bugün

kaldırımda yürürken adımını parke taşına denk getirmek. kurumuş betonda çıkan ayak izine ayağını sığdırmaya çalışmak. güneşi baş parmağıyla kapatmak fasa fiso
Yemek yerken agizdan cikar o sapirti.
kitaplarımı önce boylarına göre sıralarım sonra boyları aynı olanları kalınlıklarına göre sıralarım yeni kitaplar aldığımda kitaplığımı komple boşaltıp tekrar düzenlerim.
sakız çiğnerken cak cak ses çıkaranı zopayla dövesim geliyor.
hayatı planlamak sürekli bir sonraki adımı planlamak. tamam bu özelliğim beni hayatta çok başarılı bir insan haline getirdi ama bu nedir ya sürekli sürekli. beynimde çalışan mühendislerin planına sadık kalmaktan bıktım.
tabaktaki sevilen yemeği sona bırakmak, sevmediklerini hemencecik bitirmek.
(bkz: kalem)
slm, naber? diye soranlara kafa göz dalmak istemek.
en sevdiğim şarkıyı fazla sahiplenip başkası tarafından beğenilmesinden nefret etmek.
bir elime su değerse, illa öbür elime de değmesi lazım. Çok fena huylanırım, ellerimi kesecek hale gelirim.
(bkz: kol saati)
bir şey içerken bardağım ağzına kadar dolu olmalı.
gece uyumak için yatağa yattığımda burnumun kaşınması lazım ki uyuyabileyim.

olumsuzluk eki ve mastar ekini ayni anda kullandığımda, kelime doğru mu diye defalarca okumama engel olamıyorum.
nerede olursam olayım baş ucumda su olmadan uyuyamıyorum.

sanırım bunun geçmişi toplumsal 17 ağustos deprem sonrası travmalarına dayanıyor.
- birisiyle yan yana yürürken sol taraftan gidemiyorum.
- efes ile ciddi bir ilişki içerisindeyim.
- touchpad'i mağğustan daha çok seviyorum.
- sevmiyorum, sever gibi olup tapıyorum.*
*uyurken çarşafın buruşması. (gece kaç olursa olsun düzeltirim.)

*amerikan traşı olmuş ense. (her durumda şaplak atılasıdır.)

*yanında sürekli selpak taşıma. (burnumu sıcak havadan soğuk havaya geçişte iklim )

*evden başka bir ortamda tuvalete girmemek.(dnalarımı başka yerde bırakma beni geriyor.)

*otobüste, metrobüste, minibüste, dolmuşta, vapurda her nerde olursa olsun yanımdaki insanın üzerinde ip varsa çaktırmadan alırım.

*kültablasından izmaritleri, küllerinden ayırmak.

*erik yiyen insana bakamamak.

*çayı şekersiz tek limonla içmek.

*burçlardan ve ellerden karakter analizi yapmak.

*herkez yazanlarn ağzına üzeri delikli kahverengi tuvalet terliğiyle vurmak.

*çorapsız ayakkabı giymemek.

*yüzü çilli insanlara sempati duymak.

*hamam böceğinden ölürsesine korkmak.

*şekerli böreğe kürt böğreği denmesinden.

*aşk gibi kutsal duyguya aşağılık duyguların katılmasından.

*yürürken çizgilere basmak.

*tophaneye gidipte birde nargle içmeden asla eve dönmemek.
çorapla uyurum. çorapsız uyuyamam kesinlikle.
ev terliklerimi çıkardığımda hep aynı yerde durmak zorundadir.
geçenlerde fark ettim bulaşık detarjını kutusunu mutlaka yıkıyormuşum. ondaki kayganlık hissi beni sinir ediyormuş meğer.
harcama yaparken sürekli tam para harcamaya dikkat ediyorum manyak mıyım neyim. herhangi bir şeye 6 tl yerine 10 tl ödemek daha cazip geliyor evet sorunluyum sanırım.
-bir kitabı çok beğendiysem mutlaka o yazarın diğer kitaplarını da okurum.
-volume"ün tek sayı olmasına katlanamam.
-yeni bir kıyafet almışsam onu duş almadan giymem ve pazartesi günü giyerim.
-bir mağazadan ufak da olsa, herhangi bir şey alacaksam her yerini inceler, defosu, çiziği bilmem nesi var mı acaba diye 2 saat bakarım.
-kitap okurken seçtiğim kitap ayracının mutlaka kitap kapağına uyumlu olması lazım.
-tükenmez kalemle yazı yazdığım bir sayfada bir şeyi yanlış yazarsam o sayfayı koparır tekrardan yazarım.
-sonrasında giyeceğim kıyafetlerimi hazırlamadan asla duş almaya gitmem.
-evimden başka bir yerde duş almam.
-yiyeceğin yanında bir şeyler içiyorsam ikisini senkronlu tüketmeye gayret ederim, son lokmayla son yudum falan gibi.
-haftada bir bilgisayarın masa üstünü düzenler, her dosyayı kategorilerine göre klasörler altında toplarım.
-kitaplarımı önce yazarlarına, sonra da boylarına göre sıraya dizerim, birisi bozarsa sinirlenirim.
-filmlerimi de yönetmenlerine göre düzenlerim.
-eğer yalnız başıma isem bir şey yemeden bir şey izleyemem. aynı şekilde bir şey izlemeden de bir şey yiyemem.
-parfüm sıkmadan sokağa adımımı atmam
-fiyat etiketini sökünce oluşan o beyaz kalıntıdan nefret ederim, silgiyle falan mutlaka temizlerim onu.
-uçlu kalemde yeni gelen uçla yazılan yazı biraz küt olur, önceki yazılarla ahenkli olmaz diye o küt ucu boş bir yeri karalayarak yuvarlarım.
-eşyalarıma acayip bağımlıyım. önemsiz bir şeyim bile kaybolsa derin kederlere boğulurum.
-eğer bir yemeği yemeyi aklıma koyduysam ondan başka bir şey yemem.
-bir şeyi hatırlayamazsam, aklıma getirene kadar içim rahat etmez.
-çok sevdiğim ve sık giydiğim bir t-shirt, kazak ya da pantolon vs bir şeyler varsa, onu mutlaka yedeklerim.
-sigaramı başkası yaktığı zaman, hep yandı zannedip çeker çakmağı ama tam yanmamış olur, bu yüzden mümkün olduğu kadar kendi sigaramı kendim yakarım.
-bir gün öncesinden kalam makarnayı yiyemem, o yüzden yapacağım zaman sadece yiyeceğim kadar yaparım.
-seyahat edeceğim zaman çok gerilirim,uçaksa 2, otobüsse en az 1 saat öncesinden gider boş boş beklerim.
-şarj aletim hep çantamda olur.
-otobüslerde şu ayak koyma yeri yoksa kafayı yiyorum.
-mola yerlerinde mutlaka otobüsün görüş alanım içerisinde olabileceği yerlerde dolaşıyorum. ya kaçırırsam diye acayip geriliyorum.
-bagajımı veriyorum ya muavine, onu yerleştirdiğini görmeden ayrılamıyorum.
-muavin servis yaptıktan hemen sonra çöpleri toplamaya başlıyor, daha kahvemi bitirmemiş oluyorum, çok geriliyorum.
Artan yemekleri mecbur kalmadıkça çöpe dökemem.
Yazı yazarken düzgün yazmaya çok özen gösteririm. Saçma sapan bir yazı olsa bile. Hatta kardeşimi markete birşey almaya gönderdiğimde alacaklarını kağıda yazarken bile.
Saçlarımdaki en ufak yamukluğa, kesim hatasına ve kırığa tahammül edemem.
isim takıntısı bunlardan biridir. yıllardır görmemiş olsam bile tanıdığım bir insanın ismini hatırlayamazsam çok kötü hissederim.
birinin su içtiği bardaktan su içemiyorum. yani su içerken görmemem lazım. küçüklükten beri gelen takıntımdır.
arabama binmeden lastikleri kontrol ederim. Binincede ilk iş olarak teybi açarım. Ayakkabılarım üzerinde bir tek toza bile katlanamam.
saçımı ortadan mı soldan mı ayırayım diye sürekli düşünürüm.
sağ bileğimde toka bulundururum.
cebimde tel toka taşırım.
her gün en az bir fincan türk kahvesi içerim.
ben yemek yerken yanımdaki insanın da yemesi lazım yoksa rahat edemem.
yalnız yürürken devamlı arkama bakarım.