bugün

aslında çok basit bir istektir. ne olacak ki biri seni seviyorum dese, eksilecek mi?
sevdim sevemedim , seveni sevemedim durumudur.
her insanın en doğal ihtiyacıdır. ama kimi sevilir kimi sevilmez.
en zor şeyi istemektir. maalesef istemekle olmuyor, siparişi yok bunun.
bir müddet sonra paranoyaya dönüşebilecek istektir. masum başlayan bu istek bizi ted mosby sendromuyla başbaşa bırakabilir. doğurabileceği tüm sonuçlara rağmen doğal ve masum bir istektir. bir de gerçekleşirse değmeyin keyfime.
"beni biraz sevsene, amcalar görsün."

aslında ne kadar masum bir açlık.
ama.
ama?
http://www.youtube.com/watch?v=sSHSXTrnnFM
istemek başarmanın sonudur.
Sevilmek istiyorsaniz: Dilenmekten Vazgecin!

''Yolda yürürken sık sık karşılaşırsınız isteyen insanlarla. Sizden sürekli bir şeyler isterler. Birisi paranızı ister, diğeri ayakkabınızı boyamak ister, öteki çiçeklerini satın almanızı ister, başkası sigara ister. Sürekli bir şeyler istemek maksatlı yolunuzdan alıkoyarlar sizi. Siz de tabii ki adaptasyon gereği bu durumu atlatmanın yollarını bulursunuz. Eğer bir yolunu bulmazsanız zarar görürsünüz. Her dilenciye para verecek olursanız sonunda siz dilenmeye başlarsınız.

Kendi bütünlüğünüzü korumak maksatlı geliştirdiğiniz savunma mekanizması; sizin zarar görmenizi önler. Misal dilenciyi görmezden gelmek, sokak satıcılarının elinize tutuşturmaya çalıştığı şeyleri tutmamak, sizden para isteyenlere “ben de muhtacım” demek gibi örnekler sizin geliştirdiğiniz savunma stratejilerinizdir. Bir süre sonra bu stratejiler otomatik hale gelir ve tehlike geldiği an devreye girerler. Mesela sokakta birisi size “pardon iki dakikanızı alacam” dediğinde direk görmezden gelip geçip gidebilirsiniz. Çünkü bu giriş cümlesi tipik satıcı girişidir. Siz de o an hiçbir şey satın almak istemiyorsunuzdur. Eğer o kişinin amacı size sadece adres sormak olsa dahi kızın isteyeni reddetme mekanizmasını tetiklediğiniz için oralı olmayacaktır kız.

Bir kişiyle konuşmaya başlarken “senden bir şey isteyebilir miyim?” ya da “bir şey rica edebilir miyim?” diye soru cümleleri kullanan kişiler de reddedilmeye mahkûmdur. Çünkü o bir şey isteyeceğiniz kişi kafasında kurgulamaya başlar bunu: “Acaba ne isteyecek, para mı? Dilenci midir nedir” şeklinde olumsuz düşünceler kızın kafasında dolaşmaya başlar.

Bu istemenin en itici versiyonu ise bir kişiyi sadece işin düştüğünde aramaktır. Normalde hiç arayıp sormayan bir kişi paraya sıkıştığında sizi arıyorsa; o kişi kalitesiz birisidir. insanlık adına hiçbir şey kalmamıştır o kişide. Hayvandan farksızdır o yüzden o hayvana borç vermek; sokak köpeğinin boynuna parayı asıp “bunu yarın geri getir” demekten farksızdır. Her şeyin bir yeri, zamanı ve usulü vardır.

Sürekli insanlardan borç para isteyen, sigaralarından otlanan, beleş geçinen, ödemeli arayan kişiler asla sevilmezler. Eğer birisinden illa ki bir iyilik isteyeceksen; zamanında büyük yardımının dokunduğu bir kişiden isteyin. Böylece ödeşmiş olursunuz. Veya karşıdan aldığın yardımın karşılığını fazlasıyla ödeyin. Ama siz siz olun çok sıkışmadıkça kimseden bir şey istemeyin. Çünkü geliştirilen savunma mekanizmaları dolayısıyla alacağınız cevap hep “hayır” olacaktır.

Bir kızla buluşmak istediğinizi söylemeyin. Onunla çıkmak istediğinizden bahsetmeyin. Çünkü sizin isteklerinizi insanlar kolay kolay umursamazlar. Önemli olan onların istekleridir. Başkalarından bir şeyler isteyeceğinize; onların içlerinde bir istek oluşturun. Özendirin, keşfetmesini sağlayın, çerçevesini ele geçirin. Ama asla istemeyin. isteyen değil, veren insan olun. Önce verin, karşılıksız olarak. Sonra zaten insanlar bir şekilde sizle ödeşeceklerdir.''
istediğim kadar çünkü sevdiği kadar sevilmiyor insan.
hayattaki en doğal histir. fakat gerçekleşmesi, ,hakikat olması çok zordur. insan öyle bencil bir varlık ki çıkarları doğrultusunda seviyor yalnızca.

yalnızlıktan korkuyor insanoğlu. biri sevsin istiyor. başı derde girdiğinde onunla konuşsun, var olduğunu, var olacağını hep bilsin ve hiç gitmesin. ve sonra gidiyor o.

ne sevgi, ne sevilme isteği hepsini alıp gidiyor. Hatta seni alıp gidiyor.

uğurlar olsun.
özellikle 'birisi' tarafından sevilmeyi istemek. bunu haketmek. ya da hakettiğini düşünmek. işte bunlar zor şeyler. çoğu kez olmayacak şeyler. üzen şeyler. ama en sonunda da bi şekilde unutulan şeyler. ara sıra acıtsa da canı, unutulan şeyler. evet unutulan..
en büyük ihtiyaç olmasının yanında bir o kadar büyük acizlik olan duygu.
haktır ve gerçektir.
(bkz: unutulmak istemek)
Aslında, sevdiğinden karşılık beklemektir, çünkü sevilsende değerini bilmezsin. Ego tatmininden ibarettir.
şu anda çok ihtiyacım var sevilmeye. Çoğu kişi de seviyor beni ama ben sadece benim sevdiğim insanın beni sevmesini istiyorum. Hem de çok istiyorum. Elbet bir gün bu duam kabul olacak inanıyorum buna ama sabır ver bana Allah'ım.
okuduğum bir kitapta insanın sevilmek ihtiyacını şöyle açıklıyordu yazar;
"hikayelerimizi öncelikle kendimize anlatır, yorumlar, sonra dışarıya açarız.başka bir ifadeyle , önce kendimiz dinler ve seyrederiz.sonra bununla yetinmeyiz.bir başka gözün daha şahitliğini arzu ederiz.şahitlik olmadan yaşananlar anlamsız, varoluş garip ve kimsesizdir.dışarıda da bir bir hikaye var ve o hikaye de senin şahitliğini istiyor."ve bizde hikayemize şahit olacak bir çift göze ihtiyaç duyoruz.bu da sevilmeyi istemeyi ortaya çıkarıyor.

not:dilerim herkes hikayesine şahit olacak bir çift göze sahip olur....
Insanin aslinda en buyuk ve dogal istegidir.Sevgisizlik adami öldurebilir.Sevgisizlik "ruhun curumesi" diyede adlandirilabilir.
sevildiğini bilsen de özel bir sevgiye de muhtaç olmaktır.
Sevmek önce gelir sevmek. Sen sevebildikten sonra hey yavrum hey .
uzun bi yalnızlığın ardından istenilecek durumdur.
çok şey istiyon be.
sonradan pişman olacağın birkaç davranışa iten düşüncedir.
Morrissey how soon is now şarkısında en yalın haliyle dile getirir bunu.

"ı am human and I need to be loved
just like everybody else does"