bugün

en çok bu sene, atiyistini/deyistini rahatsız etmiş ibadettir. bi sakin olun ya, bi bırakın açlıksa açlık ibadetse ibadet... bi inandığı gibi yaşayamıycak mı millet yahu!
insanların açların halinden anlamak, nimetlerin kıymetini bilmek, merhamet duygularını geliştirmek, hayatın zorluklarını anlamak gibi şeyleri anlamak için kendilerini su, yemek ve bazı dünya nimetlerinden uzak tutmasıdır oruç. yalnız oruç tutarak bunlar öğrenilseydi afrika bilge insan dolu olurdu sanırsam. demek ki bunları anlamak için aç kalmak değil insan olmak, en önemlisi düşünmek gerek. düşünmeye üsenen bir topluluk olarak oruç tutmak kolayımıza geliyor galiba.
1 ay boyunca nefse hükmetmektir.
her yıl hakkında cevabı bilinen bi çok soruların üretildiği ibadetlerden biri.
öncelikle insan sağlığına iyi geldiği için, fakirlerin halini anlamak için ve buna benzer nedenlerden tutulmaz, sadece ama sadece allah emrettiği için tutulur. sağlıklı bir inananın güç getiremeyeceği bir ibadet değildir. hastalar, yaşlılar ve çocuklar da zaten mazeretlidir.

17 saat değil, bütün dünyada izlanda gibi 21 saat de olsa yine yüzmilyonlarca insan yine tutacaktır. bunu aptallık olarak nitelendirecek insan çoktur, ancak ön yargılardan arınmış bir zihin bunun gerçekten olağanüstü bir adanmışlık olduğunu kabul edecektir.

açlık orucun sadece küçük bir parçasıdır. kanımca esas zor kısım insanın söylediklerine, yaptıklarına, baktıklarına dikkat etmesi ve bu ramazanda kazandığı alışkanlıkları hayat felsefesine yerleştirmesidir.

tutanlar ve tutmayanlar arasındaki kutuplaşmanın armasının kaynağının bu bilincin insanlarda oturmamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. "ben orucum, karşımda su içemezsin" diyen insanlar, oruç tutmadığı için dayak yedi haberleri, saatlerce sigara içmediğinden nitrogliserin kıvamına gelmiş sinir küpleri, ramazan davulcuları gibi faktörler tutmayanlarda bir ramazan fobisini körüklediklerinin farkına varmalılar. hoş bunların hiçbiri olmasa da "aptal müslümanlar, 17 saat aç kalıyorlar. bu sıcaklarda hepsi ölse de oksijenimizi tüketmeseler" modunda insanlar her zaman olacaktır.
ateist bir adam birgün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "evrim ne güzel şeyler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama; her arkasına baktığında ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, tam vurmaya hazırlanırken adam, "TANRIM!!!" diye bağırmış. bir anda zaman durmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. çok derinden gelen ilahi bir ses adama: "yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. adam utanç içinde: "biliyorum, bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık ama; belki ayıyı dindar yapabilirsiniz." demiş. ses: "peki" diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. nehir akmaya başlamış. herşey eski haline dönmüş. ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış: "tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."
insanın sevdiği için yeme içmeden kesilmesi gibidir. (bkz: ilahi aşk)
Oruç fındık toplayan adam için temizliktir, rahatlıktır. Fındıklığa yemek getirme derdin yoktur ve de yemekleri taşıma derdin.
ramazan ayı haricinde de tutulması yarardır.
tutulur. *
15 kasım ( hicri yılbaşı) itibariyle ayın ilk 10 gününün bir bölümü tutulması faydalı olacak ibadet.
tutmayan insanların bazı kendini bilmez din bekçileri tarafından eleştiriye maruz kaldığı dini eylemdir. yok sağlık için, yok nefsine hükmetmek için, açın halinden anlamak için tutulur sen de tut hede hödö. bilmezler ki her bünye bunu kaldıramaz. 1 gün tutup 3 gün yatak döşek yatmama sebep olan eylem sağlıklıysa ben öleyim o zaman. (bkz: öte dur)
farsça bir kelimedir. günlük anlamına gelir.
Her oruç tutan ve işi olmayan insanın yaptığı şey. Orucu Dizimag'a getirmek.
insan niye oruç tutar? inancı bunu emrediyorsa tutar. bu kadar basit. kimseyi ikna edesim yok; sağlık için iyidir, fakirleri anlarsınız filan diye. zira muhtemelen midem sorun çıkarabilir, yaz saatlerinin uzunluğundan ama allah izin versin tutarım; inandığım için. detoks olsun diye değil... hasta olursan da tutmak zorunda değilsin. kazası var bunun. fakirleri anlamak için oruç tutmaya ihtiyacım olsaydı çok hayıflanırdım. bu fakirlikle oruç bağdaştırması biraz sığ geliyor bana. çünkü oruç sadece yemeksiz kalmak değildir. zaten açlığın terbiyesiz insanları uslandırmak yerine daha terbiyesiz hale getirdiğini bir ay ramazan boyunca gözlemleyebiliyoruz. hani trafikte iftar vakti otobüste birbirini dövenler, arabalarından çıkıp birbirine saldıranlar filan... iki kırık oruç tutup bedelini insanlara ödeten tipler. neyse günahları boyunlarına; allah şerlerinden korusun cümlemizi. evet, oruç biraz bozulan bir ibadet. ama alınganlıktan değil; doğası gereği. sen kafanı bir imtina, itina evrenine çekemiyor onun yerine açlık çekiyorsan mütemadiyen ve yalnızca, oruç çok fena bozulabilir. burda önemli olan bir aylığına kendini dünya nimetlerinden belli saatler arasında geri çekmek. fakirleri anlamak için değil, o nimetler çekildiğinde, insan olarak ne kadar fakir, aciz olduğunu anlamak için. fakirleri anlamak için değil, gerçekte kendinin ne kadar fakir olduğunu anlamak için.
''Nice oruç tutanlar vardır ki, bu oruçtan nasipleri sadece aç ve susuz kalmaktan ibarettir. Nice gece kalkıp da ibadet edenler vardır ki, onların bundan nasipleri sadece uykusuzluk ve zahmettir.'' - Rasul-i Ekrem s.a.v

''Kim yalan sözü ve onunla amel etmeyi terk etmezse, Allah’ın o kişinin yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.'' - Rasul-i Ekrem s.a.v

Tüm Türk-Müslüman alemin ramazanı mübarek olsun. Hayırlı Ramazanlar...

görsel
hem fiziksel açıdan hem de ruhsal açıdan insana sayısız faydaları olan ve farz kılınan ibadet.
ibadettir, saygıdır, nefsi tatmin etmektir. ancak şunu diyeceğim; oruç olup açlığı başına vuran ve bu yüzden ortalıkta terör estirenler oruç tutmasın.

sabahtan beri başımın etini yediler ulan. yeter be, oruç tutuyorsun bre pezevenk. allah'ın dediğini yerine getiriyorum diye milleti kırıp dökerek daha çok günaha giriyorsun, cehennemden kombine alıyorsun resmen amk.

diğerlerine saygım sonsuz. özellikle şu yaz gününde ve bu sıcakta oruç olanlara sonsuz saygım var. allah oruçlarını kabul etsin, sevabını versin. ama orucum diye milleti kırıp dökenlere sözüm şu; inşallah mahşerde bu günün hesabını verirsiniz!
bu saatler itibariyle adamı yamultmaya başlar. evet.
fırsatçıların fırsatıdır.
türkiye'de mahalle baskısına malzeme olan ibadet türü.

hastasınızdır, oruç tutmanız sağlık açısından olanaksızdır ama yobaz sürüsü hemen dinsiz diye yaftalamaya kalkar. sanane lan it.
nefis terbiyesi, irade kontrolu ve oto kontrol yönlerinden bakıldığında mükemmel bir ibadet. o suyu sizden başka hiçbir insanoğlunun göremeyeceği halde içmemek gerçekten çok felsefik bir olay.
nefis terbiyesidir.
''ibrahimi dinlerin'' kadim ritüellerinden biridir. kur'an bunları ''nasikuhu'' olarak adlandırır. yani bütün ümmetler için tayin edilmiş değişmez ritüeller/ibadetler biçiminde adlandırır. salat yani namaz, hac, oruç gibi hükümler hz.peygamber öncesinde de ''ibrahimi ekoller'' olarak adlandırdığımız inanç kesimlerinin tümünde (musevilik, isevilik, sabiilik) vardı. hatta paganizmin hakim olduğu, muhammed peygamber'in içinde yetiştiği toplumda salatı ikame etme(yani namaz), haram aylar, hac, oruç vardı. hatta peygamber onları ataları ibrahim'in şeriatine çağırdığında onlar zaten ibrahim'in dini üzere olduklarını savunuyorlardı. nitekim ritüeller yani kur'an'ın tabiri ile nasikuhular, nükuslar bağlamında hz. ibrahim'e emir olunan ritüelleri uyguluyorlardı; ama bir farkla, kurbanların kanları hubel'in başından aşağı akardı ve hiçbir yetime, ihtiyaç sahibine dağıtılmadan gömülürdü. ''maksat allah için kan akıtmak'' deyimi de bizlere arap paganizminin mirasıdır kısa bir not olarak bunu da eklemiş olalım. dediğimiz gibi hac yine vardı ama yine bir farkla; bugün hac ibadetini ifa etmek için giden hacı adayları;

--spoiler--
Lebbeyk Allâhümme lebbeyk.Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk.inne"l-hamde ve"n-ni"mete leke ve"l-mülke.Lâ şerîke lek.
--spoiler--

yani;

--spoiler--
geldim Allah'ım geldim, Senin ortağın yoktur hamd ve nimet Sana mahsustur, mülk de. Senin ortağın yoktur.
--spoiler--

derler. müşrikler ise;

--spoiler--
Lebbeyk allahümme lebbeyk. La şerike leke illa şerikun huve lek. Temlikuhu ve ma-melek
--spoiler--

yani;

--spoiler--
geldim Allah’ım geldim. senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir tek ortağın var ki onun sahibi de sensin
--spoiler--

derlerdi. şerikin yok allah'ın, bir tane var o da nasıl olsa sendendir. hubel, lat menat, uzza... allah'ın ''kutsal ruhunu'' taşıyan kızları...
görüldüğü gibi islam kur'an'ın tabiri ile yeni ve hiç bilinmeyen nükuslar getirmemiş, var olan ve zaten ataları ibrahim sebebi ile bunlara aşina olduğu halde paganizm ve belli oranda ruhçuluğun etkisi ile şirk bulaşmış ibadet ve itikat anlayışlarını tevhide inkilab ettirmenin savaşını vermiştir. nitekim kur'an muhtelif sayıda salat'tan yani namazdan bahsettiği sırada kimse salat'ın ne olduğu konusunda soru sormamıştır. hatta bakara 219. ayetinde müşriklerin mallarından hangilerini infak edeceklerini soruyorken, salatı ya da diğer hac oruç, orijinali ile savm'ın ne olduğunu nasıl uygulanacağini sormamışlardır. çünkü bilmedikleri şeyler istenmemiştir onlardan. nitekim cenabetten gusletme, abdest gibi bir çok hüküm ve islami ritüel, ebu cehil'in bile uyguladığı şeylerde. kur'an'ın temel amacı ve en keskin davası ise tevhiddi.

kur'an bahsettiği ritüellerin, söylemlerin sıhhatli biçimde anlaşılabilmesi için, kur'an'ın bahsettiği kavramların semantik alanının bilinmesi de gereklidir. bu bilgiyi açığa çıkaran şey birincil olarak kur'an, ikincil olarak kur'an'ın ortaya çıktığı coğrafyanın sosyo-kültürel, siyasal yapısı ve algıları, üçüncüsü ise siyerdir. bu üç bileşen bir arada olduğu sürece siz ''kur'an'uyuyorum'' ya da ''kur'an'a göre böyledir'' diyebilirsiniz. bu açıdan bu uzun açıklama orucun genel temasından sapıyor gibi görünse de oruç, hac, namaz gibi ibadetlerin tarihsel geçmişinin bilinmesi müslümanlar açısından mühimdir. çünkü çoğu kişi bu saydığımız iabdetlerin peygamber ile birlikte emredildiği sanısı içindedir ve bu çok büyük bir yanılgıdır. özellikle anadolu islam algısı açısından.

oruca gelecek olursak, esasen ''oruç'' diye bir şey kur'an'ın tabirinde yoktur. tüm unsurlarda olduğu gibi yine ve yeniden çarpık anadolu islam algısına tesir eden iran medeniyeti dolayısıyla bizlerin oruç olarak isimlendirdiği ibadet kur'an'da ''savm'' olarak geçer. nitekim namaz, abdest gibi isimlendirmeler yine bizlere fars medeniyetinin hediyesidir. orijinali namaz=salat, abdest=gasil ya gusl'dür.
oruç farsçada ruze kelimesinden türemiş bir kavramdır. zamanla ''oruze'' olarak biçimlenen bu adlandırma, türkçeleşmiş hali ile oruç olarak hafızalarımıza kazınmıştır.

orucun manevi anlamı ya da vermek istediği mesaja gelecek olursak dinler tarihi açısından genel manada bir nefis tezkiyesi ya da tanrı için ızdırap çekme olarak algılanıp o şekilde sunulmuş olsa da, kendi açımdan değerlendierecek olursam şayet daha çok insanın varlığa karşı ülfet kazanmasından ötürü bir ''geri çekilme'', varlığa dışarıdan bakma olarak adlandırıyorum oruç ibadetini.
çünkü aylarca istediğiniz saatte, istediğiniz durumda nimetlerden faydalanabiliyorsunuz, istediğiniz an bu nimetler emrinize amade ve bir dönem geliyor ki temel ihtiyaçlarınız olan ve çoklukla tiryak olarak adlandırdığımız yemek içmek gibi durumlardan bir iradenin emri ile uzak kalıyorsunuz. hep düşünüyorum buradaki amaç kur'an'ın temel mesajında görüldüğü gibi ''yoksulu doyurma'' ya da düşkünün halinden anlama, onun mahiyetini kavramanın ötesinde bir mesaj mı içeriyor oruç ibadeti?

allah'ın bir insanın aç kalmasından duyacağı hoşnutluk ne olabilir? menkıbelere yansıdığı gibi ''oruçlu insanın nefes kokusu cennetin kokusundan daha güzeldir'' gibi mitolojik söylemlerin ötesinde dünyevi nazarla bakacak olursak nedir orucun mahiyeti? çünkü kur'an'ın %90'ı dünyevi önermeler içerir ancak netice olarak ahireti hatırlatır, dünya ile ahiret arasında bir denge kurar. ne dünyasız münzevi bir hayat önerir -ki islam'da ruhbanlık yoktur- ne de bütün bütün dünyadan ibaret bir algı inşa eder.
peki tanrı'nın tüm durumlarda olduğu gibi aç kalmamıza, namaz kılmamıza ihtiyacı yok ise -kendi açımdan ihtiyacı olmadığı görüşündeyim- bu aç kalmalar, zahmete katlanmalar nedir? ibadetler, islami algı çerçevesindeki davranışlar birer zahmettir. zahmetten kastımız negatif yönde anlaşılmasın. gece gündüz uyuşturucu kullanan, serkeş bir hayatı olan içinde yaşadığı hayat bir zahmettir bu nazarla bakacak olursak.

ben ibadetler konusuna tsavvufi/batıni çerçeveden bakmayı uygun bulmuyorum, çünkü bu bahsettiğimiz algıların islami bir yönü olmadığını biliyorum, daha çok dünyevi; sosyal perspektiften yani sosyal bilimler açısından ve özellikle felsefi-metafiziksel nazarla ele almayı doğru buluyorum islam'ın ibadetler dahil olmak üzere verdiği tüm mesajları.

ve aldığım ders ise, kimimizin açların halini muvakkat bir süre ile anlayıp mal biriktirmemeyi -ki kur'an'ın en temel kavgasıdır-, kur'an'ın tabiri ile infak etmeyi, infak'ı belli aylara sıkıştırılmış biçimde fitre-zekat olarak algılamamayı, bizlere sunulan nimetlere ülfet edip, o nimetlerin mahiyetini kendilerinden bilmemeyi ve allah'ın bizim aç kalmamız ya da kalmamamızdan hoşnut olup olmamak gibi bir gayesinin olmadığını bunun yine insana bakan yönlerinin(sosyal anlamda) olduğunu düşünüyorum.
kısaca siz ne ders alıyorsanız, neyden ibret alıyorsanız odur oruç.

insanların inançlarının bilincinde olmasını o kadar isterdim ki, çünkü gün içinde gözünü saatten alamadan oflayrak poflayarak zaman geçiren ya da ''oruç beni tutuyor'' diyerek etrafındakilere terör estirenleri görünce insanların bu dinden hiçbir şey anlamadıklarını ve özüne vakıf olamadıklarını görüyorum ve üzülüyorum.

özellikle orucu kendilerinin değil, ''orucun onları tuttuğu'' kimselere tavsiyem ise, samimi olarak başladığınız ibadet başkalarını elem vermeye başlıyorsa, lütfen oruç tutmayın çünkü ruhuna vakıf olamadan sadece aç kalmış oluyorsunuz ve etrafınızdakilere eza veriyorsunuz.
oruç dahil olmak üzere tüm ibadetlerimizin, amellerimizin davranışlarımızın islami bilinç ışığında sürdürülmesi dileği ile, tüm sözlük yazarı arkadaşlarımın ramazan ayı hayırlı ve mübarek olsun.
bedenin ve nefsin sabırla harmanlanmış ibadeti. sabır kelimesine dikkat edin, sabrı olmayanlar oruç tutamaz.