bugün

Çünkü milletçe tembeliz. Her konuda bu böyle. Her zaman üşenmişizdir. Her zaman bizi yoran ufak tefek şeyleri büyütmüşüzdür. Kimsenin kendine hayrı yok daha. Kalkıp bir de spor mu yapalım? Hem de başarılı mı olalım? Ayyy amaaan ilerde düşünürüz,üşendim şimdi.
Herseyde oldugu gibi sporda da altyapi ve egitim olmamasindan dolayi.
bırakın asagilamayi onu bunu sağı solu neden mi? imkan yok ondan kaciniz aynı anda 3-4 spor yapapildi veya yaptirabiliyor. o başarılı denilen adamların hayatları spor zaten.okulla alakası da yok bunun. okulda beden dersi görüyor diyorsunuz. beden dersi ile ekmek yiyenler beden eğitimi hocaları. düşünmeyin çok ilerledik. çoğu şeyi birden hala yapmak bir lüks . o yüzden herkesi kendinizle karsilastirmayin. dolar 3 lira oldu 3. 1000 liramiz oldu 700 lira. neyse.
esasında üzerine çok ama çok konuşulacak bir konudur bu.

türk olup da, bu konuda batı mantalitesine sahip olan bir insan ben daha önce görmedim açıkçası. senin çevrenden görmediğin şeyi, sen nasıl yapacaksın?

senin beden eğitimi dersin var ilkokul, orta okul ve lisede olmak üzere. şahsi fikrime göre bu beden eğitimi dersi üniversite eğitimin dahil hayatında alacağın en önemli ders. çünkü eğer sporu seven ve seni spora yönlendiren bir ailen yok ise, sporla tanışmanın yegane yoludur beden eğitimi. ha, neden mi en önemli ders? çünkü resim, müzik, matematik, fizik, biyoloji, sosyal bilimler; öğrendiğin tüm dersteki tüm bilgileri hiçbir zaman hayatının her yerinde kullanamayacaksın. ama kardeşim, sen spora çocukken de muhtaçsın, ergenken de, en aktif döneminde de, orta yaşta da, ihtiyarken de. adam 90 yaşında maraton bitiriyor elin ülkesinde, senin 90 yaşına gelen insan sayın oksijenin olmadığı şehirlerinde parmak ile sayılır. zaten oksijenin olduğu yerde de insanlar yaşıyor arkadaş, gerçekten yaşıyorlar. beden eğitimi dersinin de bir olumsuz noktası var olmaz olur mu? o da sana o eğitimi öfleye öfleye veren beden eğitimi öğretmenin. yani ne oluyor; daha en başlangıçta patlıyoruz milliyet olarak.

çocuk yaştaki bireylerimiz, spor ile tanışmadan daha hayatı çözememişken özenti derecesine sigaraya başlıyorlar. hem de ne sigara, pöfür pöfür. sigara içmeyen adamın yüzüne bakılmıyor ortamlarda. lise biterken, üniversite başlarken sigara yetmiyor gençlere, alkol almazsan adam değilsin diyorlar; hoppala bir de alkol çıktı be. daha 18 yaşını yeni doldurmuş bir bireyin spor düşmanı iki eylemi oluyor; sigara ve alkol. esasında spordan tam olarak kopuk olmuyorlar; çünkü bahis diye çağımızın en harika eğlencesi var. sigara, alkol ve bahis derken 18 yaşında bir bireyin babasından aldığı harçlığı çöp etmesi inanın çok can yakıcı. ve gerçekten, elit bir spor kabul edilen tenis'i özel ders olarak alması o harçlıkla fevkalade mümkün olur. kesinlikle.

yeni modamız nedir; fitness. gençler vücut sporunun temelini bile anlamadan sırf hava basmak için kendilerini şişiriyorlar. ha diyeceksiniz ki, neden buna karşısın al sana spor. kardeşim, kimsenin vücut sporunu yadırgayacak değiliz. ama onu bile ilaçsız hapsız yapamıyoruz be arkadaş, onun bile bir amacı var; şişik şişik görünmek.

arada bazı şanslı arkadaşlarımız oluyor, babası "bu çocuk iki spor yapsın" zihniyeti ile basketbol kursuna yazdırıyor bu arkadaşı. arkadaş da basketbol manyağı olup çıkıveriyor, uykusundan feragat ediyor basketbol maçlarını takip etmesi için. çıkıyor sokağa, basketbol oynuyor, arkadaş ediniyor. kendisindeki gelişmeyi farkediyor, "benden basketçi olur" diyor. bakın bunlar çok güzel şeyler. ama tabii ki öyle bir şey yok. neden olduğunu tahmin edersiniz; ülkemizde futbol haricinde profesyonel spor yok ki, amatör spor branşı olarak geçiyor futbol dışındakiler. bunun sonucu nedir? "oğlum, basketbolcu olursun da ayda 1000 lira maaş alırsın kötü bir takımda, nasıl evini geçindirirsin?" gibi insanın ortasına duvar gibi çıkan bir soru. sporcu olmak işten bile sayılmıyor bu memlekette; bizzat yaşadım. voleybolcu olmak isterken kendimi inşaat mühendisliği okurken buldum.

gelgelelim, sporcu bile oldun. bu ülkenin insanında ne mantık var, ne süreklilik anlayışı, ne profesyonellik, ne de hak hukuk. sen iyi oynar, yetenekli bir sağ bek bile olursun ama senin yarın bile etmeyecek bir futbolcu sırf bir kulüpte yıllarını geçirdi diye o kulüpte yan gelip yatmaya devam eder. bu ülkenin profesyonellik anlayışı anca bu kadardır; "bizim evladımız."

gelgelelim, sen herhangi bir spor dalında esasında aşina olmadığın bir mevkiide oynatılırsın gıkın çıkmadığı halde. fakat aşina olmadığın mevkiide başarısız olacağın gerçeğini o mantık yoksunu insanlar göremeyeceği için sen hep başarısız adledilip kapı dışı edilirsin.

gelgelelim, sen başarılı bile olsan; bazılarının beklediği o insan üstü performansı hiçbir zaman gösteremezsin, yine kapı dışarı edilirsin. potansiyelinin dışındakini senden beklemek senin değil, onların mantıksızlığıdır.

gelgelelim, bu ülkede şike yapılır, adaletsizlik yapılır, kulüp başkanları federasyon başkanlığına yatay geçiş yapar, medya taraf tutar, usulsuzlüğün bini bir yerde olur, mafyalar sporun içinde rahatça dolanır, olan değil, olmayan söylenir ama; bu ülke bunların hiçbirine gıkını bile çıkarmaz.

çünkü insanlar nasıl yönlendirilirse öyle davranırlar, bu ülkede altyapıya neden önem verilmiyor sorusunun değil de, senin stadını neden devlet yaptı kardeşim sorusunun cevabını ararlar.

şikeden yargılanan bir kulüp başkanı bu ülkede, şike yapmadığına dair kanıt sunması gerekirken, ama onlar da şike yaptı diyebilir.

bu ülkede iki büyük futbol kulübünün bir taraftarı farklı mağlubiyeti, öbürü avrupa kupasını çekemez ve bu başarıları küçümser.

bu ülkede profesyonel takım yöneticileri ne spordan anlar, ne spor yaparlar. profesyonel sporda başarılı olamamanın sebebi de budur. açın bakın dortmund kulübü nasıl yönetiliyor, san antonio spurs organizasyonu nasıl yönetiliyor, yamamay busto voleybol kulübünün yönetim şekline organizasyonlarına bakın lütfen.

bu ülkenin insanının neredeyse tamamı "ulan trömsö'ye elendin, hahahaha", "ulan liverpool'dan 8 yedin kahkahkah", "sen avrupa'da sıfır çektin zaaa" diye sadece futbolla ilgili fanatizm yaparken hiçbiri voleybolda bayanların avrupa oyunları şampiyonu olduğunu önemsemez bile. çünkü bu ülkeden insanların kafası sadece futbol fanatizmine çalışır. en azından kafaları futbola bile çalışsa, inanın bu ülkede futbol adına çok şeyler değişir.

takım: voleybolcuspor.
Maç arası yenilen salçalı ekmek yüzünden.
Çünkü devamlılık yok devam eden adamada destek yok ulan bari ekipmanları falan verin bu nedir malzemeler yüzünden yapamadık sporumuzu.Tabi birde sakatlık durumu var sakatlandık ulan destek yok ki nasıl hemen düzeleyim azcık bir destekle bu işler olur ama nerdeee.
cünkü spor yapmak yerine sözlüğe yazıyoruz mesala ben.
çünkü sporcu yetiştiremiyoruz.
Türkiye gibi 3. Dünya ülkelerinde spor mpor boş iştir ancak para vardır. Devlet destek çıkar.

Devlet tabi işi bilene değil amcasının Oğluna destek çıkar, tr de şampiyon olur. Avrupa ya gider elemelere, ellerine verirler. Götüne baka baka geri döner o sporcular.

Fulbol da bu şekilde. Başakşehir kim aq?
spor, disiplin ve istikrarlı emek işidir.
Ve ne yazık ki, ülkem insanında olmayan iki ulvi özelliktir.

Ortalık senelik aidatını yatırıp, ancak bir hafta spora giden insan dolu.
Yazık!
takma kafana hayat kısa git spor yap.
Çünkü neyde başarılıyız ki?
futbol hariç spor yapınca aile beslemiyorsa fakirlikten, açlıktan, sefaletten ölünür.
Madde madde sayacak olursak:
1-Eğitime emek harcamak yerine yetenekli sporcu aramak
2-Sporculara yabancı dil eğitimini vermeyerek onları evrensel spor bilgisinden mahrum bırakmak
3-Tesisleşmeye, altyapıya para harcamak yerine gösterişli stadlara ve gereksiz transfere para akıtmak
4-Beden eğitimi derslerinde sporla ilgili en ufak bilgi vermemek
5-Bazı kulüplerin altyapılarında torpilli sporcu oynatmak
6-Spor yapan gençlere gelecekte işsiz kalmak endişesi yaşatmak
7-Kısacası spora gereken değeri vermemek.
ülkece iyi beslenemiyoruz çünkü fakirlik hep bunlar.