bugün

okan bayülgene çıkıp ben padişah, cariye torunuyum diye övünen süper seksi modelleri türkiyeye kazandırmak haricinde mi?

istanbul harici anadolu vilayetlerinde, tek bir kasabada bile doğru düzgün elektrik, doğal gaz, iletişim, kanalizasyon altyapısı yoktu.

kahır ekserisi köylü olan ve tarımla geçimini sağlayan köylüler tarlaya hacet gideriyor, bir çuval darıyla hayatta kalma mücadelesi veriyordu. sanayi devriminde bugünkü afganistandan hallice bir vaziyetteydik.
osmanlı idaresindeki taşralı cahil, yoksul, sefil halk mum ve gazyağıyla aydınlanmaya çalışırken amerikan eyaletleri kömür ve akarsu yataklarına yerleştirilen elektrik tribünleriyle ucuz enerji sağlıyor ve sokakları ampüllerle aydınlatıyordu!

köyler yerini fabrikalar etrafında kümelenen sanayi tesislerine bırakmış,
her tesis birbirine uzun tren yollarıyla bağlanmış,
ve modern kurumlarla şehir yaşamının temelleri atılmıştı:
elin kızılderili katili, haydut ruhlu hristiyan amerikalısı ticari her sahayı zapturapt altına alıp,
hemen hemen her teknolojide kamusal sübvansiyonlarla ucuzluk yaratırken,
ampülü, lokomotifi, loko-traktörle, loko-mobili, telefonu, hesap makinelerini, daktiloları, televizyonu, radyoyu, gazete ve matbaayı halkın erişebileceği bir seviyeye çekip bilgiye erişim adına sayısız teşebbüse imza atarken derebeyliğine, köleliğe, tarım işçiliğine dayanan sefil sömürü sistemini halkı cahil bırakarak muhafaza etmek dışında ne ürettiler onca asır?
halk açlıktan, hastalıktan kırılırken saray yaptırmakla meşguldü. avrupadan borç üstüne borç alıp berbat bir şekilde ekonomi yönetiliyordu. akepe dönemi osmanlı'nın son dönemleri gibidir zaten.
Vergi alıyordur.
bilgi: Osmanlı Saltanatı, Türk Kurtuluş Savaşı'nın ardından 1 Kasım 1922'de Ankara'daki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tarafından resmen lağvedildi.

Yani 100 sene önce osmanlı yoğidi yohk yohk!
Sarayda yaşıyordu halk cehaletin pençrsinde hastalıktan fakirlikten kırılıyordu.