bugün
- bir kadına ütü yapmayı öğretmek13
- 13 mart 2025 glasgow rangers fenerbahçe maçı39
- akp döneminde gelir düzeyi yükseldi mi14
- ciddi ciddi imamoğlunun kazanacağını sanan insan18
- sözlük tipsizlerinin fotoğrafları21
- ramazan hoca12
- evli kadınla ilişki yaşar mısınız13
- kadınlar neden seks sevmiyor sorunsalı21
- araba'nın komple masraf olması9
- yüksek enflasyon14
- küçük prens20
- ramazan günü sokakta sigara içen insan22
- çok zengin olsanız ne yapardınız14
- mhp liler artık ahmet kaya'yı da sevecek mi19
- chatgpt14
- şu anda dinlediğiniz şarkı8
- alparslan kuytul13
- akp döneminin çuvallamasının asıl nedeni15
- kuresel ikinma vs bik bik23
- erdoğanın 92 yaşındaki dedeye elini öptürmesi13
- sözlük at hırsızlarının fotoğrafları12
- ekrem imamoğlunun ingilizce mezunu olması11
- en sevdiğiniz aktörler17
- klarnet calan sarapci koala 626
- galatasaray19
- nervio ile sabahlamak9
- küresel ıkınma17
- v a m p i r o v13
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek24
- fotokopiçi20
- zehra güneş'e rağmen allah'a inanmayan ateist8
- psikolojisi bozuk yazarlar39
- şinasi yurtsever17
- uludağ sözlük günlük rutini9
- sözlükteki düzgün yazarlar13
- ilk buluşmada sanayi tostu yemeye gitmek13
- chatgbt9
- çam ağacı ile ilişkiye girmek11
- günlerden 13 mart 2025 rangers'ı patates edeceğiz8
- mhp'nin başına apo geçse olası mhp'li yorumları20
- araba alamıyorsanız sebebi akp dir12
- başka bir evde uyumak16
- kimseden nefret edemeyen insan15
- yeni evli arkadaşlara alınabilecek ev hediyesi23
- sevgiliniz şişmanlasa ayrılır mısınız23
- en sevdiğiniz tatlı nedir27
- çam kokusunun insanı azdırması13
- akp gidince irtica bitecek mi16
- derdini kimseyle paylaşmayan insan9
- anın görüntüsü14
Atom numarası 94 olan,neptünyumdan elde edilen radyoaktif bir element
(simgesi Pu).
(simgesi Pu).
Nükleer enerji üretimi sırasında oluşan ve uzun bir yarılanma müddetine sahip zehirli atıkların ortaya çıkmasına yol açan eleman.
back to the future serisinin ilk filminde, zaman makinesine 1,21 gigawattlık enerjiyi sağlayan element.
uranyum ötesi kimyasal element. kullanılmış yakıtlardan yeniden kazanılır. ya reaktörlerde yakıt olarak ya da nükleer patlayıcıların yapımında kullanılır.
(bkz: aman hayrettin)
(bkz: aman hayrettin)
plütonyum-239'un izotopu plütonyum-241 bir nötron yayımladığında ardından gelen zincir reaksiyonun americium açığa çıkar. americium'da iyi bir alfa ve beta yayıcıdır. geçirgenliği düşük ama enerjisi yüksek veriler elde edilebilir. ayrıca plütonyum-239, nükleer reaksiyonlarda uranyum'a benzer bir yapıya sahiptir.
yaklaşık 480gr plutonyum dünya üzerindeki insanlara eşit olarak dağıtılırsa, yer yüzünde sağlıklı insanoğlu kalmaz.
family guy ın dün akşamki bölümünde, zaman makinesini kullanabilmek için stewie tarafından pazardan kiloyla alındı.
dünya üzerindeki en toksik maddedir.
Yeryüzündeki en kanserejon maddedir.
Afrika'da bulunan bu maddenin 500 gramı 6 milyar insanı akciğer yetmezliğinde öldürebilecek güçteymis.
Gramı 4000 dolar.
Afrika'da bulunan bu maddenin 500 gramı 6 milyar insanı akciğer yetmezliğinde öldürebilecek güçteymis.
Gramı 4000 dolar.
Plütonyum bir metaldir, ancak bir mıknatısa tutunmaz; bu da on yıllardır bilim adamlarının kafasını karıştırıyor. Şimdi ise araştırmacılar bu “kayıp magnetizmayı” ortaya çıkardı.
Bu kayıp davranışın sebebi nedir? Los Alamos Ulusal Laboratuarı’ndan Marc Janoschek tarafından yönetilen araştırma grubunun bulgusuna göre her plütonyum atomunun etrafında dolanan elektronlar…
Onların anlattığına göre, bu bulguyla yeni malzemelerin özelliğini daha doğru bir şekilde tahmin edebilecek ve özelleştirebileceğiz
Atomik temeller
Elektronlar atomlarda kabuklar halinde dönerler, bu kabuklara orbitaller de deniyor. Her bir orbitalin kabul edebileceği belli maksimum elektron sayıları vardır. Normal metallerde en dış orbitallerdeki elektron sayısı sabittir – örneğin bakırda, bu sayı bir iken demirde dış orbitaller iki elektron barındırır. Atoma dışarıdan başka bir enerji verilmezse (örneğin ısı veya elektrik enerjisi), elektronlar en düşük enerji hali olan temel halde bulunur.
Plütonyumun elektronlarının temel halde nasıl olduğunu görmek için, Janoschek’in ekibi, bir plütonyum numunesi üzerine nötron ışın demeti yollamış. Nötronların ve elektronların her ikisinde de magnetik alan var, ve bu alanların magnetik momentleri var. Magnetik moment, bir manyetik alan içinde bir nesneyi hizalamak için gereken gücün miktarını ve yönünü belirleyen bir değerdir. Nötronların ve elektronların momentleri birbiri ile etkileşime girdiğinde, Janoschek’in ekibi elektronların temel halinin bir tür işaretini elde etmişler, böylece atomun dış kabuğunda kaç tane elektronun bulunduğunu öğrenmiş oldular. Böylece plütonyumun temel halde dış kabukta dört, beş veya altı elektron içerebileceğini keşfettiler. Bilim adamları bu elementin garip özelliklerini açıklamaya çalışırken, dış kabuktaki elektron sayısının değişken olabileceğini hiç düşünmemişlerdi.
Ancak yeni çalışma, bilim adamlarının bu fikrinin doğru olmadığını kanıtlıyor. Janoschek, “üç farklı konfigürasyon arasında her an bir değişim oluyor” diyor. “Aynı zamanda üç hali birden görüyoruz”.
Bu garip temel hal durumuna ilişkin teorik temel 2007 yılında ilk kez ortaya konmuştu, Rutgers Üniversitesi’ndeki fizikçiler plütonyumun elektronların bu şekilde inişli çıkışlı bir dağılım gösterebileceğini öngören bir matematik aracı geliştirmişti. Los Alamos deneyi bu teorinin ilk kez test edildiği durum oldu ve doğruluğu kanıtlandı.
Plütonyumun garip özellikleri
Bu sürekli değişim hali, plütonyumun neden manyetik olmadığını açıklayabiliyor. Mıknatıslar, yapışma özelliklerini eşleşmemiş elektronlardan alıyor. Her elektron, kuzey ve güney kutupları da olan küçük birer mıknatıs gibi çalışıyor. Elektronlar bir atomun kabuklarını doldurmaya başladığında, her biri teker teker yerleşiyor ve manyetik momentleri aynı yönü gösteriyor. Kabuğu daha çok elektron doldurduğunda ise, bunlar manyetik alanlar birbirini giderecek şekilde kuzey ve güney kutuplarına eşit bir şekilde dağılıyor. Ancak bazen de bir elektronun kendine eş bulamadığı zamanlar da oluyor. Örneğin, demir bir manyetik alana konulduğunda eşleşmemiş elektronların hepsi aynı biçimde yöneliyor, böylece ilave bir manyetik alan oluşuyor ve diğer mıknatısları çekmeye başlıyor
Plütonyumun dış kabuğundaki elektronların sayısı sürekli değiştiği için, eşleşmemiş elektronlar asla bir manyetik alanda hizalanmayacak ve plütonyum magnetik olamayacaktır.
Janoschek, plütonyumun özelliklerinden dolayı periyodik tablodaki elementlerin oluşturduğu iki grubun arasında bir yere yerleştiğini söylüyor. “Toryumdan uranyuma ve neptünyuma bakın – bunlar geçiş metali gibi davranıyor ve daha metalik bir hale geliyor” diyor. Daha ağır elementlere gidildiğinde (periyodik tablonun sağına doğru), bunun değiştiğini görüyoruz. “Amerikyum ve ötesine geçtiğimizde bunlar nadir toprak metali gibi davranıyor”. Neodimyum gibi nadir toprak elementleri çok iyi mıknatıs oluyor, ancak geçiş metalleri sıklıkla bu özelliği gösteremiyor.
Deney, plütonyumun başka bir garip özelliği hakkında zihinlerimize çentik atmaktan daha fazlasını yapıyor. Plütonyumun garip özellikleriyle beraber, deneyde kullanılan matematiksel teknik bilim adamlarına yeni malzemelerin nasıl davranabileceğine yönelik öngörüler yapma fırsatı tanıyor. Şu ana kadar bu davranışı saptamanın tek yolu onları ısıtmak veya elektrik ya da magnetik alanlar ile etkileştirmek idi. Artık bir malzemenin özelliğini önceden bilmek için bir yolumuz var.
Malzemenin matematiksel temellerini ilk kez ortaya atan bilim adamlarından biri ve Rutgers’de fizik profesörü olan Gabriel Kotliar, şöyle diyor: “Malzemelerin tahmin edici özelliklerini belirlemek büyük bir sorundur, çünkü bir bilgisayar üzerinde malzemelerin özelliklerini benzetime uğratmak ve tahmin etmek eninde sonunda mümkün olacaktır”. “Plütonyum gibi radyoaktif malzemeler için, bu durum gerçek bir deney yapmaktan çok daha ucuza mal olur”.
Bu durum aynı zamanda plütonyumun başka bir garip özelliğini de açıklamakta yardımcı oluyor – elementi ısıttığınızda veya elektrik akımı uyguladığınızda diğerlerine göre çok daha fazla genişlemeye veya büzülmeye uğruyor. Bu nükleer bomba yapmak için önemli, çünkü plütonyumun kesin olarak şekillendirilmesi gerekiyor. Mühendisler çok önceden bu şekil değişimine açıklama bulmayı öğrenmişti, ancak artık bunun neden olduğunu da öğrenmiş oldular.
http://advances.sciencemag.org/content/1/6/e1500188
http://www.livescience.co...sing-magnetism-found.html
Bu kayıp davranışın sebebi nedir? Los Alamos Ulusal Laboratuarı’ndan Marc Janoschek tarafından yönetilen araştırma grubunun bulgusuna göre her plütonyum atomunun etrafında dolanan elektronlar…
Onların anlattığına göre, bu bulguyla yeni malzemelerin özelliğini daha doğru bir şekilde tahmin edebilecek ve özelleştirebileceğiz
Atomik temeller
Elektronlar atomlarda kabuklar halinde dönerler, bu kabuklara orbitaller de deniyor. Her bir orbitalin kabul edebileceği belli maksimum elektron sayıları vardır. Normal metallerde en dış orbitallerdeki elektron sayısı sabittir – örneğin bakırda, bu sayı bir iken demirde dış orbitaller iki elektron barındırır. Atoma dışarıdan başka bir enerji verilmezse (örneğin ısı veya elektrik enerjisi), elektronlar en düşük enerji hali olan temel halde bulunur.
Plütonyumun elektronlarının temel halde nasıl olduğunu görmek için, Janoschek’in ekibi, bir plütonyum numunesi üzerine nötron ışın demeti yollamış. Nötronların ve elektronların her ikisinde de magnetik alan var, ve bu alanların magnetik momentleri var. Magnetik moment, bir manyetik alan içinde bir nesneyi hizalamak için gereken gücün miktarını ve yönünü belirleyen bir değerdir. Nötronların ve elektronların momentleri birbiri ile etkileşime girdiğinde, Janoschek’in ekibi elektronların temel halinin bir tür işaretini elde etmişler, böylece atomun dış kabuğunda kaç tane elektronun bulunduğunu öğrenmiş oldular. Böylece plütonyumun temel halde dış kabukta dört, beş veya altı elektron içerebileceğini keşfettiler. Bilim adamları bu elementin garip özelliklerini açıklamaya çalışırken, dış kabuktaki elektron sayısının değişken olabileceğini hiç düşünmemişlerdi.
Ancak yeni çalışma, bilim adamlarının bu fikrinin doğru olmadığını kanıtlıyor. Janoschek, “üç farklı konfigürasyon arasında her an bir değişim oluyor” diyor. “Aynı zamanda üç hali birden görüyoruz”.
Bu garip temel hal durumuna ilişkin teorik temel 2007 yılında ilk kez ortaya konmuştu, Rutgers Üniversitesi’ndeki fizikçiler plütonyumun elektronların bu şekilde inişli çıkışlı bir dağılım gösterebileceğini öngören bir matematik aracı geliştirmişti. Los Alamos deneyi bu teorinin ilk kez test edildiği durum oldu ve doğruluğu kanıtlandı.
Plütonyumun garip özellikleri
Bu sürekli değişim hali, plütonyumun neden manyetik olmadığını açıklayabiliyor. Mıknatıslar, yapışma özelliklerini eşleşmemiş elektronlardan alıyor. Her elektron, kuzey ve güney kutupları da olan küçük birer mıknatıs gibi çalışıyor. Elektronlar bir atomun kabuklarını doldurmaya başladığında, her biri teker teker yerleşiyor ve manyetik momentleri aynı yönü gösteriyor. Kabuğu daha çok elektron doldurduğunda ise, bunlar manyetik alanlar birbirini giderecek şekilde kuzey ve güney kutuplarına eşit bir şekilde dağılıyor. Ancak bazen de bir elektronun kendine eş bulamadığı zamanlar da oluyor. Örneğin, demir bir manyetik alana konulduğunda eşleşmemiş elektronların hepsi aynı biçimde yöneliyor, böylece ilave bir manyetik alan oluşuyor ve diğer mıknatısları çekmeye başlıyor
Plütonyumun dış kabuğundaki elektronların sayısı sürekli değiştiği için, eşleşmemiş elektronlar asla bir manyetik alanda hizalanmayacak ve plütonyum magnetik olamayacaktır.
Janoschek, plütonyumun özelliklerinden dolayı periyodik tablodaki elementlerin oluşturduğu iki grubun arasında bir yere yerleştiğini söylüyor. “Toryumdan uranyuma ve neptünyuma bakın – bunlar geçiş metali gibi davranıyor ve daha metalik bir hale geliyor” diyor. Daha ağır elementlere gidildiğinde (periyodik tablonun sağına doğru), bunun değiştiğini görüyoruz. “Amerikyum ve ötesine geçtiğimizde bunlar nadir toprak metali gibi davranıyor”. Neodimyum gibi nadir toprak elementleri çok iyi mıknatıs oluyor, ancak geçiş metalleri sıklıkla bu özelliği gösteremiyor.
Deney, plütonyumun başka bir garip özelliği hakkında zihinlerimize çentik atmaktan daha fazlasını yapıyor. Plütonyumun garip özellikleriyle beraber, deneyde kullanılan matematiksel teknik bilim adamlarına yeni malzemelerin nasıl davranabileceğine yönelik öngörüler yapma fırsatı tanıyor. Şu ana kadar bu davranışı saptamanın tek yolu onları ısıtmak veya elektrik ya da magnetik alanlar ile etkileştirmek idi. Artık bir malzemenin özelliğini önceden bilmek için bir yolumuz var.
Malzemenin matematiksel temellerini ilk kez ortaya atan bilim adamlarından biri ve Rutgers’de fizik profesörü olan Gabriel Kotliar, şöyle diyor: “Malzemelerin tahmin edici özelliklerini belirlemek büyük bir sorundur, çünkü bir bilgisayar üzerinde malzemelerin özelliklerini benzetime uğratmak ve tahmin etmek eninde sonunda mümkün olacaktır”. “Plütonyum gibi radyoaktif malzemeler için, bu durum gerçek bir deney yapmaktan çok daha ucuza mal olur”.
Bu durum aynı zamanda plütonyumun başka bir garip özelliğini de açıklamakta yardımcı oluyor – elementi ısıttığınızda veya elektrik akımı uyguladığınızda diğerlerine göre çok daha fazla genişlemeye veya büzülmeye uğruyor. Bu nükleer bomba yapmak için önemli, çünkü plütonyumun kesin olarak şekillendirilmesi gerekiyor. Mühendisler çok önceden bu şekil değişimine açıklama bulmayı öğrenmişti, ancak artık bunun neden olduğunu da öğrenmiş oldular.
http://advances.sciencemag.org/content/1/6/e1500188
http://www.livescience.co...sing-magnetism-found.html
mars'a gönderilen curiosity robot uydusunun nükleer yakıtıdır.
eksi veren arkadaş için kaynak vereyim, bir bilgi edinsin de ondan sonra oylasın;
http://www.fmo.org.tr/wp-...l%C4%B1-Robot-Uydular.pdf
eksi veren arkadaş için kaynak vereyim, bir bilgi edinsin de ondan sonra oylasın;
http://www.fmo.org.tr/wp-...l%C4%B1-Robot-Uydular.pdf
delorean'un zaman yolculuğu yapabilmesi için gereken şey.
Rusya'nın geçtiğimiz günlerde plütonyumu imha etmek için ABD'yle yapılan anlaşmayı askıya almasının ardından güvenlik uzmanları konuyu incelemeye başladı.
--spoiler--
Foreing Policy'de bir yazı kaleme alan Jeffret Lewis, "Nükleer anlaşma çerçevesinde plütonyumların imha edilmesi gerekirdi. Ancak bunların varlığı devam ettikçe, nükleer silahların üretilebileceği konusu da gündeme geliyor. ABD 1967 yılından bu yana nükleer stoklarını 31 bin 225'ten 4 bin 557'ye kadar düşürdü. Plütonyum stoğu Rusya için 128 tonken, ABD'de 88 ton civarında."
Uzmanlara göre, Rusya ve ABD içerisinde plütonyum stoğu devam ediyorsa, dünyayı karanlık bir nükleer gelecek bekliyor. Yapılan son bir araştırmaya göre, mevcut teknoloji kullanılarak 4 kilogram plütonyum kullanarak bir nükleer silah yapılabiliyor. Bu oranlar baz alındığında, ABD 4 kilogram plütonyum kullanarak 22 bin nükleer silah üretilebilecek. Rusya ise bu orana göre bu 23 bin nükleer silah elde edecek..
2000 yılında imzalanan anlaşmanın askıya alındığı kararda ABD, "Rusya'ya karşı giriştiği dostane olmayan hamlelerle stratejik istikrara tehdit oluşturmakla" suçlamıştı. Rusya açıklamasında, bu duruma karşı ülke için "acil güvenlik önlemleri" almaları gerektiği de belirtilmişti.
Anlaşmaya göre her iki taraf da, 34 ton zenginleştirilmiş plütonyumu reaktörlerde yakarak yok edeceklerdi.
--spoiler--
--spoiler--
Foreing Policy'de bir yazı kaleme alan Jeffret Lewis, "Nükleer anlaşma çerçevesinde plütonyumların imha edilmesi gerekirdi. Ancak bunların varlığı devam ettikçe, nükleer silahların üretilebileceği konusu da gündeme geliyor. ABD 1967 yılından bu yana nükleer stoklarını 31 bin 225'ten 4 bin 557'ye kadar düşürdü. Plütonyum stoğu Rusya için 128 tonken, ABD'de 88 ton civarında."
Uzmanlara göre, Rusya ve ABD içerisinde plütonyum stoğu devam ediyorsa, dünyayı karanlık bir nükleer gelecek bekliyor. Yapılan son bir araştırmaya göre, mevcut teknoloji kullanılarak 4 kilogram plütonyum kullanarak bir nükleer silah yapılabiliyor. Bu oranlar baz alındığında, ABD 4 kilogram plütonyum kullanarak 22 bin nükleer silah üretilebilecek. Rusya ise bu orana göre bu 23 bin nükleer silah elde edecek..
2000 yılında imzalanan anlaşmanın askıya alındığı kararda ABD, "Rusya'ya karşı giriştiği dostane olmayan hamlelerle stratejik istikrara tehdit oluşturmakla" suçlamıştı. Rusya açıklamasında, bu duruma karşı ülke için "acil güvenlik önlemleri" almaları gerektiği de belirtilmişti.
Anlaşmaya göre her iki taraf da, 34 ton zenginleştirilmiş plütonyumu reaktörlerde yakarak yok edeceklerdi.
--spoiler--
--spoiler--
Plütonyum stoğu Rusya için 128 tonken, ABD'de 88 ton civarında.
Uzmanlara göre, Rusya ve ABD içerisinde plütonyum stoğu devam ediyorsa, dünyayı karanlık bir nükleer gelecek bekliyor. Yapılan son bir araştırmaya göre, mevcut teknoloji kullanılarak 4 kilogram plütonyum kullanarak bir nükleer silah yapılabiliyor. Bu oranlar baz alındığında, ABD 4 kilogram plütonyum kullanarak 22 bin nükleer silah üretilebilecek. Rusya ise bu orana göre bu 23 bin nükleer silah elde edecek.
--spoiler--
Plütonyum stoğu Rusya için 128 tonken, ABD'de 88 ton civarında.
Uzmanlara göre, Rusya ve ABD içerisinde plütonyum stoğu devam ediyorsa, dünyayı karanlık bir nükleer gelecek bekliyor. Yapılan son bir araştırmaya göre, mevcut teknoloji kullanılarak 4 kilogram plütonyum kullanarak bir nükleer silah yapılabiliyor. Bu oranlar baz alındığında, ABD 4 kilogram plütonyum kullanarak 22 bin nükleer silah üretilebilecek. Rusya ise bu orana göre bu 23 bin nükleer silah elde edecek.
--spoiler--
Akı kapasitörüne tam güç verilmesini sağlayan radyoaktif madde.
100 gramı dünya'yı yok eder. çok tehlikeli madde.
Aynı zamanda insan türünün dünya dışı zeki yaşam formlarına kendisini tanıtmak amacıyla gönderdiği voyager 1 ve voyager 2 isimli uzay araçlarının motorlarının yapımında da kullanılmış olan madde. Söz konusu araçlar homo sapiens türü tarafından şimdiye kadar yeryüzünden en uzağa fırlatılmış araç olma rekorunu da ellerinde tutmaktadırlar.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar