bugün

Allah böyle şehrin de böyle ülkenin de belasını versin. Yemin ediyorum usandım.
bazen bir his gelir hani; her şeyi sıfırdan almak istersin. bazen oluyor: hayatımdaki her şeye bir tekme savurup gidesim geliyor. en uzağa değil, istediğim uzaklara gitmek. hiçbir şey almadan yanıma, bakkala gidermişçesine evden çıkıp bir yığını terk etmek. bir tek ismim kalmalı bende geriye kalanlardan; kimsesiz bir isim.

ismini değiştirince her şeye sıfırdan başlayacağına inanan umutsuz romantiklerden değilim. bu ismin arkasında bir geçmiş var ve geçmişinden kaçamaz insan. ve dahi kaçmamalı da. çünkü tam bu noktada; o geçmiş size tekmeyi savurma isteğini ve gücünü verir.

işte ben hep böyle gecelerde deliriyorum. yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçen gecelerde.
Söylemek istediğim şeyleri buraya geçirecek kadar kendimi cesur hissettiğim bir günde bu başlık altında görüşmek üzere.

Rez.
Yarın seni görmeyişimin üstünden tam 3 ay geçmiş olacak. Şu karmakarışık hayatımın tek yolunda giden şeyiydin sen. Çok özlüyorum seni, çok özleyeceğim ve özlemeye de devam ediyorum.
Dedemi özledim.

Aylar sonra farklı bir surette geldi rüyama. Baba sevgisini onda gördüm, keşke babam ölseydi o yaşasaydı.
abimi seviyorum, iyi ki var.
Burada yazar olan birinden hoşlanıyorum.
Asla söylemeyecek olmam bunu değiştirmiyor.

görsel .
Sanki içimde ruhum. Etin içinde. Çok küçük. Bazen yumruğumda bazense kalbimde. Bazende boğazımda. düğüm gibi. hele bazen beynimde. Çırpınıyor. Deli gibi. Dışarı çıkmak için rahatlamak için bana eziyet ediyor. Ağır geliyor. Geçen gün öldürmek istedim birini. Ondan önceki gün ölmek. Bugün yaşamak istiyorum. Peki ya yarın ? Neyse. Cinayet ve intihar üçer hece.
Bu gün sevmek istiyorum, bu gün aşık olmak. Sevdiğim tüm müzikleri bu gün dinlemek istiyorum, değerli insanların yüzlerini görmek. Biraz daha güneşi izlemek istiyorum, mavi gökyüzüne dalmak. Hatta bu gün ölmek istiyorum.. ya yarın olmazsa?
du bist nicht du wenn du hunger bist.
"söylemek istediklerimizi cümlelerin muhatabı dururken burda anlatmak istemiyorum" bunu söylemek istedim. Teşekkürler.
sevgili küllük;

hiç bir şey yok, her şey dahil.

dağıtmak istedim.
keşke sadece bir bakışla, sözle bu kadar değişmese her şey. bu kadar pamuk ipliğine bağlı olmasa.
olduk acımızla acımızla sarmaş dolaş bekledik düşümüzle düşümüzle koyun koyuna.
Bi haftada iki yılım gitti resmen sözlük fiziksel ve bedensel olarak o kadar yoruldum ki üstelik hiç birine de değmedi bile iki yıldır uğraştığım şey tam bir fiyasko oldu ne yapacağımi bilmiyorum.
içim acıyor,ağlamak istiyorum ya bu nasıl bir acı? Bu nasıl bişey? Güzel gülerken insanın içi acır mı?
"O" nu çok özledim.
Bir derdim var. Evet, kesinlikle var ve ben ne olduğunu bilmiyorum. Aslında tekrar mutlu olmaya başlamıştım, yani galiba öyleydi. Hafta başından beri çok şey değişiyormuş. Kendimi tam manasıyla hıyar gibi hissediyorum. Etrafımda neler dönüyor görüyorum, insanlar hakkımda konuşuyor, birileri beni ezip geçiyor, birileri umursamıyor bile. Ve ben hala derdimi anlatamıyorum, kendimi ifade edemiyorum, hakkımı arayamıyorum ve insanlar içimde yaşadığım karmaşadan habersiz bana salak diyorlar. iç sesimle, kendimle girdiğim çatışmalar, acaba doğru mu yapıyorum diye kendimi sorgulamalarım, yanlış yaptığım hissi, beynimin ve ruhumun gerisinde bana tam bir gerizekalı olduğumu söyleyen tüm o sesler, tam bir kaos. Ve bu kaos beni düşünmedwn konuşmaya sevk ettiği için susuyorum. Konuşmasam mimiklerim kendini ele veriyor. Nefes alış verişlerimden bile anlam çıkarıyorlar yahu. Konuşurken ifadesiz bir yüz takınıyorum, kelimeleri özenle seçiyorum, ağzımı sıkı sıkı kapatıyorum ki bir şey kaçmasın diye. Bunu yaparken muhtemelen aptal gibi duruyorum. Zaten herkes bana bakıp benimle dalga geçiyormuş gibi hissediyorum yıllardır. Kitaplara gömülüp deli gibi ders çalışmak istiyorum. Ders çalışma şeklim bile garip, kulağımda kulaklığım, aklımda bir milyon düşünceyle yine de o dersi doğru düzgün çalışabiliyorum. Kendimi bir şeylere vermek istiyorum galiba, içimdeki boşluğu doldurmak amaçlı. Bunu bir evcil hayvan gibi değerlendireyim dedim, gittim kuş aldım onlar da bir şeye yaramıyorlar sadece içeride mel mel bana bakıyorlar. Örgü bile ördüm hatta dantel bile örmeye çalıştım o tığ mıdır ne lanetse bacağıma girdi attım bir köşeye. Saçma sapan kitaplar çıktı çıkalı adam akıllı kitap da okumadım. Hava öyle kirli ki, süs havuzları safi, kahverengi çamur. Sokakta yürüyorum, her adımda birileriyle selamlaşmak zorundayım. Yemek yapayım dedim ileri sakarlığım izin vermedi. Her gün bir şey kırmalar, elimi bildiğin ocağa bastım geçen yaslanayım derken. Makyaj falan hiç anlamam zaten. Boş beleş bir insan olmak istemiyorum, potansiyel de var güzel şeyler yapabilirim. Ama öyleyim galiba. Basiretim bağlandı resmen. Biri beni kurtarsın.
imam hatipler kapatılsın.
Oytunkaran'ın sözlük hesabı kapatılsın.
Üzgünüm...
Hemde çok. Ağır bir kahır içerisindeyim ve büyük bir pişmanlık duyuyorum.
Hasta olacak gibi hissediyorum kendimi bu üzüntüm yüzünden. O kadar içime işlediki.
Konuşamıyorum kimse ile.
Ciğerim yanıyor.
Ağır geliyor dostlar.
Hemde çok ağır.
Abime her ne kadar askerlik konusunda sonsuz destek olsamda vakti yaklaştıkça, ben kötü oluyorum daha kötü oluyorum. ihtimalleri gözümün önüne getiriyorum ve böyle lanet bir ülkede olduğumuz için bir kere daha ülkeyi bu hale getirenlere lanet ediyorum. Niye ben abimi gönül rahatlığıyla değilde korkuyla gönderiyorum vatani görevine?!
Babamı pek sevmem ben sözlük. Gençken yemediği halt kalmadığı ve benimle ilgilenmediği için ona hep kızgındım, yaşlandıkça düzelmeye başladı. Bana vakit ayırdı, hatta sevdi biliyor musun! Kızgınlığım hemencecik geçiverdi, çünkü baba hasretine daha fazla dayanamadım.

iyi gidiyordu her şey, beraber futbol seyredip muhabbet ediyorduk. Hatta şakalaşıp eğleniyorduk, 2 gün önce de film izledik beraber. Nasıl mutluydum anlatamam! Galiba hepten affettim babamı..
Bu gün internette filmin bir fotoğrafına denk geldim, bilgisayarı götürüp babamın yanına koştum.

-baba! Şu şarkı söyleyen kadına rastaladım, hani filmde sesini beğendiğin mavi kadının gerçek kimliğini buldum.
+o kim?
-hani 2 gün önce beşinci element filmini izledik ya onu diyorum.
+hatırlayamadım, anlatsana biraz belki çıkarırım.
-nasıl ya? Hani kızıl saçlı bir kız vardı, siyah komik bir adam, kız beşinci elementti. Uzaylı mavi bir kadın arya söylüyordu, çok beğendim dedin ya.
+malesef yavrum hatırlamıyorum.

Şoktaydım resmen, filmi tekrar açıp gösterdim. ilk kez izliyormuş gibi tepki verdi, ısrarlarım sonucu kalktık hastaneye gittik. Babamda unutkanlık başlamış, yavaş yavaş eski anıları da unutacakmış. Olmayan geçmişimizi unutması değil de, yeni biriktirmeye başladığımız anıları unutacak olması kahretti beni. Oysa babama yeni kavuşmuştum ben, yıllar sonra özlemim son bulmuştu be! Şimdi ikinci kez kaybediyorum onu sözlük! Çocukken gittiğinde bir şey yapamamıştım, tam bitti derken aynı çaresizliği yeniden yaşıyorum..
Çok seviyorum çook! Her gün sesine uyanıp, mızmızlanmadan yataktan kalkacak kadar, uykusuz kalmasına dayanamayıp sırasını devralacak kadar, onu daha çok hatırlatsın diye kızıma ismini verecek kadar çok.
sevgili baba,

eğer ki doğmadan ailemizi seçebiliyor olsaydık kesinlikle ne annemi ne seni ebeveynim olarak seçmezdim. sizi uzaktan tanısaydım, çocuklarına yazık, derdim. size maddi olarak bağımlı olmayacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. bunun dışında benim için bir anlamınız yok. doğumumda emeğiniz geçtiği ve masraflarımı karşıladığınız için ben bir teşekkür borçluyum ancak hayatımı siktiğiniz için sizden de bir özür bekliyorum. hiç değilse bu kadarını yapabilseydiniz... hiç değilse bilirdim ki hayatımı siktiklerinin farkındalar ve üzülüyorlar.

benim yüzümden uyuyamadığın geceler beni ilginçtir ki eğlendiriyor. çünkü benim ben olmamı desteklemen gerekirken benim adam olmadığımı düşünüp uyuyamıyorsun. uyuma baba. uyuyama. sikimde değil. adam olmak sen olmaksa, senin istediğin gibi biri olmaksa, kusura bakma ama adam olmam ben. olamam. ben kusanadamım. olduğum kişi, oluyor olduğum kişi, şükür ki size rağmen kendine fırsat bulabiliyor.

öldüğün gün üzülecek miyim bilmiyorum baba. ama bu sırf babam olduğun için. eğer ki akrabam olmasaydın ve şans eseri yakından tanıdığım biri olsaydın zerre üzülmezdim.

günaydın baba. ama gün bana aydın. çünkü senin aksine günüm aydın olsun diye uğraşıyorum baba. ne mutlu ki beni adam yapamadın. ne mutlu ki adam olmamayı başardım.

bunu da buraya kustuğuma göre gidebilirim baba. dedim ya işte, adam olmadım ama şükür kusanadam oldum.