bugün

SEVDALI ASTRONOT

Biz farklı dünyaların insanlarıyız gülüm

Sen dünyada yaşıyorsun ben uzayda

Evime zor geliyorum üç beş ayda

Bir bakmışsın jüpiterdeyim bir bakmışın ayda

Benim kaç durağım var öğren yıldızları say da;





Ben sevdalı bir astronotum gülüm

Uzay mekiğimin arka camında yazılı ismin

Roketimin torpido gözünde duruyor resmin

Baş harflerimizi kazıdım üstüne

Uzaydaki bilinmeyen her cismin;

Her günbatımında bana hüzün salar

Satürnün etrafındaki halkalar

Gözlerim kara delikteki yakamoza dalar

Benim sabır taşımdan çok uzak gök taşları

Ben adım atınca bitti yıldız savaşları

Nasıl özledim bilsen kahvedeki arkadaşları

Bu galakside silen yok gözümdeki yaşları;

Ne kadar isterdim oysa bir çadır kuralım marsa

Beraber söyleyelim bildiğimiz ne kadar şarkı varsa

Sonra etrafımızı katil sivrisinekler sarsa

Ve biz tezek yaksak

Ordan öyle mutlu öyle huzurlu dünyaya baksak…

Kayan yıldızlara bakıp

Bunlar yıldız değil göktaşı desek

Seninle uzay gemimizde mangal yapıp

Acılı Adana, köfte, sucuk yesek

Öz Merkür marketten iki soda istesek

Ama bunlar sadece hayal

Uzaylı muhabbetleri tamamen masal

Yok burada kimseler

Yapamıyoruz tek kale maç bile

Ne bir kavga çıkıyor ne hır gür ne hile

Sana olan duygularım gelmez ki dile

Bir gece gözlerini çevir ayın yüzüne

Bir cümle çarpacak o an gözüne

Ben sana dedim güzelim

Ben sevdalı astronotum

Normalde bu gemi aya gitmez

Ben tüp taktırdım egzozcu behlüle gitti

Yoksa bu gemi aya gitmez;

Ayın yüzündeki cümle; bu sevda bitmez;

(bkz: Ahmet Bozkuş)

Şiiridir.