuşarak, fikir akımından örgütlü bir harekete dönüşme imkanı bulmuştur. 1944'te aldığı göstermelik darbe sonucu küçük bir sarsıntı geçiren ve itibar kaybı yaşayan faşist hareket, Turancılık davasından mahkum olanların itibarlarının 1947'de iade edilmesine rağmen, 60'lı yılların sonuna kadar nispeten durağan bir sürece girer. Bu yıllarda faşist kadrolar önce Fevzi Çakmak'ın Millet Partisi'nde, daha sonra da Osman Bölükbaşı'nın 1954'te kurduğu Cumhuriyetçi Millet Partisinde ve daha sonra * Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi etrafında toplanırlar.
Kriz ve emperyalist savaş atmosferindeki dünyada yaşanan genel siyasi gericileşmeyi de arkasına alan milliyetçi-şoven dalganın yükselişi ülkede özellikle daha sonralarda kurulan mhp ile halen devam etmektedir. Tehlikenin farkına varmanın ve ona karşı mücadelenin ön şartı, faşizmin burjuvazi açısından işlevini ve neler yapabileceğini iyi kavramaktır. Faşizm, burjuvazi açısından vazgeçilmez bir silahtır ve ülkedeki ülkücü-faşist hareketin tarihi bunun en iyi kanıtıdır.
türkiye' nin ilerleyemeyişinin en büyük nedenlerinden biri.
türk-islam senteziyle tehlikeli boyutlara ulamış hatta geçmiş oluşum.
vardır elbette neden olmasın?
karşıt görüşlere sahip olduğun bir kişi senin için bir "faşist"tir.sözlük formatına uygun en nadide küfürdür çünkü.
dinlememek, görüşlere saygı duymamak, saçma sapan örnekler vermek, ...sıkıştığın zaman ağzından çıkabilecek bir kelime işte "faşist".
aslında seri eksi oy veren, ibne değil bildiğiniz faşisttir.kibar feyzo'nun ağası da faşisttir.hatta bugün oynadığım call of duty oyunundaki ruslar bile "kill all those facists" diye bağırıyorlardı.onun gazıyla yazıyorum zaten.
ee bu kadar faşist varken hiç faşizm olmaz mı?olmayan ateşten duman çıkmaz gözüm...
karşıt görüşlere sahip olduğun bir kişi senin için bir "faşist"tir.sözlük formatına uygun en nadide küfürdür çünkü.
dinlememek, görüşlere saygı duymamak, saçma sapan örnekler vermek, ...sıkıştığın zaman ağzından çıkabilecek bir kelime işte "faşist".
aslında seri eksi oy veren, ibne değil bildiğiniz faşisttir.kibar feyzo'nun ağası da faşisttir.hatta bugün oynadığım call of duty oyunundaki ruslar bile "kill all those facists" diye bağırıyorlardı.onun gazıyla yazıyorum zaten.
ee bu kadar faşist varken hiç faşizm olmaz mı?olmayan ateşten duman çıkmaz gözüm...
türkiye'de islamlaştırılmanın da etkisiyle mücadele alanı olması gereken asıl konu "islam faşizmi" ve onun takipçisi partilerdir. yani akp faşizme karşı mücadelenin asıl güncel hedefi olmalıdır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar