bugün

tanıl bora'nın kasım 2006 tarihli birikim dergisindeki makalesinin başlığı.
sanal ortamda kendini daha rahat ifade etme olanağı bulan bu cinnetin kavramsallaştırılması için yazıdan birebir alıntı yapmanın gerekli olduğuna inanıyorum

--spoiler--

konu her ne olursa olsun, burada aynı zihniyet kalıbının , aynı söylemin işlediğini görüyoruz. bulunabilecek en ileri mantık bağıntısı, komplo teoremleridir. hedef alınan şahsiyet veya şahsiyetlerin "objektif" hınayetini, -mümkünse kürtlük, ermenilik, sabetaycılık türü bir soy-sop "bozukluğu" veya dış mihrakla (amerika-avrupa) bağı üzerinde-, ifşa etmekten öte bir "argümantasyona" ihtiyaç duyulmuyor. herhangi bir konun kendi bağlamı, kendi nesnelliği içinde mütaala edilmesinin yolu baştan kapanıyor böylece. ufunet yüklü bir söylem bu aynı zamanda, mayan kahredici kurgu altında her türlü öznellik ve yapıcılık ihtimalini peşinen iptal eden, "irade-i cüz'ü hiçleştiren bakış açısı, muazzam bir acz duygusu, ona bağlı olarak da muazzam hınç ve negatif enerji üretiyor. bu söylem hamasi bir dille bütünleniyor. savlar değil, menşei belirsiz bir takım anektodlar veya kudsi sayılan kişilerden (başta atatürk) alıntılar konuşuyor. uğur mumcu'nun ünlü "bilgi sahibi olmadan fikir sahbi olma" tarifini aşan bir durum bu.
--spoiler--
http://www.birikimdergisi...mp;dsid=328&dyid=4918
katılmadığım noktalar olsa da, çok zekice bir tespittir.