bugün

hala fesli sarıklı ve 6. dünya ülkesi durumunda olurduk.
komşumuz zengin ermeni ve rumlar olurdu, ev sahiplerimiz olurlardı.
günümüz de padişah 3. berkecan olurdu.
(bkz: osmanlı cumhuriyeti)
''aslında biz yenilmedik almanlar yenik sayıldığı için bizde öyle sayıldık'' geyiği olmazdı. buarada biz yenilmedik almanlar yenildiği için öyle sayıldık uyarayım.
hasta adamın savaşa girmesi çok bir şey değiştirmezdi. yine işgal edilirdi.
bir sebepten yine işgal edilirdi.
osmanlı devleti başka bir gezegende veya -hadi- coğrafyada bulunmadığı için pek bir değişiklik olmazdı.
dünya savaşı osmanlı'ya girerdi.
(bkz: düz mantık)
savaşa girmese idi tüm dünyanın (özellikle de ingiltere'nin) o yığınla petrolleri gözü kapalı osmanlı'nın elinde bırakacağını düşünen insanları ortaya çıkaran durum.
yok öyle birşey. cihan harbinin en önemli nedenlerinden birisi osmanlı'nın tebaı olan milletlerin şekle sokulmasıydı. o yüzden öyle ya da böyle girecekti...

ama şu olabilirdi; sabiha sultan tercihini enver paşa yerine mustafa kemal'den yana kullansaydı, almanlar enver'den çok çok daha realist olan mustafa kemal'i enver'i kullandıkları gibi kullanamayacaklardı. bir mustafa kemal, gidip de alman zırhlılarını rus üslerini bombalatmazdı.

nasıl ki abdülhamid ile osmanlı'nın çöküşü ertlenmiştir, bu durum olsa benzeri olabilirdi. 1920'lere harbiye nazırı mustafa kemal ile giren bir osmanlı ile cihan harbi 1920'lerin ortası veya sonlarına ötelenebilir, ekonomik kriz ve 2. cihan harbi ile harmanlanıp tek dünya savaşı ile konu kapanabilirdi. ama almanlar rahat durmayıp bir ipnelik yapar mıydı bir de o var tabi. bir de halamın bıyığı olsa amcam olurdu.
(bkz: baban kimdi bilmezdin şerefsiz) *
birinci dünya savaşı bize girerdi. bunun tartışmasını yapmak biraz saçma değilmi? öyle ya da böyle o savaşa girecektik, kaçarı yoktu. onca toprağı tek başına yedirmezler adama.
almanya yenilince biz de yenilmiş sayılmazdık.
birinci dünya savaşına katılmak, tarihimizdeki en büyük hatalardan birisidir. Irak, Suriye, Filistin, Batum, Adalar bizde kalırdı. Daha kalabalık, daha büyük, daha güçlü olurduk.

Ortaylı'ya göre ise:“En büyük zenginliğimiz nüfusumuz bize kalırdı Arap dünyası daha iyi olurdu, Kudüs, Hicaz Türklerin elinde kalırdı"
Almanya ve bulgaristana asker göndermek yerine kendimiz için savaşırdık. Bir çok yerde cephe açılmazdı. Doğuda ingilizlerin anasını ağlatır, kafkaslarda ise rusyanın iç karışıklıkları yaşaması sebebiyle anasını dünya pazarında satışa çıkarırdık.
Edit : ilk defa günün ilk entry girmişim heycanlandım. *
Dünya savaşı diyoruz herkes savaşacak. Ben oynamayim kenardan izleyim demek var mı? zaten ilk ittifak güçleri ile savaşa girmek istedi ama ingilizler kabul etmeyince mecbur diğer tarafta yer aldı. Kaybedeceğini savaşa girmeden biliyordu lakin başka şansı yoktu.
kocaman boyutlarda bir isviçre gibi birşey olurdu. etliye sütlüye karışmayacaksın huzurlu yaşamak için.
daha kolay parçalanabilirdik. Zira savunmasız bir fare durumundaydık. Kediler bizi hemen yerdi.
Almanya hayranlığı ve kaybedilen toprakları geri alma umuduyla Osmanlı Devletinin girdiği sonuç olarak kaybettiği savaştır. Savaşa girmeseydik ingiltere bir bahane bulup yine Osmanlı devletine savaş açardı diye düşünüyorum. ingiltere bol petrol, maden kaynaklarını kimseye kaptırmak niyetinde değilmiş. Zaten Osmanlı devletinde ilk işgali ingiltere, zengin petrol yatakları olan Musula yapmıştır. Biz girmesek savaş bize gelecekti.
dedelerimizin mezar taşlarını okur, böylece fezaya çıkardık.
muhtemelen ruslar almanyayı işgal ederdi. bundan sonrası ingiliz-rus kapışması. tahmin etmek zor değil ancak almanyanın olmadığı bir ikinci dünya savaşı düşünmeniz yeterli.

galiçya'ya giden 33.000 osmanlı askerinin her ikisinden biri yurduna dönmemiştir. bugün avusturya ve almanya bağımsız ise nispeten bunu osmanlıya borçlu.

ikinci dikkat çeken nokta ukraynalı kahin wernyhora'nın kehanetinin gerçekleşmesidir. "türk atları vistül'de sulanmadıkça polonya bağımsız olamayacaktır" demiştir. 15. kolordunun yaralı neferleri tedavi için krakow'a gönderilmiş, burayı terk etmelerinden 14 ay sonra polonya bağımsız olmuştur.

tarih detaydır.
bir şekilde yine işgal edilemezdi/ettirilemezdi. Zaten 1800'lerden 1914'e kadar imparatorluk kendi iradesiyle-gücüyle ayakta durmuyordu, paylaşılamadığı için ayakta duruyordu.
eğer küresel dengeleri değiştirmeyecekse kimsenin osmanlının işgaline bir itirazı yok, 1878 avusturyanın bosnayı ilhakı gibi.
fakat olay küresel dengeleri değiştirecekse tüm büyük güçler osmanlı toprak bütünlüğünü savunuyor, 1853 kırım savaşı gibi.
rusya'nın doğu anadoluya girmesine, ingilterenin-fransanın arap topraklarını ve petrolü cukkalamasına diğerleri eyvallah geç gülüm demeyecekti. zaten böyle bişeye izin verse, işgale serbest bırakılan devlet şimdi abd'nin pozisyonunda olurdu, başta ingiltere kimse de buna izin vermezdi.
petrol bölgeleri yine farklı projelerle planlarla ittifaklarla elden giderdi-gitmezdi orası tartışılır, fakat ortaylı'nın yorumları makul hatta da iyimser senaryolar bile mümkün.
--spoiler--
osmanlı sanılanın aksine ittifak devletleri değil, itilaf devletleri bloğunda savaşa katılmak istemiştir.

buna rusya, ingiltere ve fransa şiddetle karşı çıkmış ve ingiltere osmanlı'ya hitaben "osmanlı ordusunun savaş için yetersiz olduğu, savaşın osmanlı'ya yıkım getirebileceği, şu aşamada osmanlı'nın gereksiz aksiyondan kaçınması gerektiği ve gerekli tüm yardımı ingiltere'nin sağlayacağını" bildirdi.

osmanlı da bu duruma hak vererek, en azından savunmasını güçlendirmek amacıyla, kendisine yakın gördüğü "ingiltere'den" 2 adet döneminin son teknolojilerle donatılmış savaş gemisi siparişi vermişti.

peki sonuç?
ingiltere gemileri teslim etmedi. üzerine parasını da iade etmedi.

bu ne anlama geliyordu?
osmanlı dünya savaşı bittikten sonra tek başına itilaf devletleri hedefi haline gelecekti ve bu nedenle savunmasını güçlendirmemeliydi.
--spoiler--

Osmanlı savaş sonrası hedef haline geleceğini bilmesine rağmen savaşa katılmamış olsa idi, müttefiksiz ve Alman silah yardımından yoksun bir halde tüm bir itilaf devletlerine karşı koymak zorunda kalacaktı.

Alman silah yardımı ile yapılan ortada iken, tek başına ne olacağını düşünmek kabustan farksızdır.

Osmanlı zaten bizatihi bu sebepten ötürü acil müttefik arayışına girerek ittifak bloğuna katılmıştır. Keyfi bir durum değildir.
Kaçınılmaz olarak topraklarını kaybedecekti yine.. ingilizler bile imparatorluklarını ayakta tutamadı, Osmanlının hiç şansı yoktu.

Fakat bunun böyle olması savaşa girmeyi haklı çıkarmaz.

Sorun kaybedilmesi zaten mukadder olan topraklar değil, imparatorluğun çürümüş yapısı ve onu boğan kapitülasyonlardı. Savaşta tarafsız kalıp, kapitülasyonlardan kurtulmak mümkün olabilirdi.

Fakat ya sonrası? Osmanlının, aynen daha sonra ingiltere'nin yapacağı gibi, elinde tutamayacağı toprakları fazla tepişmeye mahal vermeden uygun yönetimlere devretmesi ve atamızın yaptığı reformları yapması gerekiyordu. Osmanlıda atamızdan başka o kadar ileri görüşlü kim vardı? Diyelim ki birileri o işlere kalkıştı, iktidardan düşürülmeleri an meselesi olurdu. Savaş sırasında bile, şartlar öyle gerektirdiği halde hicaz'dan çekilememiştik. Çünkü Mehmet Reşat hükümeti istifa etmekle tehdit etmişti.

Sonra, diyelim ki bugünkü sınırlarımızdan biraz daha geniş topraklar üzerinde hakimiyetizi pekiştirdik, onca ermeniyi ve rumu ne yapacaktık? Arapları ve Irak kürtlerini de unutmamak lazım. Onlarla ne Osmanlı düzeni içinde, ne de milliyetçilik temelli Türkiye cumhuriyeti düzeninde bir arada yaşamak mümkün değildi. Bambaşka bir devlet kurmak icap ederdi. O günlerde böyle bir yapı kurmanın mümkün olacağını hiç sanmıyorum.
(bkz: biz ahmet i kumarda kaybettik)