bugün

yazın çektiğim acının hikayesi.

yeni yeni stresim boşalmaya başlamıştı. yazlığa attım kendimi ilk fırsatta. yazlık çok babaydı ama. stres yok tasa yok. saat 2 de çay kaşığının gürültüsüne uyandığımda anneme çemkirdiğimi hatırlıyorum. öylesine kafam yerinde yani. önümde tam 3 ay var. tam dedim de aklıma "raul tamudo" geldi neyse.

telefon çaldı. saat daha 11. uyuyalı 5 saat olmuş. telefondaki tuna denen hırto.

-alo kanka naabıon yaaa ses soluk yok.
-i̇yidir sen naaptn len?
-i̇yidir nolsun. bakhele sana gelecem bugün haberin olsun. havuza girmedim lan daha sezon başladı başlıyalı.
-sana gelecem nedir lan gavat? meyilli gibi konuşma. tamam gel haber et evin önüne gelince.

saat 1'di mesaj geldiğinde.

"geldim. i̇çeri almicak mısın beni?"

bi daha kontrol ettim kimden geldiğini. tuna ibnes*ydi. gidip aldım aşşağıdan.

-hoşgeldin baba. naaptın ne ediyon?
-sorma ya. içeri girelim de neler dicem sana bak..

ben hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. hayır allah muhafaza çocuk 1 haftada kırılmış filan olsa annemler de evde. yüzlerine bakamam lan daha. o yetmez gibi kardeşim tam mental olgunlaşma yaşında...

-ne anlatcan olum. adam gibi konuş nooldu bi haftada lan sana?
-abi sorma. 1 haftadır bilgisayarın başındayım. tek yaptığım berk'le msn muhabbeti etmek.
-lan olum ben sana demedim mi o çocuk top diye? lan ayıp lan. şuna bak bir haftada çatlamışsın resmen.
-deme öyle yaaa..(dudakları büzdü burda puşt herif)

çaaaatttt!!

-lan niye vurdun göt h*rif?
-hah şimdi düzeldin bak.

dışşşiikk.. çenemi yamulttu allahın deyüzü. "neyse kurtardık" çocuğu dedim içimden. havuza mavuza gittik bunla bi gün çabucak geçti. yemek filan da derken zaten saat oldu 10. dedim ki bekle biraz babam da beni alacak saat 11 de. seni de bırakırız mersine. tamam dedi. yarım saat şöyle bi sahil yolu yürüdük. tuna hayvanına nası vurmuşsam artık sağa sola bakim derken çiçekliğe takılıp kızın birinin üstüne düştü. özür mözür diledim ben.

-hadi dönelim olum. anca 11 olur saat zaten.

dönüş yolunda telefon çaldı.

-alo oğlum. benim işim çıktı çok acil. gelemicem yarın alırım seni.
-tamam baba hadi iyi bak kendine.(kapadım telefonu) tuna babam gelemiyo lan. g*te geldik abi. daha doğrusu sen geldin. bizde kalacak yer yok. o yüzden kal diyemem. neyse ya bi yardımsever bulunur elbet. yürüyelim de anayola.
-lan ne anayolu olum. bu saatte arabaya binmem ben. vites kolu gibi oynarlar benle. bak kaybedersin beni. sen de gelecen. yoksa gitmem allahıma..
-lan ben nası geliim olum.
-ben bilmem bilader. ben buraya yüzmeye geldim. döllenmeye değil.
-espri de yapıyor haa. bizimkiler ne der ki?
-konuşurum ananlarla ben. dur bakim ara da bana ver telefonu..

öyle bir dil döktü ki bizimkilere yeminle annem de bizle gelecek sandım. göt*m 5 attı. allahtan yokmuş öyle bişe. neyse usta biz vardık yol kenarına. ilk başlarda vosvogenleri filan çeviriyorum ben. tuna denen hırtodan en ufak bi yardım yok. bi kaç tane arabaya ters parmak çektim. adamlar yanımdan basıp basıp gittiler. vosvogeni mi dersin datçası mı dersin fordu mu dersin. yok aga bi tanesi de durup hayırdır demez mi lan?

-lan olum bunlar bizi almicak. kırmızı şahin bile yanımızdan 100 le basıp geçti. sen zaten tinerci gibi gelmişsin. şuna bak. insan kot şortla gelir mi lan yazlığa? sene 2010 olum hey yaa. bakma sığır gibi araba çevir.
-bu tür ilgi çekme amaçlı şeyleri bari sen yapma mali.
-hey allahım yaa. aha kamyon geldi. heeeeeeeyyyyy!!

kamyon durdu. aslında durma ihtimalinin olmadığını sanıyordum. ama durdu lan işte. tuna ibne*i elimi sıkıca tuttu. kulağının dibine bi tane vurdum. bıraktı elimi.

-hayırlı geceler gençler. hayırdır bu saatte. buyrun allahın izniyle bırakayım sizi muhitinize. bu saatte hırlısı var hırsızı var.
-allah razı olsun abi. inşallah rahatsızlık vermeyiz. tuna atla bilader gidiyoruz.

bindik arabaya. adam önce bana yaşımı sordu. söyledim. sonra tunayla muhabbete daldı. tunayı sürekli cimcikliyordum ki berk itinin etkisinden sıyrılsın. refresh mantığı lan işte. neyse. tunayla bi muhabbet bi muhabbet.

ben- abi sen nereliydin sormadık ya?
şefer- samsunluyum ben. karaköprü vardır. orda balıkçıyım. simit satarım karaköprüde.
tuna- sıçma abi sıçma. balıkçı mısın simitçi misin karar ver bi.
şefer- efendi konuş atmiyim aşşaa seni. çift vardiyam var benim. hayret bişey lan. velede bak. ben sana soruyom mu lan saatin 12 sinde neyin otostopu bu diye?
ben- kusura bakma abi bu deyüz ne dediğini bilmez pek. oo abi lostçu musun sen? ne bu her yerde kayıp ilanı var.
şefer- gerzek gerzek konuşup da canımı sıkma lan. görmüyon mu resmi? jack'e benziyo mu hiç? bizim çırak rıza o. kayıp 10 gündür. haber maber de yok kimseden yaaaaaaaa..
ben- ağlama be abi çıkar bi yerden elbet. jack'i de andırıyo hem.

ilerde polis çevirdi bizi. kasayı kontrol için arka tarafa köpekli polis abiler gitti. biz rahatız tabi. itler nası havlamaya başladı bi anda. şunu söyliyim. polis abilerin telsizlerinden çok hışırtı geldiğinde boka battınız demektir dostlar. bizde öyle oldu en azından.

polis- ini ininininninin. al şunu alalalalaalal.

tunanın kafasından tutup arabaya attılar tunayı. kamyoncu abiyi de. bana bayan polis denk geldi. gülümsedim. gözlerime baktı. "bokunda boncuk mu buldun lan?" dedi. saçımdan tutup arabaya attı beni. arabada bi tanıdık bi ses duydum bi anda.

-noldu hayırdır?
-siktir git tuna belanı s*kecem haa. bi de bilmezden geliyo.

bizi içerde tuttular biraz. adam allahtan olayı anlatmış. bizim pek adamla alakamız olmadığını. babalarımızı çağırdılar merkezden bizi alsınlar diye. zahmet edip geldi babam.

-baba valla istemeden oldu. ne çıkmış ki kasadan?
-kaçak balık yemi varmış oğlum. susamlı kaçak balık yemi çıkmış.
-heee vay anasını. hehe. e bizim tuna nerde? onun babası yok meydanda?
-tunanın babası taksiciymiş oğlum. aha şu sarı araba babasının. keşke haber etseydiniz babasına.

nevrim döndü. telefonuma baktım mesaj gelmişti.

"mali cnm nassın. bi ara sizin yazlığa tunayla beraber gelmek isterim. berk ben *
Kaybetmeye yuz tuttugum guven duygusunu bana tekrar asilayan aktivitedir, candir. Dilini bilmedigin insanlarla oyle ya da boyle anlasmaktir, dunyanin aslinda o kadar da kotu bir yer olmadigini gosterendir.
kötü filmdir.
sahnelerin arasında bile bağlantı yok.
mesela engin koç sevda demirel i bafilerken engin koç zor kullanıyor ama sahnenin ortalarına bir geliyoruz sevda demirel in iştahı ortaya çıkıyor.
oldukça eğlenceli,bir o kadarda riskli bir iştir.türkiye de olduğumuzu göz önünde bulundurursak,abaza bir erkeğin arabasına binme ihtimalinin %80 lerde olduğu unutulmamalıdır.
trafik terörüne kurban giden sokak hayvanları için Markom Leo Burnett ve SODA Film tarafından Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği için 2010 başında hazırlanmış kısa filmdir. *

[http://http://www.youtube.com/watch?v=CJlLeVQbFrw ]
yayanın yoldan geçen bir taşıtlı aracı durdurarak binmesi ve gideceği yere para vermeden gitmesi.
istanbul' da yapıldığında yapana korku salan eylemlerden biri.
http://johntuncayoz.blogspot.com/
insanlarla samimiyet kurmanın en kolay yolu. otostop çekersin yolculuk sonunda şoförle o kadar samimi olursunki enseye şaplak göte parmak, o derece yani.
Ucuz bir ulaşım olmakla birlikte eğlenceli geçen bir yolculuktur. Memleketim insanıyla sohbet ederek bir çok yer gezebilirsiniz.
türkiye'de cesaret isteyen iştir.
özellikle kadınlar için çok tehlikeli bir iştir.
ilk kez ve son kez nevşehir'de yaptığım gereksiz harekettir.

avanos ve ürgüp arasında otoyolda yürüyoruz arkadaşla, çiftlik köylerin birisi otoyola 400-500 metre uzaklıkta. köpekler bizi gördü havlamaya başladılar bizde göt korkusu o biçim. tarlalara girdik her yerimiz çamur oldu. çıktık. o azman gibi olan köpek zincirini koparmış yola çıkmıştı ve tam 200 metreden havlayarak koşuyordu. az ilerideki oduncuya sığınmak istedik orada da köpekler peydahlandı. iki tarafımız 200er metre arayla köpekler tarafından sarılmıştı kaçacak yerimiz yoktu. son çare otostop çektik. ilk 2 araba durmadı sonrasın bir minibüs durdu. bizi aldı. ve diyalog gelişti:

minibüs şoförü: +
arkadaş: -
ben: *

+kafa kağıdı verin hele.
-o ne abi?
*nüfus cüzdanı amk.
-al abi buyur.
+he sen nevşehirlisin. kimlerdensin.
-hede hödö.
+hee tamam. sen akrabasın.
+sakallı sende ver.
*dayı ben buralı değilim. erzincanlıyım.
+nerden bilecem. belki anarşiksin.
*öyleyim zaten dayı.
+ne?
*al dedim dayı. kimlik.
+hee erzincanlısın. sen kimlerdensin.
*dayı tanıyacak mısın söylesem amk?
+anlamadım?
*onu diyorum söylesem tanıyacak mısın?
+yok tanımam yeğen.
*eyvallah dayı. şu köpeklerden kurtarsan bizi kafi. biz yürürüz.
+yeğenim yolumuzun üstündesiniz bırakırız biz sizi.
-eyvallah amca sağol.
*sağol dayı sağol.

yol bitmiştir köye gelmişiz adam bizi indirmiştir,

+la sakallı.
*he dayı.
+gözüm üstünde anarşiklik falan yapayım deme. yemin ediyorum bütün köyü eve toplarım.
*he dayı he.

*amk dayısı kafayı sikmiş yeminle.
-neyse götü kurtardık sıkıntı yok.
*köyünü sikeyim kanka. bu nasıl bir yer amk. otostop çekiyoruz onda bile ekşın amk.
-hep senin yüzünden.
*sie.

böyle bir anım vardır.
suç değil yaşam stilidir.
denediğim en uzun mesafe 240 kmdir. (2defa biri 20 dk biri 75 dk sürdü)
türkiye'de kendimi gerçekten özgür hissetmemi sağlayan ve beni her defasında ilk kez yapıyormuşumcasına heyecanlandıran eylem. bugün yıllardır görmediğim ve aslında çok sevdiğim bir insanıda bulmama vesile olmuştur. hayat halen çok garip*
geçen hafta izmit muğla arasını, 14 farklı araç ve 12.5 satte gidip 8 farklı araç ve 15 saatte geri dönmemi sağlayan eylem.
lisede keşfettiğim harika eylem. bi yandan para tasarrufu sağlarken bir yandan ilginç hayat öyküleri dinlememi sağlıyor.
En son 1 hafta önce arkadaşlarla son otobüsü kaçırmıştık. Hayatımda 100. kez yaptığım bile söylenebilir. Ama iğrenç birşey gerekmediği sürece yapmayalım arkadaşlar. Az kalsın tecavüze uğruyodum.
bir kerede olsa insanın hayatında macera olsun diye şehirlerarası yollarda yaşaması gereken diye düşündüğüm.
kocaeli üniversitesi civarlarında bolca yaptığım eylem.
beytepe de sıkça yapılan hede. eğer güzel bir kızsanız bir gün size de sellektör yapabilirim.
Sadece otostop yapmak için 100 km lik bir parkur belirledik. Amaç hiç otostop yapmadık demeyelim. değişik bir anımız olsun. Antalya Kumluca arası başladık Otostopa. ışıklarda rica ediyoruz. bazıları hayır diyemediği için kabul ediyor. bazıları ise almıyordu araçlarına . ama yılmak yoktu Çok araba değiştirdik. kimisiyle 2 km gittik kimisiyle 10 km gittik. araç sahiplerinin tedirginliğini hissediyorduk.

Kasalı Kamyonetlere de bindik en mutlusu onlardı. hayatlarına devam ediyorlardı hiç bir şey olmadan. çift kabinli bir araç durmuştu. içi kalabalık. Dekorasyondu işleri, herhalde anlaşılan. Bindik gidiyoruz. kimsede çıt yok. kimse kimseyle konuşmuyor. Şoför radyoda kanal değiştiriyor. Şarkılar arasında geziniyordu. dedim ki bu kalsın !.
Buz gibi bir hava esmişti arabada ( desem ne olacaktı ki sanki )
indik daha sonra tabi bırakmamıştı dediğim parçayı daha sonra virajlı olan bir yerde devam ediyoruz otostop yapmaya. kimse durmuyordu . çok sıkılmıştık. en son bir münubüs durdu. ama bu paralı bir münübüstü. dedim rota yarım kaldı neyse artık başaramamıştık rotayı tamamlamayı.

Uzattım parayı , şoför almadı parayı . dedim rota devam ediyor.
gidiyoruz . inmeye yakın soför evet paralar dedi . Antalya da paraları inerken toplarlarmış

* Allah kimseyi yollarda bırakmasın , çok zor gerçekten .
* Kasıtlı bir denemeydi ama çok gerçekçi bilgiler sunmuştu bana.

En azından istediğin parçayı bile açmıyorlar *
bu gece aşti'den bilkent yurtlara gelmemi sağlayan eylem. 90 dakika sürdü, ama cepte para olmayınca yapacak bir şey yok. otostop çekeceklere tavsiyem; her duran arabaya binmeyin. araçta sadece sürücü yoksa binmeyin, kötü bir durumda karşı koyma şansınız artacaktır. araçtakinin tipine bakın, insanlar kendilerini az çok belli eder. baktınız tehlikeli duruyor, buradan otobüs geçer mi diyip geçiştirin. *

not: bu gece beni arabasına alan 3 ayrı kişiye teşekkürler. durmayanlara da lafım yok, ben olsam ben de almam böyle bir tipi, gece gece canımızı riske atmaya gerek yok.
geçen yaz otostop çekelim dedik. kamyoncu geldi aldı bizi. ulan adam 1'le gidiyor. indik topçulardan vapura bindik. kamyoncuları tercih etmeyin haha.