bugün
- dönmek istediğiniz yıl15
- yazarların ihtiyacı olan şey21
- bütün sözlük erkekleri alçaktır32
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa22
- kıllı erkek mi daha çekici kılsız mı sorunsalı19
- arkadaşlar sizce bu nasıl13
- siber güvenlik başkanlığı15
- açık oylamak sanal öpücüktür14
- etine dolgun besili sözlük kızı11
- sudekiray19
- anın görüntüsü26
- 22 eylül 2024 beşiktaş eyüpspor maçı9
- üst kattan gelen ah oh sesleri8
- erkek bacağı15
- kadın bacağı8
- aksaray denince akla gelenler9
- içlik giyer misiniz15
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı21
- neden sürekli kabız oluyorum22
- bik bik'in mutfağına konuk olmak16
- sözlük yazarlarının pizzaları8
- jose mourinho24
- bekar kadın akşam yemeği10
- sözlükte sevilmeyen erkek yazarlar9
- klarnet calan sarapci koala 68
- fenerbahçe nasıl kurtulur13
- karton toplayan çocuk silik yemelidir12
- narin güran19
- sabah başlayan baş ağrısı9
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu12
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- mert hakan yandaş12
- zenginler ne yer11
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı107
- fenerbahçe taraftarı29
- ismail kartal9
- the crying one9
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- okan buruk18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe8
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
Sibirya’daki donmuş toprakların derinlerinde bulunan dev virüsler hala bir amip hücresini enfekte etme ve orada çoğalma özelliklerini korumaya devam ediyorlar. Sibirya’ da yürütülen madencilik veya bilimsel amaçlı kazı ve delme işlemleri sırasında donmuş toprakların 30 metre altında keşfedilen yeni virüsler büyüklük itibarıyla dev virüsler ailesine dahil edildi ve bu virüslere Mollivirus sibericum ismi verildi. Bilim insanı Chantal Abergel başkanlığındaki ekip virüsü laboratuvar ortamında izole etmeyi ve çoğaltmayı başardıklarını açıkladılar.
Bilinen dev virüsler 4 aileye ayrılmış durumda ve yeni keşfedilen virüsler mollivirüs adında yeni bir aile adı altında toplanmış durumda. Virüsler genelde birkaç nanometre çapında oluyorlar. Pandoravirüsler gibi dev virüslerin ise 500 nanometre boyutlarına dek ulaşabilenleri ile karşılaşılmış. Yeni keşfedilen mollivirüslerin ise çapları 600 nanometre olarak ölçülmüş. Bu da diğer virüslerin aksine dev virüslerin ışın mikroskopları ile bile görülebileceği anlamına geliyor.
Yeni keşfedilen virüsler büyüklüklerinin yanında içerdikleri genetik materyaller ile de dikkat çekiyorlar. Virüsler normalde etkilerini enfekte ettikleri hücrenin genetik materyaline (DNA veya RNA) yeni baz çiftleri ekleyerek ve böylece hücrelere bazı proteinleri ürettirerek gösterirler. Bunu bir fabrikayı istila eden kötü güçlerin fabrikadaki materyal ve makinaları kullanarak yeni kötü ürünler ortaya çıkarması olarak basitleştirip anlatabiliriz belki de. Örneğin bu yolla virüs istila ettiği hücreye kendi kapsülünü sentezlettirerek onu çoğalmak için kullanabiliyor. Ancak bu sadece kötü yönlü bir şey değil. Aktardıkları ve yeniden oluşturdukları genetik materyaller ve proteinler sayesinde virüsler inanılmaz bir çeşitlilik oluşmasını sağlıyorlar. Bu da evrim sürecine aslında en büyük katkıyı virüslerin yaptığını ortaya çıkarıyor. Keşfedilen dev virüsler içerdikleri 2500’e yakın gen ile 500 farklı proteinin kodlanmasını sağlayabiliyorlar. AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün sadece 12 gen içerdiğini söylemek sanırım bu virüslerin ne kadar kompleks olduklarını anlatmaya yeterli olacaktır. Virüslerin incelenmesiyle dünya üzerinde yaşamın nasıl oluştuğuna ve ilerlediğine dair bilgiler öğrenilmesi amaçlanıyor.
Peki, bu virüsler insanlığı tehdit ediyor mu? Virüsler tek hücreli amiplerde aktivite kazandıktan sonra Abergel ve arkadaşları hemen hayvan ve insan hücrelerinde deneyler yapmışlar fakat virüs bir aktivite göstermemiş. Yani virüslerin insanlar üzerine bir etkisi yok. Çalışmayı yürüten Abergel, buzulların derinliklerinden sondaj çalışmaları sırasında ortaya çıkan veya küresel ısınma sonucu buzulların erimesi ile tekrar aktif hale gelen virüslerin tüm insanlığı enfekte etmesi ve insan ırkını ortadan kaldırması belki güzel bir film senaryosu olabilir ancak dünya üzerinde bulunan virüslerin sadece çok küçük bir kısmı memeliler üzerinde, bunların da çok çok küçük bir kısmı insanlar üzerinde etkili olarak konuşuyor. Yine de tabii ki buzulların derinlikleri gibi henüz keşfedilmemiş yerlerde neler bulunduğunu bilemeyeceğimize de değinmeden geçmiyor.
Keşfedilen bu virüslerin bilim insanlarının önüne çok büyük ufuklar açtığını ve yapılan çalışmalarla yaşama dair temel sorulara açıklık getirmek için önemli çalışmalar yürütüleceği şüphesiz. Bakalım 30.000 yıldır donmuş olarak bekleyen bu devler ilerleyen günlerde karşımıza nasıl çıkacak.
http://www.livescience.co...irus-revived-siberia.html
http://news.nationalgeogr...rus-pandoravirus-science/
Bilinen dev virüsler 4 aileye ayrılmış durumda ve yeni keşfedilen virüsler mollivirüs adında yeni bir aile adı altında toplanmış durumda. Virüsler genelde birkaç nanometre çapında oluyorlar. Pandoravirüsler gibi dev virüslerin ise 500 nanometre boyutlarına dek ulaşabilenleri ile karşılaşılmış. Yeni keşfedilen mollivirüslerin ise çapları 600 nanometre olarak ölçülmüş. Bu da diğer virüslerin aksine dev virüslerin ışın mikroskopları ile bile görülebileceği anlamına geliyor.
Yeni keşfedilen virüsler büyüklüklerinin yanında içerdikleri genetik materyaller ile de dikkat çekiyorlar. Virüsler normalde etkilerini enfekte ettikleri hücrenin genetik materyaline (DNA veya RNA) yeni baz çiftleri ekleyerek ve böylece hücrelere bazı proteinleri ürettirerek gösterirler. Bunu bir fabrikayı istila eden kötü güçlerin fabrikadaki materyal ve makinaları kullanarak yeni kötü ürünler ortaya çıkarması olarak basitleştirip anlatabiliriz belki de. Örneğin bu yolla virüs istila ettiği hücreye kendi kapsülünü sentezlettirerek onu çoğalmak için kullanabiliyor. Ancak bu sadece kötü yönlü bir şey değil. Aktardıkları ve yeniden oluşturdukları genetik materyaller ve proteinler sayesinde virüsler inanılmaz bir çeşitlilik oluşmasını sağlıyorlar. Bu da evrim sürecine aslında en büyük katkıyı virüslerin yaptığını ortaya çıkarıyor. Keşfedilen dev virüsler içerdikleri 2500’e yakın gen ile 500 farklı proteinin kodlanmasını sağlayabiliyorlar. AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün sadece 12 gen içerdiğini söylemek sanırım bu virüslerin ne kadar kompleks olduklarını anlatmaya yeterli olacaktır. Virüslerin incelenmesiyle dünya üzerinde yaşamın nasıl oluştuğuna ve ilerlediğine dair bilgiler öğrenilmesi amaçlanıyor.
Peki, bu virüsler insanlığı tehdit ediyor mu? Virüsler tek hücreli amiplerde aktivite kazandıktan sonra Abergel ve arkadaşları hemen hayvan ve insan hücrelerinde deneyler yapmışlar fakat virüs bir aktivite göstermemiş. Yani virüslerin insanlar üzerine bir etkisi yok. Çalışmayı yürüten Abergel, buzulların derinliklerinden sondaj çalışmaları sırasında ortaya çıkan veya küresel ısınma sonucu buzulların erimesi ile tekrar aktif hale gelen virüslerin tüm insanlığı enfekte etmesi ve insan ırkını ortadan kaldırması belki güzel bir film senaryosu olabilir ancak dünya üzerinde bulunan virüslerin sadece çok küçük bir kısmı memeliler üzerinde, bunların da çok çok küçük bir kısmı insanlar üzerinde etkili olarak konuşuyor. Yine de tabii ki buzulların derinlikleri gibi henüz keşfedilmemiş yerlerde neler bulunduğunu bilemeyeceğimize de değinmeden geçmiyor.
Keşfedilen bu virüslerin bilim insanlarının önüne çok büyük ufuklar açtığını ve yapılan çalışmalarla yaşama dair temel sorulara açıklık getirmek için önemli çalışmalar yürütüleceği şüphesiz. Bakalım 30.000 yıldır donmuş olarak bekleyen bu devler ilerleyen günlerde karşımıza nasıl çıkacak.
http://www.livescience.co...irus-revived-siberia.html
http://news.nationalgeogr...rus-pandoravirus-science/
Virüsler 3 milyar yıldır hayattalar. Onlar için çok da önemli ve de kayda değer bir durum değil bence.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar