bugün

asıl adı ahmet turan oflazoğlu'dur... washington üniversitesi'nde oyun yazarlığı ve tiyatro dersleri almıştır... deli ibrahim oyunuyla türk dil kurumu ödülünü kazanmıştır...
oyun yazarı. birçok yabancı yazardan yaptığı çevirilerin yanı sıra, özellikle türk tarihinden alınma konuları işleyen sahne yapıtlarıyla tanındı.

(bkz: deli ibrahim)
(bkz: dördüncü murad)
(bkz: kösem sultan)
(bkz: sokrates savunuyor)
(bkz: elif ana)
(bkz: genç osman)
(bkz: sinan)
kösem sultan da onun eseridir.
günümüz oyun yazarlarındandır.istanbul radyosu tiyatro şubesinde oyun yazarlığı ve yönetmenlik yapmaktadır.
yapıtları: keziban, deli ibrahim, dördüncü murat, sokrates savunuyor, genç osman, elif ana, yine bir gülnihal
washington üniversitesinde oyun yazarlığı yapmış, tiyatro derslerine girmiş bir yazarımızdır. Franz Kafka, shakspeare gibi yazarlardan cok sayıda ünlü yapıtı çevirmiş, bize kazandırmıştır.
'Yine bir gülnihal' yapıtı harikadır. bu eserde; iki gülnihal in aşkı arasında kalan ismail dede efendi'yi anlatır.
turk oyun yazarları içinde önemli bir yere sahip olan oflazoğlu'nun, hakkında bu kadar az entry girilmiş olması, sözlüğün de türk tiyatrosuna olan ilgisinin 'yoğunluğunu' açık olarak göstermektedir.
cihan ünal'ın murad'ı canlandırdığı 81 yapımı trt tabanlı dördüncü murad isimli mini dizinin yazarıdır da.
Trajedi türünde başarılıdır.

Tiyatrolarinin çoğu osmanli tarihini anlatır.
Manzum tiyatrolar yazar.

Tiyatro: yine bir gulnihal, kösem sultan, allah in dediği olur, deli ibrahim, Genç osman, 3. Selim, 4. Murat, cem sultan, fatih...

Şiir: sevgi hakanı

Çeviri: boyle vurdu zerdüşt, romeo ile juliet...
modern türk tiyatrosunun ilk sanatçılarından biri olan turan oflazoğlu, kendisini gelenekçi bir yazar olarak tanımlamaktan hep uzak durmuştur. ancak bir kimlik inşasında geleneğin ne denli büyük bir güce sahip olduğuna da vurgu yapmıştır. insanın, geleneğin şekillendirdiği bir dünyada yaşadığına işaret etmiştir.

oflazoğlu kendisini fuzuli’nin, yunus emre’nin, ve karacaoğlan’ın varisi olarak görüyordu. klasik osmanlı şiirinin dışında, halk kültüründen de son derece istifade etmiştir. oflazoğlu, oyunlarının konularını tarihten alsa da maksadı tarihi anlatmak olmamıştı. insanı insana göstermek için tiyatro sanatını vazgeçilmez olarak görüyordu.

oflazoğlu, sanatın insanın sınırlarını aşmasında bir imkân olduğunu düşünüyordu. gündelik hayat içerisinde varlığın bütün boyutlarını kavramaya muktedir olamayan insanın, sanatın sundukları vasıtasıyla, “tam insan” olacağını söylemişti.

oflazoğlu, insanın bu dünyada ölümlü olmakla ölümsüzü arzulaması arasında bir dramı yaşadığını iddia etmişti. insanın varlık sınırından ancak sanatın telkinleriyle çıkabileceğine inanmıştı.