bugün

wristcutters filminin senaryosunda da bir parmağı bulunan israil'li yazarın öykü kitabı. dili son derece basit ve akıcı, okuması ise keyif verici. fakat hızlı tükeniyor.
Hasan Hüseyin Korkmazgil, çok bilinen Ortadoğu isimli şiirinde, "Yine mız mız sıkıntı, yine hep vıdı vıdı / Yine hep televizyon, yine hep Ortadoğu" der. Bugün de Ortadoğu her zaman gündemin ön sıralarında ve genelde olumsuz haberlerde yer bulur kendine.
Bizler Türkiye'den bakınca israil Filistin sorununu oldukça sınırlı bir çerçeveden görürüz. Bizim baktığımız yerden Mavi Marmara gemisine yapılan kanlı baskın, Filistin'e yapılan saldırılar, israil'in Siyonist yöneticileri, siyahlar giymiş sakallı adamlar vs. görülür.

Oysa görünenin altındaki yüzeyi biraz kazıdığımızda altında israil'de varlığını sürdüren, ciddi bir savaş karşıtı damarın olduğunu görebiliriz. Bu savaş karşıtı damarda Siyonist politikaları reddeden sert muhalif kanattan pasif bir şekilde direnen ve askere gitmemek için türlü yollar bulmaya çalışan insanlara kadar geniş bir yelpaze mevcuttur.
Etgar Keret de bu muhalif yelpazenin önemli renklerinden birisi. ironik bir tonla yürüttüğü muhalefetinde "Cesur insanlar barış istemez. Cesursanız savaşırsınız. Ben, korkakların barışından yanayım. Kusurlu insanların barışı. ihtiyacımız olan bu." (Radikal Kitap, 27.11.2010) diyebilecek kadar da açık sözlüdür.

1967 Tel Aviv doğumlu bir yazar olan Etgar Keret, 1990'lı yıllardan itibaren pek çok öykü kitabı yayımladı. Ayrıca birçok gazete ve dergilerde yazıları çıktı. Yazdıklarından yola çıkılarak Wristcutters (Bilekkesenler) ve Meduzot (Denizanası) isimli iki film çekildi. Kısacası Etgar Keret, pek çok farlı alanda kendini var edebildi.

Türkçede daha önce iki Keret kitabı daha yayımlanmıştı. Bunlardan ilki, 2006 senesinde Parantez Yayıncılık tarafından basılan Nimrod Çıldırışları'ydı ikincisi ise, 2009 yılında Siren Yayıncılık tarafından basılan ve Keret ile Filistinli yazar Samir El-Youssef'un öykülerinin derlendiği Gazze Blues idi. Gazze Blues, Nimrod Çıldırışları'nda ve Tanrı Olmak isteyen Otobüs Şoförü'nde de yer alan öykülerle Samir El-Youssef'un öykülerinden oluşmaktaydı.

Tanrı Olmak isteyen Otobüs Şoförü ise, yazarın Türkçede yayımlanan üçüncü kitabı. Tanrı Olmak isteyen Otobüs Şoförü'nde yirmi iki öykü yer alıyor. Bunlardan ilk yirmi biri Keret'in alışıldık tarzına uygun şekilde yazılmış ve bir bir buçuk sayfa kadar süren kısa öyküler. Kitaptaki son öykü olan ve Bilekkesenler filminin de uyarlandığı "Kneller'in Mutluluk Kampı" ise kırk altı sayfa süren bir uzun öykü.
Kitaptaki tüm öyküler bu tutumlu anlatımın gerektirdiği üzere vurucu cümlelerle açılıyor, sözü uzatmadan derdini anlatıyor ve dudağınızda buruk bir gülümseme bırakarak son buluyor. Öykülerin tamamında tuhaf karakterler kimi zaman saplantılarıyla kimi zaman da kaybeden halleriyle anlatılıyor.

Tanrı Olmak isteyen Otobüs Şoförü'nde yer alan öyküler, en kaba tabirle, okurunu Keret'in oyunbaz dünyasına davet ediyor. Prensip sahibi bir otobüs şoförü, Mossad şefinin oğlu, iblis'in yeteneğini almadan önce son bir öykü yazmasına müsaade ettiği bir yazar, öğrencilerinin gizemli bir şekilde kaybolduğu bir okul ve yalnızca intihar edenlerin gittiği sıkıcı bir öbür dünya, bu oyunbaz dünyada bizi bekleyenlerden birkaçı.

Bilekkesenler filmini izleyip de, benim gibi, sonundan memnun kalmamış olanlar için Tanrı Olmak isteyen Otobüs Şoförü, bir başka sürpriz daha barındırıyor. Bu sürprizi öğrenmek içinse Kneller'in Mutluluk Kampı öyküsünü okumak gerek.
kitap yirmi bir adet kısa bir adet de uzun hikayeden oluşuyor. her biri birbirinden ilginç ve tuhaf olan bu kısa hikayeler vermek istediği mesajı sivri dille söylerken karşı tarafa da dokundurmadan edemiyor.
kitaptaki hikayeler ve kısaca konularından bahsetmek gerekirse,
(bkz: http://www.kalemsuare.com...-otobus-soforu-etgar.html)
bir nevi tanrıdır zaten. o kadar kişinin canı ellerindedir.
(bkz: otobüs şoförü olmak isteyen tanrı)
öyle değilmi zaten, evren denen otobüste ölüme doğru yol alıyoruz.
- kaptan bu kadar hızlı gitme.