bugün

soylediklerinin ne kadar dogru ne kadar yanlis olduguna sonra gelicem, once tanimi yapayim. onur oymen'in, dersim olaylariyla ilgili olarak yaptigi konusma sirasinda genel baskan deniz baykal ve kemal kilicdaroglu tarafindan yaldir yaldir alkislanirken, akp ve dtp'nin kopardigi kiyamet sonrasinda tepkiler buyuyup alevi ve kurtler chp'ye karsi cephe almaya basladigi anda yine ayni ikili tarafindan satisa gelmesi, chp'nin tabansiz siyaset anlayisi sayesinde bosluga basmasi ve hala asagiya dogru dusuyor olmasidir.

bir kere bu olay bize politik açıdan doğru olmak prensibini gozden kaciran siyasetcilerin, 24 saat icinde nasil alasagi edilebilecegini gostermesi acisindan cok manidar. mecliste kurt acilimi konusuluyor, onur oymen belki kendisi cok katilmasa bile partisi akp'nin acilimina karsi olumsuz bir tavir takinacagi icin genel sekreterligini yaptigi partinin konuya yaklasimini ortaya koyacak bir konusma yapmak durumunda. chp aslinda akp'nin planladigi adimlardan hic birisine karsi olmadigini, bunlarin yillar once zaten kendileri tarafindan onerildigini soyluyor. ama ille bir yerden muhalefet yapacak ya, "vay efendim siz teroristle muzakere ediyorsunuz, biz buna katilmayiz" noktasina sabitlemis argumanini. onur oymen de bu cizgide akp'nin surekli "anneler aglamasin" edebiyati yapmasina vurguda bulunmak icin aynen sunlari soyluyor:

"maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı'nda 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kimse çıkıp "bu savaşı bitirelim" demedi. Kurtuluş Savaşı'nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs'ta analar ağlamadı mı? Kimse "analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım" dedi mi? ilk siz diyorsunuz. çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok"

kisaca "dersim'de de analar agladi, ama o mucadele verilmek zorundaydi" diyor. simdi birileri bunu "analar iyiki de agladi" gibi lanse ediyor. iki nokta var, birincisi dersim isyani bir derebeylik isyani, kurtluk ya da alevilik bu isin icinde aslinda bir ayrinti. o bolgedeki asiret gucleri turk ya da sunni olsalardi da bir sey degismeyecekti. merkezi otoriteyle yonetilen ulkelerde, bir anlamda "ozerk" davranmak isteyen ve bunun icin silah kullanan tum gruplar bastirilir. simdi sagduyulu bir insan bu isyanin bir sekilde bastirilmak zorunda oldugunu kabul etmelidir, oyle ki bugun tepki alan asiri sert mudahalaler yapilmadan once askeri karakollar basilmis, onlarca asker oldurulmustur. kendi ulkesinde elini kolunu sallaya sallaya karakol basan adamlara hic bir devletin izin vermesi beklenemez. buraya kadar onur oymen'in soyledikleriyle paralel gidiyor dusunceler. ikinci nokta ise devletin bu isyani bastirmakta olmasi gerekenden daha sert davranmis oldugu gercegi. bir noktadan sonra hangi tarafta oldugu belli olmayan masum sivillerin de ayrim gozetilmeksizin oldurulmus olmasi. ucak kullanarak koylerin bombalanmasi ornegin, herhangi bir devletin kendi sinirlari icinde kullanmasi en son dusunulecek taarruz sekli olmali, cunku kitlesel bir saldiri yapmis oluyorsunuz. hatta belki de sirf sabiha gokcen'i milli etmek icin boyle bir yontem kullanilmis. ama simdi onur oymen'in su iki satirlik sozlerinde burada kullanilan yontemin dogrulugu ya da "orantili" bir guc kullanimi olup olmadigina dair bir sey yok ki. tam aksine "analarin agladigi" konusunda o da hemfikir. soyledigi sey ne olursa olsun teroristle muzakere degil mucadele edilmesi gerektigi. ama kendisini alkislayan parti mensuplari tarafindan bile satisa gelince kendini savunacak mecali de kalmiyor.

toplu bir lince girisiliyor hemen. yildirim turker ornegin tamam anti-militarist cizgisine alistik, bazen severek de okuyoruz. kucucuk kizin havan topuyla paramparca edilmesiyle ilgili yazisi mesela, dogrulugu tam arastirilmadan yazilmis olsa da edebi, yurek burkan, insanin icini acitan yazilar yaziyordu, gerektiginde askere de giydiren birilerinin olmasi guzel diyordum. ama simdi bugun ki yazisinda "magaralarda gaz ile zehirlenen insanlar" dan bahsediyor. e be guzel kardesim magaralarda insanlarin zehirlenmesi korkunc bir sey tamam da, karakollarda 18 yasinda erlerin taranmasi guzel bir sey mi? sen savas karsiti misin, insanlarin oldurulmesi karsiti misin, yoksa sadece askerlerin oldurmesine mi karsisin? yok ben insan oldurulmesine karsiyim diyorsan durduk yere oldurulen askerlerden de bahset, magarada gazla zehirlenen insanlarin magarada ne isleri oldugunu bi anlat.

yok ben 5 tane oyum olsa su an mecliste bulunan partilerin hic birine bir tane vermem, vermedim de. bir kac yazimi okumus olanlar politik gorusumun ne yonde oldugun az cok anlamislardir, chp'yle de isim olmaz, mhp'yle de, akp'yle de. ama chp'nin kendi adamini bu kadar cabuk yalniz birakmasi bana yine baykal'in hinligi gibi geliyor. bu partide baykal'in koltuguna aday olacak adam kemal kilicdaroglu degil olsa olsa onur oymen'di. bu olayla birlikte onu da bertaraf etti. akp'yle ayni safta bulunmak pahasina onur oymen'i harcadi.
cepteki bozukluklardan kurtulmak için dilenciye para vermek ya da ne bileyim aç olmadığın halde simit almak gibi bir şeydir. bozukluklar önemli değildir. özellikle atatürk'ün yaptığı şeyi savunmak ne zaman suç oldu diyen bozukluklar.
Olması gerekendir. Zira, politik doğruculuk diye de bir şey var. AYrıca, bugünkü CHP oylarının %80 nin alevilerden olduğu düşünülürse, eğer CHP bir dahaki seçimde değil iktidara gelmek meclise bile girmek istiyorsa yapması gerekendir.
(bkz: güner ümit vs onur öymen)
chp te harcanan kişi sözlükteki silinen entrylerden çoktur. inal batu, livaneli devam eder gider liste.
sosyal demokrat bir partiden milletvekili secilmesine karsin, devletin cikarlarini insanlarin haklarindan ustun tutmasindan ve dersim katliamini savunmasindan kaynaklanan, ve gerceklesmesini umdugumuz eylemdir. Oysa ki kendisi MHP milletvekili olsaydi, boyle bir harcanma olmazdi. bir daha ki secimlere insallah...
'insan beşer birgün şaşar' ifadesini ne denli gerçekçi bulsak da onur öymen gibi engin diplomasi deneyimine sahip, siyasetçilerin ve toplumun saygı duyduğu bir insana yakışmamıştır, söyledikleri... her ne kadar yanlış anlaşılmaya sebep olduğu için özür dileme cesaretini* göstermiş olsa da zamana, mekana ve yılların diplomatına yakışmamıştır.

o'nu harcamaya gelince;

- bunu kim yapacaktır? Deniz Baykal mı? güldürmeyin beni!
hayirli bir hadise.
yok canım, niye harcansın? devlet bahçeli bile onu kucağına aldı.

harcanma yok, maskenin düşmesi var.

chp zaten batıyordu, "dersim katliamını atatürk emretti" iması ile sarışın mavi gözlü kurtarıcımızı son ağır silahları olarak ortaya sürdüler. onu da batağa çektiler. ben buna acırım.

chp ırkçılığından medet umup onlara destek veren, yıllarca cellatlarının elini öpen alevilere kapak olsun.
onur öymen'in harcadığı katledilen dersim halkının yanında hiçbir değeri olmayan "harcanmadır". diyecektim kiiii, o'lum chp yaldır yaldır sahip çıktı adama, ne harcanmasından bahsediyorsun? chp politikasına aykırı bir lâf da etmedi zaten, malzeme bu. hep böyleydi. maskelerin çıktığı anlardan biriydi sadece.
kendi kendini harcaması olarak düzeltebiliriz ki bu konuda kendisinden başka kimsenin bu noktaya getırıcek kabılıyetı yoktu.
ümmetçi tayyipofillerin şehvetli düşüdür şu sıralar. bunların işi gücü, tüm siyasetleri harcamak üzerinedir zaten. baştakiler ergenekon ve dolmuş keselerinin harcamasını yapmaktayken, hortumlanan tayyipofil grup da, ileride akp vatana büyük bir bereket ve zenginlik getirdiğinde, kazanacaklarının harcamasının hayalini kurmaktadır. o zamana kadar tevekkül etmek, bu grubun boynunun borcudur. zaten şu durumda başka yapabilecekleri de yok. durmak yok, tevekküle devam.
kemal kılıçdaroğlu nun harcanmasıdır. başlıkta bir isim yanlışlığı olmuş. köküne kadar chp anlayışını açığa çıkarmış bir insan harcanmaz. chp'yi kendi partisi sanan salaklar harcanır ancak, olmadı burnu sürtülür...