bugün

NY olarak kısaltılan şehir ismi.
metro tünellerinde 99 verilerine göre 2500 kişinin yaşadığı şehir.
oda fiyatları 500 dolar civarındadır burda.
hayalıyle yasadıgınız,gercekten de guzel olan ama bana ıstedıgımı veremeyen sehır...biz alışmışız istanbul gibi bize tarihi anlatan sehırlere..orda hayat ışıltılı,o kadar beton ve demir yığınları arasında central parkı korumayı basarmıslardır..yemyeşildir..hele sonbaharda mukemmel goruntu alır...eger istanbul u kullanabılsek oraya 10 basar...ama bız de var hata..sahıp çıkamıyoruz degerlerımıze...
britanya- york'lu birtakım kişilerce kurulmuş şehir.
(bkz: yeni baslayanlar icin new york)
resmi isimlere bakarsak new york abd nin kuey dogusunda yeralan, new england ın da buyuk kısmını sınırlarına dahil eden buyukçe bir eyalettir. baskenti albany olan eyaletin en buyuk kenti ise new york city dir. ancak dunyanın geri kalanında new york denilince insanların aklına eyaletten ziyade sehirin kendisi gelir.

ilk adı new amsterdan olan new york a once hollandalılar gelmiş ancak ingilizlere pek de dayanamadan sehirden silinmişlerdir. new york ilk gunden beri hep bir kultur karmasası olmus ve bu gunumuze kadar katlanarak devam etmişrtir.

sehre birkac acıdan bakalım once:
abd lilere gore new york abd değildir. amerikanın geri kalanında new yorklu lar kaba uc kagıtcı en azından tehlikeli olarak gorululer new york sehrinin kendisi de son derece tekinsiz kalabalık ve yorucudur. işin aslı new york amerikalılara da bir avrupalı ya da asyalıya oldugu kadar yabancı gelir. klasik bir amerikan sehri değildir new york. diğer sehirlerin aksine insanların coğunlugu (turkiye de oldugu gibi) apartmanlarda otururlar ve cogunlugunun arabası olmaz, işlerine cogu avrupalı gibi metro veya taksi ile giderler. bu acıdan amerikanın diğer sehirlerinden epey farklıdır new york.

dunyanın geri kalanı için ise new york hep ulasılması veya en azından gezilmesi hedeflenen ruyaların veya kabusların sehridir. dunyanın her noktasından ama her noktasından insanlar hayallerini gerceklestirmek için new york a gelirler. sadece bu durum bile new yorkluya basarma azmi ve yaratıcılık pompalar.

new york a ya aşık olunur ya da new york tan nefret edilir. ortası yoktur
new yorkya zengin ve fakir yoktur, çok zengin ve çok fakir vardır. (elbette orta sınıfa yaklasan insanlar vardır ama onlar sehir dısında ikamet ederler )

new yok city beş bolgeden ve 4 ada ve 1 yarım adadan oluşur. mahattan adası ve bolesi new yorkluların city derken bahsettikleri yerdir. unlu new york silüeti aslında manhattan siluetidir. manhattan dışında queens, brooklyn, bronx ve staten island sehrin diğer bolgeleridir.

her çağda dunyanın bir baskenti olmustur. bu baskentler dunyanın butun renklerinin ve uygarlıklarının zirvesini içererek bulundukları doneme damgasını vururlar. roma, istanbul, paris, londra ve nihayetinde new york.. çağımızın basketin new york elbette diğer çağların baskentlerine gore daha da canlı buyuk ve ihtişamlıdır.

aslında dunya ekonomisini ceviren ve dunya siyasetine iyi kotu etki eden şirketlerin pek çoğunun merkezi new yorkta değildir.(coca cola: atlanta, microsoft: seattle, mc donlads: chicago, general motors: detroit) bununla beraber dunya uzerindeki kayda değer her buyuk şirket new york borsasında işlem görürür. new york un baskentliğini tescil eden biraz da budur. bunun yanında çağımız her ne kadar sanat çağı olmasa da sanatın merkezi de 1940 lardan itibaren paris in dususe gecmesi ile new york olmustur. silicn vadisi new yorkta olmasa da buradaki şirketlerin hisseleri de nwe york un diğer dev borsasında işlem görür.

son soz olarak eger bu sehirden nefret edenler değil de aşık olanlar listesindeyseniz, new york u terkeder terketmez bir seyler sizi oraya cekecektir. niç bir şehir sizi kesmeyecek gordugunuz her seyi new york ile kıyaslayacaksınız ve vizyonunuzun zirvesini gormus olacaksınız demektir. ayni istanbuldan sonra turkiyenin her yerinin size sakin ve renksiz geldiği gibi new yorktan sonra belki dunyanın geri kalanı size bu sekilde gelecektir.
17.yy.daki haline hiç benzemeyen şehir.
dünya üzerinde, los angeles' tan sonra, seri katil vakalarının en çok görüldüğü şehir.
hallowen parade ve tribeca film festivali ile kültür ve sanat aşıklarını içine çeken şehir.
Istanbuldan daha pis olan ve eski metrosuyla hayal kirikligina ugratan ama sanat dunyasi ve alisveris cilginligiyla bas dondurten sehir.
demir, newyork'da mı yaşıosun diye dünyanın en zekice sorularından birini duymama sebep olan amerika eyaleti.

demir: iron
newyork: ny

bir garip ironi
efenim new york'tan kasit, manhattan adasinin central park'inin altinda kalan yani 59th st'in alt kismidir. new york'la ilgili butun kartpostallar, resimler her turlu bok kisimda yer alir.
5 senedir kendisiyle icten ice nefret besleyerek yasadiktan sonra artik yavas yavas sevmeye basladigim dunyanin baskenti. hic uyumayan sehir. gecenin 3unde 4unde metrolar tiklim tiklim doludur. gurultusu kafanizi siker. polis, itfaiye, ambulans her yerdedir. turistik amacli gelirseniz hayran kalirsiniz, ama yasamaya gelirseniz boyle ilk seneleriz benim gibi, herkes gibi mutlaka bok gibi gecer. alismaniz baya bir zaman alir.
işşiz ama parası çok olan insanların yaşadığı yer. zira iphone ps3 vb gibi yeni şeyler çıkınca önlerinde upuzun kuyruklar görürsünüz veya yine bir film için uzun kuyruklar olabilir.
bir zamanlar dünya ticaret merkezi'nin yükseklerden izleyip bekçiliğini yaptığı şehirdir. dünya ticaret merkezi yıkılmadan önce en yüksek new york yapısıyken sornadan empire state yerini geri almıştır.

bir ders kitabında geçen pasajda okumuştum. bu şehirde dışarıda sigara içmek ve alkol kullanmak yasakmış. ayrıca metroda iki koltuk kullanarak uyumanında cezası varmış. *
herkesin gitmeyi hayal ettigi ama gidildiginde hayal kirikligi olan bir sehir...
disarida sigara icmek serbest ama alkol kullanimi yasak olan sehirdir. ama su sisesine doldurursan gin tonic i kimse anlamaz. onunuzdeki polis arabasina baka baka icebilirsiniz.
akla otomatikman martin scorsese'yi getiren şehir. misal mi;

(bkz: taxi driver)
(bkz: gangs of the new york)
(bkz: Yeni York)**
şehir planlamanın mükkemmel örneği. yukarıdan aşağıya caddeler belirli aralıklarla dizlmiştir. ayrıca çapraz cadde de sıkıştırmışlar bi tane. oluşan meydana da times maydanı demişler .her senede palavra sıkmışlar bilmem kaç milyon insan yeni yıla burda girdi diye. orası yüz bin kişi almaz be.
eskiden "nev york diyenler"e "niv york diyenler" gülerdi. şimdilerde "niv york diyenler", "nuyoğk" diyenlerin makara konusu oluyormuş.
+ eee?
- nası ee?
+ ne demek istiyosun yani?
- abi çok uykum var ne bilim, öyle porno için açtım bilgisayarı şeytan dürttü saçmaladım bişeyler.
+ kaç bardak kahve içtin?
örümcek adam filminin bu denli başarılı olmasındaki en büyük pay ihtişamlı gökdelenleriyle kuşkusuz new york'undur demişti bir amerikalı yazar. *
gridir, kalabaliktir, soguktur, telaslidir, sabahlari pusludur, aksamlari renklidir, zengindir, fakirdir, sosyetiktir, varostur, insani ezer, insani uzer. yilin sonuna dogru times square'e yolunuz duserse piril pirildir, isil isildir, gozunuz kamasir. central ya da battery park'in bronz sonbahari ozel hissettirir, fao schwarz cocuklugunuzu yasatir tekrar, ama bir zaman gelir bloomingdales'de bile yalnizlik icinize isler. ground zero denen yerde huzun herkese yayilir. bazen south ferry feribotunda kahve icecek tanidik bir sima aranir. yogundur new york, hic durmaz, duramaz. bu yuzden tek dost olan kitaba daha da dalar gider insan. nostalji olsun diye kokos beyoglu tadi veren greenwich taraflarina uzanilmak istenir gece vakti. ama sukunet, sakinlik, dinginlik agir basar. los isikta televizyona bakilir bos bos. sonra farkedersiniz ki, sevdiginiz dizi coktan bitmis, yine dondugumde sunu yapacagim, bunu yapacagim duslerine dalmis bulursunuz kendinizi. haftasonu olmadi, lincoln center ya da queeens'teki sinema salonlarinda huzur tekrar aranir. carneige hall'da buruk bir mutluluk yasanir nihayet. manhattan'a duser yolunuz, sansliysaniz bir dizi cekimine denk gelirsiniz. ne kadar farkli, ne kadar yapmacik der, gulumsersiniz tezata. cunku gercektir new york, bu yuzden caninizi acitir.
yazları çok sıcak ve bunaltıcı, kışları ise tam tersi olan. bazen denizi bile donduracak kadar soğuk şehir. ayrıca metro ağı o kadar gelişmiştir ki ana karaya dahi metro ile ulaşılabilir.
tek bir caddeden olustugu dusundurulen sehir.