bugün

tanıdık gözlerde "seni tanımıyorum" ifadesi... en sığ denizde boğulmak gibi;

gözler...
hani herşeyi anlattığı iddia edilen gözler.
bir bakışla yürekleri dağlayan, yine bir bakışla dağladığı yürekleri burkan gözler.
güçlü bir silahtır gözler. kullanmasını bilen için tehlikeli ve güçlü.

***********

ben bir çift göz tanıdım zamanında.
bir çift gözle başladı bu hayat sevincim.
o gözler sayesinde benim gözlerimde mutluluk tohumları yeşerdi.
kimi zaman göz yaşlarım büyüttü o tohumlarımı.
kimi zaman onun göz yaşları soldurdu yine o tohumları.

ama ben bir çift göz tanıdım zamanında.
bir kadına ait.
benim kadınıma...
hatta o gözlerle aynı dünyaya beraber bakıyorduk.
birlikte ve sonsuzluğa doğru...

***********

ben bir çift göz tanıdım zamanında.
bana bakıyordu. beni seviyordu.
gözlerinden anlaşılıyordu sevdiği.
en soğuk günlerde içimi ısıtırdı o gözlere ait bakışlar.
beni burdan alıp bilmediğim cennetlere götürürdü.

ve ben bir çift göz tanıdım zamanında.
ismi lazım değil.
konuşmasa dahi gözleriyle anlatırdı her şeyi.
yalan söylemezdi gözleri, dudakları gibi.
içindekilerin dışa açılan birer pencereleriydi onlar.

************

ve sonra, sonraları;

benim tanıdığım gözler bana bakmamaya başladı.
artık hiç bir şeyi anlatmıyordu bana.
içlerine bakamaz olmuştum.
ya bakmaya çalıştığımda kaçıyorlardı benden.
ya da yakaladıklarımda içlerindeki ateş yakıyordu yüreğimi.

evet artık o gözler içlerinde ateş barındırıyordu.
denedim çoğu kez göz yaşlarımla söndürmeyi o ateşi.
nafile.
kin, öfke, hırs vardı o gözlerde.
gördüm bunları teker teker.

*************

sonra ise araya mesafe girdi.
artık gözlerimiz arasında sis bulutları dolaşıyordu.
gözlerim ise hala onun gözlerini arar haldeydi.
uzun süre kadar göremedim o gözlerin sahibini.

bir kere araya mesafe girince,
cesaret istiyor artık göz göze temaslar.
zira her bakışma; sırta bir hançer daha saplanması demek.
akan kanlarsa durmak bilmiyor;
o dakikadan sonra.

***************

ben bugün bir çift göz gördüm.
eskiden bana bakan;
artık ise beni görmeyen.
oysa ben bu gözleri tanıyorum.
yoksa o gözler beni tanımıyor mu?

evet o gözler kadınıma aitti.
amacım son bir kez daha o gözlerin içinde kaybolabilmekti.
son gücümle kalktım düştüğüm yerden.
baktım eskiye özlem duyarak.
bir ihtimal beni "tanır mı?" diye.

gözlerime kitlendi gözleri.
uzun bir süre kadar.
evet dedim işte tanıdı bu gözleri.
kalp atışlarım hızlandı o saniyelerde.
kanlar damarlarımdan taştı taşacak gibiydi.
iyice süzdü ateşten gözleriyle.
inceledi...
inceledi...
benim gözlerimse haykırıyordu son gücüyle:
"beni hatırladın mı? ne olur hatırla?
biraz daha baktı.
ve anımsayamadı galiba.
kafasını çevirdi.

evet tanımamıştı.
bu gözleri tanımamıştı.
yabancıydım onun için artık.
işte o an bir damla yaş süzüldü gözlerimden.
tıpkı şuan ki gibi.

son hançeri sanırım o an yedim.
bu seferki sırtıma doğru değilde;
kalbimeydi.
tam ortasına hemde.
ve sonunda ben öldüm.
öldürüldüm. tanıdık bir çift göz tarafından...