bugün

kızın babasına sarıldığı final sahnesiyle tüyleri diken diken eden aşmış film.
filmi belleğe kazıyan birçok güzel detay vardır. onlardan biri;

--spoiler--

başrol oyuncusu abinin odaya kapatılmadan önceki hal ve hareketleri ne kadar gıcık olunacak, hatta nefret edilecek türdense; çıktıktan yani 15 yılın ardından sonra bir o kadar bambaşka ve imrenilecek türdendir. saçma tavırlar _filmin başındaki karakol sahnesi özetler bu savı_ gider ve ardından intikamına odaklanmış bir old boy kalır geriye. güçlü ve mağrur bir şekilde.

--spoiler--

ve sonra insan, yalnızlığın _tutsak olmanın değil_ aslında kişiyi kendine yaklaştıran bir olgu olduğuna inanmaya başlar.
mükemmel bir başyapıt.ensest ilişkiye çarpıcı bir intikam filmine dönüştüren harika bir film.
izleyecek olanların iki kere düşünmesi gereken filmdir.
zira durduk yere adamın amına koyan cinsten bir senaryoya sahip.

Edit: müziklerinin ne kadar muazzam olduğunu tarif bile edemem.
hunharca intikam nedir?

insanın ağzından çıkanlar nasıl bütün yaşamını alt-üst eder, o dili kesmek zorunda bırakır...

dae su'nun intikam için 15 yılı geçirdiği o odada başlıyor film, daha sonra çıkılamıyor hikayenin içinden. sarıp sarmalıyor, bu durumda olsam bu denli bi intikam alır mıydım diye düşünüyor insan. kore yapımı olduğunu bu noktada kesinlikle belli ediyor zaten.

muazzam bir kurgu, çatışmalar olsun, şimdi ne olacak merakı olsun. ''neden'' sorusuna mukabil kabuk bağlamanın senaryosu gibi..

hele filmin sonuna doğru dae su'nun çaresizliği, gelen paketi açışıyla başlıyor. aile albümü ve sonunda karşılaştığı fotograf insanın içini kıyım kıyım ediyor. kızının paketi açmaması için yapılacak ne varsa yapıyor ve zamanında kontrolsuz kullandığı kelimelerine izin veren dilini kesme sahnesi..

evet, budur. eğer amaç intikam almaksa ne bir fazla ne bir eksik. can böyle yakılır, kendi elleriyle böyle öldürülür insan..

benim için dua et dediğinde, ne duası diye sorar kız... ''daha genç birini...''

intikam üzerine yüzlerce tanım yapılabilir de, kritiği muhakeme sonunda bu kadar ''işte budur'' dedirtmez... ''budur'' dedirten bi film. dedirtti..

http://www.youtube.com/watch%3Fv%3D1mbKjV5OChA
tüm oyuncuları şunlardır:

Min-sik Choi,Jin-seo Yun,Yoo Ji-tae,Hye-jeong Kang,Dal-su Oh,Byeong-ok Kim,Chi Dae-Han,Dae-yeon Lee,Gang Hye-jung,Il-han Oo,Jae-deok Han,Kwang-rok Oh,Myeong-shin Park,Seung-jin Lee,Seung-Shin Lee,Tae-kyung Oh,Yeon-suk Ahn,Yi Yong
--spoiler--
meğer adam kendi öz kızını düzüyomuş filmde.
--spoiler--

edit: filmin başından beri adam kızı yaşında birini sikiyordu zaten, filmin sonunda öz kızı olduğu ortaya çıkıyor ve film de bununla alakalı zaten.
izlediğimde o gün kendime gelemediğimi hatırlıyorum...

adamı inanılmaz dağıtır...

gelmiş geçmiş en mükemmel kurgulardan biri...
toplumsal ve etik degerleri inceden inceden dürten, sahip olduğunuz degerleri tekrar gözden gecimenize vesile olan ve bittiğinde beyninizden vurulup hasstirrr dediğiniz muhteşem ötesi film. hangi kafayla yazılmış sorusunu sormadan gecemiyorsunuz.
izlerken insana fazlasıyla iç sıkıntısı veren film. bu da filmin başarısı zaten.
en iyi yabancı film.
Müzikleriyle bir ömür geçirtebilecek olan film.
izleyip de en çok etkilendiğim filmlerden biridir. yalnız şöyle bir sıkıntısı var. kore filmi olması hasebiyle filmi arkadaşlara önerdiğimde direkt olumsuz tepkiler, burun kıvırmalar, ''kore ne amuaoym'' tarzı çirkin söylemler aldığım bir film olmuştur. izlettiğim arkadaşlara da sike sike izlettirdiğimi söylersem yalan söylemiş sayılmam bu şaheser filmi. ayrıca koreli güzel kardeşlerime de buradan selam olsun !
intikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu en iyi anlatan filmdir.
uzak doğu sinemasının doruk noktası..kimin kimden intikam aldığının pek belirgin olmadığı ve intikam duygusunun hayvani sınırlarda seyrettiği bir film. bir yandan kardeşiyle ilişkisine şahit olunan bir adam yüzünden intihar eden bir kız, diğer yandan bunun intikamı olarak 15 yıl bir eve kapatma ve kendi kızıyla ilişkiye sürüklenen bir adam ..seyr i kolay olmayan bir film.
--burus vilis ölüymüş--

adam kızıyla ilişkiye giriyor. olay bu.

--burus vilis ölüymüş--

oh söyledim kurtuldum. kötüleyin lan !!!111biiir
filmi bütün olaylarından soyutlayıp düşündüğümde intikam akıl almaz derecede işlenmiş. ama ortada olan sapkın bir ilişkinin gün yüzüne çıkmasından sonra intikam alınmasını öğrenmek bi dakka lan dedirtiyor. içinde bulunduğum kültüre ve aile durumuna ters olayın başlangıcı. bunu filmin en başından bilmediğimiz için nefes keserek izlettiriyor kendini. ben sapkın ilişkinin olduğunu öğrendiğim an izlediğim film bir kenarda durdu. en başından olanları tekrar düşündüm. ama sapkın bir ilişkiyi normalmiş gibi izleyemem. bunun dışında müzikler çok çok iyi.

velhasıl intikam soğuk yenen bir yemektir lafını bir kez daha haklı çıkarıyor. bir de demek ki ne olursa olsun dedikodu iyi bir şey değil. dilini ısır gerekirse ama dedikodu yapma. insan ne çekerse dilinden çekermiş dedikleri bu olsa gerek.
çok ilginç bir filmdir.
son yarım saatinde hayatımın şokunu yaşamış gibiydim, ağzım iki metre açık kalarak filmi bitirdim. düşündükçe de fena olurum.
bu saatte ve bu yaşta izlenmemesi gereken film. zıt duyguları bir araya getiren film nefret ederken arşivinizden silemiyorsunuz.
müzikleri şahane, enfes, muazzam, harika, harikulade, muhteşem, mükemmel.
intikamı iliklerime kadar hissettiren,kurgusu,senaryosu,oyuncuları on numara olan müthiş bir psikolojik gerilim.bu manyak psikolojik
gerilimlere hep koreliler imza atıyor. adamların nasıl bir iç dünyası var yahu.
ilk 20 dakikasını izlediğim ve tüm oyuncular birbirine benzediği için sinirlenip izleyemediğim filmdir. çin, japon, kore filmlerini sevmiyorum çünkü hangi karakterin kim olduğunu ayırt edemiyorum.
steven spielberg'in amerikan versiyonunu çekeceği film, bale'de oynayacakmış sanırım bu versiyonda.
''sevinirsen herkes sevinir, ağlarsan yalnız ağlarsın''

''derler ki; insanlar hayal güçleri yüzünden eriyip giderlermiş, o yüzden hiç bir şey düşünme''
gibi repliklerle ve inanılmaz özgün seneryosuyla sinemada çığır açmış filmdir.
mükemmel bir kurgu ve vurucu bir sona sahip film.

ama sonunda woo-jin lee'nin kalp pilinin kumandası neden çalışmadı anlayamadım. aydınlatılmayı beklemekteyim sözlük.
güldüğünde tüm dünyada seninle güler, ağladığında tek başına ağlarsın.
bu repliği ile aklımda kalmış.