bugün

aldığı ödülü yalnız ve güzel ülkemizde öldürülen gençlere hediye eden yönetmen.

başarılıdır. filmlerini pek anlayamasak da kendisini seviyoruz ve tebrik ediyoruz.
kasaba filminin ardından verdiği şu söyleşi hayranlık uyandırıcı. üşenmeyin okuyun.
http://www.radikal.com.tr...eylanin_sifreleri-1193791
cannes da kış uykusu filmiyle altın palmiye ödülünü almış türkiye cumhuriyeti vatandaşı.

teşekkür konuşmasında aldığı ödülü gezi parkı eylemlerinde hayatını kaybeden gençlere ve somalı maden şehitlerine

adadığını söylemiştir.

ve özellikle ülkenin geleceği için canını veren o gençlere teşekkür etmiştir.

ve 32 yıl sonra aynı poz.

görsel
gururumuzdur. beş litre benzin masrafıyla film çeker, o filmle cannes'ler altin kozalar, altin portakallar havada uçuşur.
yalnızlığı bu kadar iyi anlatabilen bir yönetmen bulmak gerçekten zordur. uzak filminde eminönü' nü ıssız bir yer olarak gösterebilme başarısına da sahiptir kendisi. hala hayret etmekteyim. filmleri iyi, güzel, izlenesidir. kasaba filmi biraz acemilik olsa da; kronolojik sırayla izlendiğinde filmleri daha iyi gelişim süreci anlanabilir diye düşünmekteyim.
yukarıda mordorlu'nun verdiği söyleşisinden bir bölüm:

- Bir de yetenekli miyim kuşkunuz vardı?

- Daha onu bilmiyorum. Sadece biraz daha güvenim var kendime.

kim olduğunu ve ne dediğini anlamak için bilinmesi gerekenler:

"Dünyanın büyük sorunu akıllı insanlar kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır" - bertrand russell

dunning-kruger etkisi:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dunning-Kruger_etkisi
görsel
farklı bir kafada olan gizemliliğiyle hayran kitlesini arttıran yönetmendir.
kimse izlemedikten sonra film yapmanın ne önemi var düşüncesinin olmadığı bir yönetmen. az izlenmesine rağmen ödül alması da ülkenin ayıbı.
türk sinema tarihinin 100'üncü yılında, en çok izlenen türk filminin recep ivedik 4 olduğu güzel ve yalnız ülkemde sanat filmi yaparak cannes film festivali'nde büyük ödülü kazanan yönetmenimiz.
bizi ziyadesiyle gururlandırmıştır; fakat kış uykusu'na 150 bin kişi gider mi bu ülkede derseniz hayır diyebilirim.
Cüneyt Çakır'ın Şampiyonlar Ligi finalinde 4. hakem olmasından sonra adeta pastanın üstündeki krema oldu bu ödül. Milletçe göğüsümüzü kabartan bir hafta sonu yaşadık.
Türkiye ye fazladır.
bir zamanlar anadolu'da filmi dışında güzel filmler yapmış ağabeyimiz.
bütün filmlerini incelik ve sanatla yoğurmuş büyük yönetmen. ama sinemayı diyalogdan ibaret sanan yoz neslin onu anlamaması sevmemesi kadar normal bir şey yok.
filmleri, bazı yarrak kafalıların anlayamayacağı kadar iyidir.
Filmlerini beğenmeyenler nedense cahil, görgüsüz ilan ediliyor.

ödül almış olabilir fakat çalışmaları bana hitap etmiyor. Pohpohlayan çevreye yaranacağım diye şekilden şekle girmek biraz anlamsız gibi. Bir vatandaş olarak sadece aldığı ödül ve soma iyi niyeti için tebrik edebilirim kendisini.
filmlerini bir kenara bırakırsak "türkiye'yi kötüleyene ödül veriyorlar" ön yargısını kendi çapında kırmıştır özellikle daha önceki sefer aldığı altın palmiye ile... ha kimisi bu seneki konuşmasını kötüleme olarak yorumlar o ayrı. maalesef dışarıda zorba hükümetimizle tanındığımız için kısmen haklılar; ne de olsa türkiye eşittir ak parti onlara göre...
şimdi bazı arkadaşlar ömer kavur ve metin erksan 'dan dem vurmuş. sinemayı diyalog tamamlıyormuş. adama sormazlar mı dünya kaç yılına kadar sessiz sinema izledi diye? ulan sinemayı doğuran bu zaten. sen çok bilmişliğinle iki yönetmen ismi yazıp kenara çekilsen de bu işi iyi özümsemiş insanları böyle sığ yaklaşarak kandıramazsın. sinema nedie ne değildir gayet iyi biliyoruz. sen nuri bilge ceylan'a kötü film yapıyor diyemezsin, sadece şahsen beğenmeyebilirsin. ki bu da hakkın ama başkaları adına "ne anladin? ne anlatti? keyif aldin mi? yok!"diye bir cümle kuramazsın. herkesi kendiniz gib cahil zannetmeyin.
bu çağda hala diyalogsuz sinema olamayacağını sanan abileri göstermiştir . diyalog biraz sıradan insanlara hitap eden bir detaydır . artistik diyaloglarla veya vurucu diyaloglarla insanları etkilemek kolaydır çünkü . nuri bilge ceylan' ı ben filmlerinde bas bas bağıran mesajlar olmadığı için severim . duygu sömürüleri olmadığı için severim . '' samimiyet '' denen yozlaşmayı aştığı için severim . durağan ve estetik bir tarzı olduğu için severim .

onun sinemasını sevdiğim için kendimi bir halt zannettiğim sanılmasın . ama bana uygun sineması . sinemasını sevmeyenlere de saygı duyulmalı . adamların kalkıp nuri bilge ceylan' a hakaret ettiği yok .
çok sevdiğim üçlü. umarım mazhar Fuat Özkan gibi yıllar yılı birlikte olur hiç ayrılmazlar.

(bkz: oltamı attım bekliyorum)
cannes'ın şifresini çözmüş yönetmen. hemen her filmi öyle ya da böyle ödülle dönüyor fransa'dan. hakediyorlar da. ancak ötesi yok. ne bileyim bir oscar alamıyor mesela. alamaz da. sebebi bana göre filmlerinin oscarı haketmemesi değil, oradaki jüri'ye ya da adı her neyse filmlere ödül verilmesine karar veren kurula hitap etmiyor filmleri. tabi; öyle bir derdi de yok ceylan'ın.
zaytung'dan bir parça..

"Bilge Fereke(27): Nuri Bilge Ceylan'ı gönülden tebrik ediyorum. Başarı çok güzel ama önemli olan devamını getirmek. Umarım onlar da bir Mazhar Fuat Özkan gibi yıllarca hiç dağılmadan yollarında devam ederler..."
bugune kadar kadin erkek iliskileri uzerine yapilmis en iyi film olan "iklimlerin" yonetmeni,senaristi,basrol oyuncusudur.
Vam damme gibi bacağını iki yana açabilen yönetmen. Çok karizma lan. Dövüşlü film çekse, ama kendisi oynayacak. Parayı gör o zaman. Bruce lee mi Nuri abi mi derseniz elbette nuri abi derim. Karizmayla kazanır direk Ne dövüşü. Ama tabi bu birazda senoryaya bağlı filmin. Ama nuri abi'nin kimseye eli kalkmaz, filmde bile. Kendi öyle dediydi.
en iyi filmini yapmış usta yönetmen. artık kendisini ustalık mertebesine layık görmekteyim. zira uzak, bir zamanlar anadolu'da ve kış uykusu 'yla başyapıt sayısını 3'e çıkarmış oldu.

uzak'ı da ezelden beridir inanılmaz tuttuğumdan kafaya bu 2 filmi koydum az gerisinde de bir zamanlar anadolu'da mevcut.

en olmamış diyebileceğim ama buna rağmen hayli sevilen tek filmi üç maymun'dur bana göre. bu filmin senaryosunun patlak olduğunu düşünürüm başka hiçbir filmi hakkında da bu tarz bir yorum yapmam açıkçası. niye böyle bir yorum yaptığıma gelirsek eski türk sinemasından herhangibir aynı parelel de filmin senaryosuna bakmak yeterli yanıt olabilir. hani emrah -hala küçük mü bilmiyorum- filmleri vardır ya onun modernize halidir üç maymun. bu bağlam da külliyatın en zayıfıdır.

iklimler, kasaba, mayıs sıkıntısı da leziz filmlerdir. taşra üçlemesi denilen kasaba- mayıs sıkıntısı ve uzak türkiye'de birçok sinema seyircisine ağır gelmiştir. şahsım bunu kasaba ve kent yaşamı farklılıklarının ve bir nevi kıyaslanmasının -versus diyelim- insanlara çok ilgi çekici gelmediğine yormaktadır. halbuki sosyo kültürel mana da kitap gibi filmlerdir bunlar. o denli doludurlar ki üzerlerine kitap yazdırabilirler. kanımca bu taşra üçlemesi en iyisiyle, belki de külliyatın en iyisi uzak'la sonlanmıştır.

son iki filminde çıtayı hayli yükseklere çıkarmış yeni nesil türk yönetmenlerle arayı kalite açısından iyiden iyiye açmıştır. gerek bir zamanlar anadolu'da gerekte kış uykusu'nda üzerindeki sinematografik tarkovski etkisinden ziyade edebi anton pavloviç çehov etkisi daha da belirginleşmiştir. bu da sinema dilini oturttuğunu ve kanımca edebiyatın gücüne sonsuz bel bağladığını göstermekte. bir evde eşiyle 285 sayfalık bir mini roman misali bir senaryo üzerine yardımlaşarak kafa patlatıyorsa üstat o işte çıta hayli yükselmiştir.

şu an için türk sinemasının açık ara en iyi yönetmeni nbc'dir. her daim kabul ettiğimiz metin erksan, atıf yılmaz, ömer lütfi akad ve yılmaz güney isimleri ne denli sinemamıza dair bir gerçeklikse artık nbc sineması da edebi bir şölen ve gerçekliktir, tabii anlayana.