bugün

bu tarz başlıkları görünce sanırsınız ki soba tarihe karıştı ve herkesin hafızasında nostaljik bir hatıra olarak kaldı. ülen ülkemin büyük bir kısmı hala sobalı evde yaşıyor. ha böyle bir evde çocuk olmak derseniz vallahi de billahi de zordur. kova doldurmak, onu boşaltmak hatta sobayı yakmak bile sizin görevleriniz arasında yer alır. tabi bu erkek çocukları için geçerli.
ben hep sobalı evde yaşadım.
son 7 senedir kaloriferli ve doğal gazlı evde oturuyorum
hafta sonları köye gittiğimde yine sobayla ısınıyorum
mutfakta kuzinem,oturma odasında döküm sobam var
odun zaten 5 sene yetecek kadar var
hele kışın on numara oluyor.
kuzinede yemek,balık,ekmek falan pişiriyoruz
onun lezzeti daha güzel oluyor.
Evet benimdir , büyüdüm yil 2016 oldu ve hala soba kullaniyorum , bilmem acikcasi medeniyet veya zenginlik göstergesi degil benim icin , hicbir zamanda öyle görmedim tam aksine soba yakmayi beceremeyen arkadaslari hayat fakiri olarak görüyorum .
benimdir efenim. çok da güzel yıllardı. çok tatlı, samimi sohbetlerin olduğu, sıcak ve tam bir aile ortamının oluşmasında sobanın etkisi büyüktür. üzerinden eksik olmayan çaydanlık ile beraber içilen çay off off.
benimdir.
yanmadık bir dilimiz kaldı. her acısını yaşadık, az mı çorap yaktık..
Samimiyetin ne demek olduğunu bilen çocuktur.
götü yanık çocuktur.
Ne şanslı çocuktur o.
fakir çocuktur. ezik bir aileden gelmektedir. burjuvalık nedir bilmez.
Soba üstünde kızarmış kestane yiyen çocuktur:)
Ben ve ömürlerinin bir kısmı hariç çocuklarım.

Evet bazen çok sıkıntılı oluyor ama bazı luksleri bu sıkıntılara degiyor.

Mesela soğuk havalarda üzerinde ekmek kizartabiliyoruz. Kestane pisirebiliyoruz.

Soğuk havada dışarıdan geldiğimizde hemen başına üşüşüp isinabiliyoruz.

kaloriferin rahatlığına tam denk gelmese de yine de sevilir soba.
benimdir. bizim buraya çok olmadı doğalgaz geleli zaten. tabii değiştirdik bizde sonradan.
ben önünde yatıp ayaklarımı dayar televizyonu öyle izlerdim.
soğuk kıyafetleri borusunda ısıtırdım.
üstüne kolonya döküp üste asılmış çamaşırları tutuşturmuşluğum da var.
en güzeli sobadan elektrikler gittiğinde karşıda ki kapıya camından yansıyan ışık ve yanan odunlardan/kömürlerden gelen çıtırtı sesleriydi.
pisliği, isi, külü çekilmez aslında, evet. ama bazen özlüyorum.
Belli bir yasa kadar.

Sonrasinda dogalgazliya gectik.
Anı işte.. Banyodan çıkınca koşmak,arkasında yer bulup kıvrılmak. Hepsi güzel anılar..
Benim bu. Sobanın üstüne kestane koyardık, bir de borularına ekmek yapıştırır sonra da yağlayıp tuzlardık.
ben oluyorum o. okuldan eve koşarak gelip soğukta yanına yatmanın verdiği mutluluğu hiç bir klima veremiyor. hatta üstünde pişen ekmekle kahvaltıya başlamanın şiirde geçen mutluluk olduğunu düşünüyorum.
ekonomi yapmayı da bilir bu çocuk. yanda ki oda ısınsın diye duvarı delip boruları geçirmiştir. azıcık demir parçasıyla sıcak odada uyumuştur.
soba ters rüzgardan kaynaklı evin içine tüttüğü zamanlar stratejik noktalara laser yerleştirip james bondçuluk oynardım, akabinde uçarak kafama inen terlik saldırılarına karşı koyamazdım tabi.
Aile hayatını en iyi bilen çocuktur. Çünkü herkes aynı odada oturur, şimdiki gibi kopuk değillerdir.
Doğalgazlı eve geçince bir oh çeken çocuktur. Sikeyim yapacağınız romantizmi. Muhtemelen bu goygoycu tayfadan soba külü boşaltan yoktur burada.
Yaşım itibariyle soba da kuzine de görmüş nesildenim. Benim görevim de onu yakmak kovasını değiştirmek ya da kovalı olmayan modellerde alttan külünü boşaltmak falanda.

Sobaya kolonya mı dökmedim gazyagı diye aldığımız benzin ile mi yakmadim neler neler. Kimya laboratuvarım sayılırdı. Küçükken çok meraklı bir çocuktum.
Mayışmak eylemini kediden öğrenmeyecek çocuktur,

Sabahları sobanın üzerinde ekmek kızartıp fırınında akşamları kestane ya da patates yaparak zevkin doruklarını yaşamış çocuktur,

ilikleri kemikleri sonuna kadar ısınmış çocuktur,

Mutlak suretle bir kez elini yakarak o yaşta acıyı da tadan çocuktur.

Sobaya karşı büyük bir özlemim var. Aslında soba nezdinde çocukluğuma karşı duyduğum özlem var.
Zaman o yıllarda duruverseydi keşke..
Ben hala sobali evde yasiyorum 30 yil oldu.
anneme gidince kestane alırdım.
güzel bir olay bence acayip sıcak ve sohbetlerin olduğu zaman dilimleri ve çoçukluğum akılda kalan .

soba candır be.
ayaklarını sobaya uzatıp yatma konusunda profesör olan çocuktur.
romantizm falan değildir. acısıyla, tatlısıyla, çilesiyle güzel şeylerin farkında olan çocuktur. kolay kolay pes etmez. bir de elektrikler gidince çok sevinir bu. *