bugün

simetri takıntım olduğunu söyleyebilirim, nerdeyse masadaki ekmekleri bile düzenli bir halde diziyorum.
sevilen şarkıyı bıkana kadar dinlemek. *
-sabah kahvaltılarımı hep aynı saatte yaparım.
-haftasonları kursa giderken dost kitabevi'nden uykusuz'un yenı sayısını alırım. dost vaktinde açılmadıysa ve kapalıysa açılana kadar belirli bir süre beklerim. gerekirse kursa geç kalırım ama başka yerden almam.
-halısaha maçlarında ilk ve ikinci yarıdan önce bizim kalenin önce sol direğine sol ayagıma sonra üst direğe elimle sonra sağ direğe sag ayagımla hafifçe vururum.
-birinin bardağından su içemem
-biriyle beraber yanyana yürüyorsam onla aynı adımı atarım.
-saat kuruyorsam alarmı hiç tam saate denk getirmem, hep küsüratlı zamanlara kurarım.
-gömlek giyiyorsam kollarımı iliklemem, hep kıvırırım.
tv ya da radyo ses ayarı yaparken illa da billa da 5,10,15,20....şeklinde ayarı olmalı, 12, 9 falan asla olamaz
evdeki baharatlıkların çiçekli kısımları dışa bakmalı
masadaki tabaklar desenli ise desenler aynı yönde olmalı
tepsideki bardakların kulpları aynı yöne bakmalı
çamaşır asarken hangi renk çamaşır ise mandal o renk olmalı, o renkten kalmadıysa beyaz ile asarım.
yer, zaman önemli değil yamuk herhangi bir eşya görürsem kalkar düzeltirim.
kötü bir gün geçirdiğimde o gün üzerimde olan kıyafetleri bir daha giyesim gelmiyor. o giysilerde bir uğursuzluk olduğuna inanmaya başlıyorum.
çoraplarımın bile bazıları uğurlu bazıları uğursuz.
Kitapların simetrik şekilde alttan üste doğru büyükten küçüğe sıralı şekilde olmaması.
Elime aldığım her şeyi ceviririm; kalem, telefon, anahtar, zippo, baget, oklava, hatta kalemlik.

Kaplumbağalarım semenderimi sinirlendirince, onu elime alıp teselli ederim. Elimle karides yediririm.

1 saat kesintisiz çalışamam, mutlaka birşeylere takılırım.
onu kapali ayakkabilari giymeden once icini kontrol etmek.
yururken arkamdan biri geliyor mu diye kontrol etmek.
üçlü koltuğa serilip televizyon izlemek varken, tekli koltuğa büzülüp orada saatlerce televizyon izlemeye bayılıyorum.
yazı yazarken yanlış yaptığım zaman; geriye dönüp sadece yanlış yaptığım yeri silmek yerine yanlışa kadar olan kısmın tamamını siliyorum. *
takıntıları olan insanların takıntılarınını öğrenince, onları kendi takıntım yapıyorum ve bu yüzden burayı okumuyorum.
edit: şaka lan böyle takıntı mı olur?
cif kapağına takığım sözlük. o cif'in kapağı kapanacak. kapakta birikip kuruyup öyle kalmayacak. bulaşık biriksin o bir miktar cif orada birikmesin! biriktirmem.
> 7 senedir aynı ayracı kullanmaktayım.

> oturduğum odanın kapısı her daim kapalı olmalıdır.

> aynı yazarı üst üste okumam araya mutlaka başka bir yazar girmelidir.

> 1 kişi hariç başkasının önerdiği filmi izlemem kitabı okumam. ( çok sonra kendi irademle okur ya da izlerim )

> kedi varsa bulunduğum yerde benden ne kadar uzak olursa olsun gerilirim, çok gerilirim. hiç bir şeye konsantre olamam.

> yolda yürürken müzik dinliyorsam hep araba çarpacak hissiyle dolaşırım ve müziğin sesini kısarım bir süre sonra.

> şehir içi otobüste ineceğim yerde durmayacak diye panik olurum.

> gece sigarasız kalmam , paketim yarımken diğerini alırım.

> fotoğrafları , videoları titizlik ile saklarım bir tanesi silinirse yahut kaybolursa içim gider.

> saat olan bir odada uyuyamam ki uyumam.

> gazeteyi illaki ilk ben okumalıyım. okunmuş gazete okumam.

> asansöre tek başıma binmem.
masamda her şey düzeli olmalı ve simetrik olmalı. kafayı yerim yoksa.
- evde halı olmamasından hoşlanmam. temizlik sonrası halıyı yere sermek temizliğin bittiği anlamına gelir. eğer bunu ben yapamazsam temizlik bitmemiş gibi gelir.

- bir işe başladığımda ne olursa olsun bitmelidir.

- odamın dağınık olmasına tahammül edemem. eve gelen misafirlerin odama girmemelerine özen gösteririm.

- hareket halindeki otobüsteyken yol çizgilerini sayarım ve elektrik direklerini atlamadan gözümle takip ederim.

- duştan önce üzerimde ki kıyafet temizse bile duş sonrası hiç giyilmemiş temiz kıyafet giyerim.

- sevdiğim ya da çok istediğim şeyler beynimin bir köşesinde hep olurlar ve gün içinde ders çalışırken dahi onları düşünürüm.

- uyumadan önce mutlaka telefonuma bakarım.

- aklıma gelen bir şarkının sözlerini yada ismini hatırlayamadığım da bulana kadar düşünür ve nihayetinde bulur, eğer ki bulamazsam arkadaşlarımı ayağa kaldırır, interneti alt üst ederim.

- her gece gök yüzünü izler, sonra yatarım.

- başkalarının hoşlanmadığı şeylerde güzel bir şeyler bulmaya çalışırım.

- bana göre kusursuz ve mükemmel insan yoktur.
simetridir efendim. yoksa çok fena oluyorum.
acmadigim nargileyi icmiyorum.
haziran ayinda bile mont giyiyorum.
okuduğu kitabı yarım bırakmak.
küçük ağa,
attila,
pako'ya mektuplar,
osmanlı toplumsal düzeni vb. kitapları 50 - 100 sayfadan sonra ''bi ara okurum'' deyip bırakıyorum.
bu bende bir takıntı. ilk sayfalar sararsa kitabın sonu bitmeyecek gibi oluyor. kitabın başı sıkarsa sonu iyidir diyorum. aralıksız her kitapta yapıyorum bence bu bir takıntı.
su görünce susamak.
çok fena boy takıntısı yaparım.
odamın dağınık olmasına katlanamam.
odam çok sessizse saatin tik taklarını sayarım.
ders çalışırken her zaman en baştan başlarım konulara çalışmaya.
günde en az on kez ellerimi yıkarım.
yeni kitap aldıysam ona bir yer verebilmek için en baştan düzenlerim kitaplığımı.
telefonda ya da internette, geç cevap alınca çok fena sinirleniyorum.
kitapları her zaman kalından inceye ve renklerine göre sıralarım.
Gece evde bulunan insanların tümü yatmadan uyuyamama takıntısı.

Kimi zaman çok zarar verebiliyor.
sözlük yazarlarının kafalarına taktıkları gerekli ya da gereksiz olgulardır.
her şeydir. *