bugün

karanlık ve güneş.
maalesef ki vasat bir film. standart üstü bir oyuncu kadrosuyla senaryosuz ve hiçbir şeysiz bir film anca bu kadar olurdu. neyse, veryansın etmeye lüzum yok artık, tuncel kurtiz'le erkan can üstadı aynı filmde gördük ya o da yeter.
ahmet boyacıoğlu'nun ilk uzun metraj film çalışması. ankara'daki siyah beyaz adındaki barı ve onun müdavimlerinin yaşantılarını anlatır. kendisi bu filmi yapabilmek için yirmi yıl gözlem yapmış. sanat filmi severler için gerçekten çok güzel bir film. eğer vurdulu kırdılı filmleri seviyorsanız hiç boşa kasmayın sıkılırsınız.

son söz olarak türk sinemasına güzel bir film geldiği için gözümüz aydın.
yıllarca gezici film festivali ile batıdan doğuya, bir baştan başa ekibiyle gezen ciddi sinemasever, cerrah ahmet boyacıoğlu'nun oyuncularına rolleri kars'taki festival esnasında teklif ettiği filmdir.
keşke bir hikayeleri olsaydı, keşke filmi izlerken sıkıcı da olsa bir hikaye üzerinden gitselerdi de sıkılsakta olsun ya deseydik filmi.

filmden çıkınca sanatsal bir çalışma olmuş ben anlamadığıma göre dedim. yorumlardan da anlaşılacağı üzere sanatsal bir filmmiş.

türü sevmeyenler gitmesin diyecem bu filmde tür ne onu da bilemedim.
beşiktaş.

siyah ulan
beyaz ulan
bunun fotoğrafı ayrı bir güzel olur.
ölümle yaşamı ayıran çizgidir. hele birde çubuklu forma üzerine konulursa hayatın anlamı olur.
pilli bebek ve kara kartal.
siyah ulan!
beyaz ulan!
birde papalık seçimlerinde sonucu bildiren dumanların renkleri.
papa seçilirse beyaz duman, seçilemediyse siyah duman kilisenin bacasından salınırmış.
oyuncu kadrosunu görünce, lapin gibi atladığım film.
o birbirinden farklı entelektüel insanların, sığındıkları bar, o dostluk. güzel şeylere değiniyor aslında lan. cidden bak, ben sevdim.
hikayesi ve sonu olmayan ağır aksak bir filmdir. olaylar çok havada havada kalmıştır. şevval sam çok güzel gözükmektedir yalnız.
olayları havada kalmayan, filmin sonunda herkesin hikayesinin bir şekilde sonuca bağlandığı film. bu kadar ağır eleştirilmesinin sebebini -kendimce- oyuncu kadrosunun çok iyi oluşundan dolayı izleyicinin daha magazinsel, daha bir gündemde kalıcı ve sarsıcı bir film çıkmayışına bağlıyorum. beğenen beğeniyor, aynı benim gibi.
karşıtlıkları tanımlamak için çok kez kullanılan renk karşıtlığıdır.
türk filmi ;en sevilen.
(bkz: Sevmek Zamanı)
Beşiktaş Spor Klübünün renkleridir .
Yeşilçam renkleridir .
Sadeliğin renkleridir .
Asaletin renkleridir .
Ankara'da entellerin takıldığı, filme de konu olan barın adıdır. Kapatılması durumunda, nerede geyik yapacaklarını bilmeyenlerin bir araya toplandıkları bu mekana gitmemiş gazeteci tayfası çok nadirdir. Ayrıca, grinin de olabileceğini düşünmeyenlerin hayata bakış şekli olması da muhtemeldir.
görsel

görsel
geçmişe doğru uzanan hüzünlü anılar, nedense renkli değil siyah beyazdır hepsi.
harika bir aşkın nur yengi parçasıdır.
karışımı gridir. ancak kendisi hoş bir tezat oluşturur yan yana geldiği vakit. bana göre, aydınlık ve karanlık, saflık ve kötülüğün birleşmesinden doğan bir tezattır bu.
edebiyat yapmak gibi bir niyetim yok. ancak ne bileyim, siyah bana hep köşede kalmış insanları çağrıştırır. beyaz ise yükselmiş ancak ruhunu tatmin edememiş insanları.
ben de bunlardan biriyim ama hangisi karar veremedim.
Diğer renklere ton veren renklerdir; siyah koyulaştırırken beyaz açar.
gecenin bu saatinde okunmaması gerektiğini an itibarı ile anladığım gülten akın şiiri.

Beni dünyadan ötelere götürdün
Kollarımı bağladın dur dedin
Tuz kokan geceler dur dedi
Durdum bekliyorum, gelme

Ay aydınlık gece kara
Gözlerimin ardında karanlık ölesiye
Canlı ve cansız ne varsa sımsıkı
Bu saat daha yakın daha el ele
Şimdi yalnızlığımdan utanıyorum
Durdum bekliyorum, gelme

Bunu ta başından biliyordun
Bir gün buralarda sonuncu kalışım olacaktı
Ellerinin bir anlık şeklini tutacağım
Bozkırdan günün son treni geçecek
Ben her şeye ardından bakacağım
Bunu ta başından biliyorum
Durdum bekliyorum, gelme

Artık ne sen konuşmalısın ne başkası
Yaşamak adına geçtik bütün değerleri
Beyazın en orta yerinde duydu yürek
Bu rüzgar tutmaz insanı uzun boylu
Bu rüzgar serseri

Şimdi kavramların ve cümle rüzgarların dışında
Durdum bekliyorum, gelme.
behzat reisi izlerken bir anda çalmaya başlamasıyla beni benden almış bir ankara klasiği.
behzat ç. ile dolu dolu dinlemeye başladığım pilli bebek'in muhteşem şarkısı. o son solo sonrası, ilk baştaki yavaş ritme dönmeleri yok mu hele.. of ki ne of.
uyku tutmadığında en iyi dostunuzdur. pilli bebek yapmış. helal olsun diyoruz.