bugün

hepiniz siktirin gidin.
O kadar düştü ki özgüvenim ve o kadar sıkıldım ki artık karşıma ölene kadar beni sevecek bir insan çıkmayacak gibi geliyor. işin en acı tarafı da belki seni tanısa sırılsıklam aşık olup sevecek ve aynı hisleri sana da yaşatacak birinin belki de bu dünyada var olup çok uzaklarda bulunma ihtimali. öyle bir insan var mı ve beni bir gün gelip bu kuyudan çıkarabilir mi çok merak ediyorum.
etrafa baktığınızda hep birilerinin iki yüzlülüğünden, güvenilmezliğinden şikayet eden insanlar var... o kadar çoklar ki, bu davranışları sergileyenler kimler? neredeler diye düşünüyor insan... galiba kendimizi sorgulamayı pek sevmiyoruz ya da kendi eksiklerimizi egomuz yüzünden göremiyoruz...
bir reçete yaz bana doktor. ama sigortam yok, ona göre bir reçete yaz bana. sen yaz bana ben de anlatırım sana doktor. savaşlarımı anlatırım mesela. verdiğim savaşı. tıkış tıkış otobüse binmeyi anlatırım. araba seslerinin aslında güzel bir şey olduğunu anlatırım. duymanın görmenin ne büyük nimet olduğunu anlatırım. deniz, vapur sesi duymak da güzeldir elbette ama elde araba sesi varsa bir tek onu dinlemek de güzeldir doktor. sen yaz reçeteyi ben devam edeyim anlatmayı olur mu doktor. onu seviyorum biliyor musun doktor. ama sen yazma onu reçeteye doktor, konumuz o değil zaten. kavgalarımdan bahsedeyim mi sana doktor. ama sen reçeteni yaz bunları yazma doktor. güzel adamları anlatayım mı sana doktor. hani şu güzel atlara binip bizi bırakıp giden güzel adamları doktor. bizi demirin tuncuna bırakanları. neşet ertaş'ı anlatayım mı sana doktor. dinliyorsun beni değil mi doktor. ama yaz sen yazmayı bırakma reçeteni yaz. belki de neşet ertaş haklıydı doktor. hata da benimdi suç da benim. belki de ben bilemedim kadrini kıymetini doktor. bir günden bir güne sormadım belki de hatrını. seviyorum doktor ben. ama sen yazma bunları reçeteni yaz. ama sen susuyorsun be doktor. ha doğruya reçeteni yazıyorsun. insanlar hep susuyor doktor. sanki kimse konuşmuyor benle doktor.
o konuşmadığı için mı oluyor dersin. bak buna da bir çare yaz reçeteme, olur mu doktor. reçeteyi verirken umudunu kaybetmeyin diye bir şey söyleme tamam mı doktor.
bende de hayata insan alımı kapanmıştır anasını satıyım, bizi kimse hayatına almıyo, uğraşmam da girmek için. kendi bilir.
Bir dahaki sefer ben "istemiyorum" diyeceğim. O gün ne kadar kin dolu söylediğini unutmayacağım... istemiyorum ha?
hayat sen bana adil davranmadın...davranmıyorsunda hala ama olsun yaşıyorum bak bir sekilde...
ben zaten hep iyi niyetimden ve hayır diyemediğimden kaybediyorum. sonunda uykuları kaçan ben dönüp yatan siz oluyorsunuz.
sen hayırdır.
Gel yarim ol.
Patronuma;
-işini de seni de sikeyim. Kardeşin olacak o denyonun da amına koyayım. Bana araba vermeyen idari müdürün de ağzına sıçayım.

Ev sahibime;
-alacağın banyo takımını da seni de sikeyim. 3 hafta oldu amk. 2200 tl domaldım sana alsana eksik imi!

Dedeme;
-1000 tl harçlığın için sağol babalık.

Yeğenlerime;
-olm çok özledim lan sizi. Ocakta görüşürüz.
Everybody loves me but,you.
Kim kime ne yaşattıysa bir gün aynısını yaşaması dileğiyle.
Yatagimda boyle kuculerek yok olmayi ya da en azindan cenin halime geri donmeyi bekleyecegim. Bunu kime soyledigimi de bilmiyorum sadece soyledim iste. Bunu okuyan biri songs ohia dan tigress i dinleyebilirse cok mutlu yok olurum.
Bu hayata gelirken acaba yukarıdan birilerine hareket mi yaptık biz? Onlardan bu ibnelerin iki yakası bir araya gelmesin mi dedi? Yoksa herşey bu kadar tersine olamaz.

genç olarak geldiğim bu hayatta olgun kişilerin kusurlarından dolayı yaşlı olarak yaşıyorum.
Insan huzurdan başka bişey istemiyor ama maddiyat her zaman önemlidir.cebimde para olmadıktan sonra hayattan zevk almak imkansız.
kemalizitler nasılsınız * anladınız siz onu...
bundan sonra mecbur kalmadıkça kimseye ilk mesaj atan ben olmayacağım sözlük. neden hep cevap verilmeyen olmaya çalışıyorum bilmiyorum, iyi niyetli olmak bu devirde bir işe yaramıyor halbuki.
söylemek istediklerimin çok olmasına rağmen söyleyememek.
üşüme başladı sözlük. galiba üşütüyorum.
aman sizler dikkat edin hasta olmayın.
büyük hissediyorum.

a pardon acun beyi gördünüz mü?
Ben çok tembelim. Bi el at sözlük bey.
sözlükte sol frame'i gördükçe; ulan hiç mi ergen olmayan kalmadı şu sözlükte diye bağıma isteğimi dile getirdiğim başlık burasıdır.
demin hiç sevmediğim halde evde kivi yedim.sırf onun kötü tadıyla uğraşırken seni 2 dakika unutayım diye, ama çok pişmanım ağzım çok tuhaf oldu be
dünyada daha büyük dertler ve önümüzde bize ait olan bir gelecek var. neden bunca boş şeyi kafamıza takıyoruz ki ?
Niye ben tamamen unuttuktan sonra karşıma çıktı ey sözlük ?