bugün

içine su koymaya yarayan, genellikle ilkokul 3'e kadar boyunda taşınan nesne.
genelde erkeklerin ki mavi,kızların ki pembedir
(bkz: matara)
dürbün şeklinde olurdu sınıfın yarısından çoğununki, ucuzundan. dürbünün bir gözüne su, diğerine mümkünse meyve suyu konurdu. günümüz gençliğinin boyun ağrısı sebebi oldu hiç farkettirmeden.
uludağsözlük yazarlarını, türkçe karakter azizliğiyle ikiye (kimi suluk tanımlamış kimi sülük) hatta bi ara üçe (tasavvufta merhaleler yazmış caty blake) bölmüş nesne.

ben sülükçüler safında yer almak istiyorum. zira suluk ilkokuldan sonra pek işe yaramaz. efem sülük doğru kullanıldığında çok yararlı bi hayvandır. uçuklara yapıştırırsanız o pis kanı hemen emer, kötü görüntüden hemen kurtulursunuz. eskiden memlekette hemen her direkte 'berber huliside sülük var' yazardı. ben bunu başlarda hulusiye uyuz birinin işi sanırdım. meseleye vakıf olduktan sonra çaktımki berber hulusi sülükçülük de yapmaktadır. hey gidi eski günler..
matara ile karıştırılan daha çok tavukların kullandığı su içme aparatı.
Mutfaklardaki lavabo düzeneğinin ilkel versiyonunun adı. zeminle aynı seviyede hatta su dışarı taşmasın diye biraz daha alçakta, takriben 1 metrekare genişliğinde, ortasında akarı olan, betondan yada taştan yapılan evin bir bölümü. Anadolu da kırsal bölgelerde eski evlerde rastlamak hala mümkün.
doğum yerim. tabi olm eskiden doğumevi mi vardı?
ilkokulun vazgeçilmez aksesuarı.
ilköğretim çocuklarının çilesi gibi. boyna suluk ve silgi asarak büyümüş çocukların hayattan keyif almasını ne sağlayabilirdi.
bu sabah yanıma almayı unuttuğum şey.
ilkokulda gunluk su ihtiyacimizi karsilamamiz icin yanimizda tasidigimiz su matarasi.
ilkokulda yanımda getirmeyi unuttuğumda kendimi çok kötü hissetmeme sebebiyet veren eşya.
Küçüklük sevdam , uğurlu olduğunu düşünüyorum hala .