bugün
- 6 şubat 2023 depreminden akılda kalanlar32
- devlet bahçeli'nin durumuna kimsenin üzülmemesi11
- cafede size bakarak gülümseyen genç kız14
- cemal engiyurt'un fırıldaktan hızlı dönmesi10
- erkeklerin miyavlaması8
- carlos cuesta10
- pervasozluk org8
- sözlük yazarlarının maaşı15
- sigara içen kadın12
- koala'nın bu sefer dini yöntemleri denemesi14
- filistinlilerin türkiyeye yerleşmesi15
- 65 adet kanat yedikten sonra oluşan karın ağrısı10
- gelmiş geçmiş en depresif şarkı21
- 1968 türkiyesi ve demirel12
- arkadaşlar depremzedeler için yardım eder misiniz31
- beklenen büyük istanbul depremi27
- istisna özellikleriniz13
- sözlükte her şeyini anlatan tip8
- aykolik ikarus'a hiç bindi mi sorunsalı15
- lamartin8
- gratis alışverişi 4 dakika süren erkek8
- herhangi bir ibneliğiniz var mı12
- yunana verdiğim ayar8
- mustafa kemalin askerleriyiz sözünden ötürü ihraç32
- kadınların poposuna neden bakılır21
- arkadaşlar şiddet mağdurlarına yardım eder misiniz13
- gay biri cennete gidebilir mi8
- anın görüntüsü12
- ponçik yazarlar listesi9
- ibne11
- bir yeteneğiniz var mı9
- kezoyu tavlama usulleri9
- ak parti bitti13
- özgür özelin erdoğana allahın cahili demesi23
- abdülkerim bardakçı33
- 1 şubat 2025 akdeniz depremleri14
- niye uyumuyorsunuz arkadaşlar11
- ak parti'nin gücünü hafife alıyorsunuz18
- bana senden başkası haram diyen erkek10
- bir ilişkiyi kurtarmak9
- eskiden olup şimdi olmayan şeyler11
- depremi fazla önemsemek13
- masklavi devlet memuruysa niye her an burada24
- namaz sonrası akp'nin yıkılması için dua etmek14
- türkiyede gıdanın aşırı kalitesiz ve pahalı olması8
- 3 şubat 2025 gaziantep fk galatasaray maçı11
- ebru gündeş'i dinlemek için 100 bin tl verirmsiniz13
- turabi tarzı erkeklerden hoşlanmak8
- galatasaraylıların tutuşması18
- akıllı telefona en fazla ne kadar para verirsiniz8
mustafa kemal'in ölümünden hemen sonra türkiye'de başlayan bir nazi hayranlığı, ikinci dünya savaşına doğru düpedüz cilveleşmeye, hatta gayrimeşru bir ilişkiye dönüşmüştür. bizlere, türkiye'nin ikinci dünya savaşında tarafsız kaldığı söylenirdi ilkokulda. sonradan farkına vardık ki, nazilerle cilveleşen ülkemiz pek de tarafsız kalmamış o dönemde.
mustafa kemal'in ölümünden sonra, adım adım ikinci dünya savaşına sürüklenmekteydi dünya. türkiye'nin ise hemen yanıbaşında olan birtakım olaylara tarafsız yaklaşması imkaansızdı. elbette 1939 yılında, sanayileşmiş almanya'dan alınan 150 milyon reichmark kredinin bir karşılığı olacaktı. sonrasında 1941'de imzalanan dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları devreye girdi. naziler ikinci dünya savaşında, riskleri azaltmak için, sovyetlerin dibindeki bu tazecik ülkeyi tavlamışlardı. 1942'de ise şükrü saraçoğlu önderliğinde, tam da nazi almanyasının fikriyatına uygun olarak, gayrimüslüm halktan varlık vergisi alınması, veremeyenlerin ise tıpkı 1915'lerdeki gibi sürgüne gönderilmesi kararlaştırıldı. aynı dönemde almanya'nın, kullandığı silahlar için ihtiyaç duyduğu krom madeninin, şu anda türkiye'nin sayılı zenginlerinin babaları ve dedeleri tarafından karşılandığı da bir gerçektir. tabi ki giderek artan bu nazi hayranlığı, cilveleşmenin ötesine çıkmakta, halka karşı da yansıltılmaktaydı. açıkça olmasa da, dolaylı yollardan halka açıklanmaktaydı bu aşk. cumhuriyet gazetesi ve nadi ailesi buna örnektir.
savaşın kızıştığı dönemlerde ise boğazlardan karadeniz'e geçen alman denizaltıları sovyetleri şaşkına uğratmıştı. fakat baştakiler, bu ikiyüzlülüğü inkar etmekte kararlılardı. çünkü almanlar'a ne kadar yardım etseler de, 1. dünya savaşındaki akıbeti yaşamak istemiyorlardı. bilindiği üzere, 1. dünya savaşında da aynı politikayı sergileyen osmanlı, bunun faturasını ağır bir şekilde ödemişti.
yurtiçinde de hayranlıkla izlenen nazi soykırımları, ülkemizdeki faşistleri de kurtlandırmaya yetmişti. almanların yaptığı soykırım meşru gösterilmek istendi. dünyanın içinde bulunduğu bu kaosun içresinde, yapacağı herşeyi kar olarak düşünen zihniyetler de ülkemizdeki azınlıklara ve ''komünistlere'' karşı harekete geçtiler. o dönem ülkemiz faşistlerinin başını çeken nihal atsız ve takipçileri, ankara ulus meydanında sabahattin ali'nin kitaplarını yakma eylemi gerçekleştirdiler. sonrasında sabahattin ali, faili meçhul bir cinayete kurban gitti.
savaşın bitiminde, nazilerle olan cilveleşmeleri sovyetler tarafından bilinen ülkemiz, sosyalist güçler tarafından düşman ilan edildi. fakat savaşın yaralarını sarmaya çalışan bu ülkeler, türkiye'den alınacak intikamın peşine düşmediler. sadece siyasi alanda türkiye'nin yolunu kesme eylemlerine giriştiler. bu yüzdendir ki avrupa birliğinin eski sosyalistleri, türkiye'ye olan nefretlerini her platformda dillendirmişlerdir.
mustafa kemal'in ölümünden sonra, adım adım ikinci dünya savaşına sürüklenmekteydi dünya. türkiye'nin ise hemen yanıbaşında olan birtakım olaylara tarafsız yaklaşması imkaansızdı. elbette 1939 yılında, sanayileşmiş almanya'dan alınan 150 milyon reichmark kredinin bir karşılığı olacaktı. sonrasında 1941'de imzalanan dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları devreye girdi. naziler ikinci dünya savaşında, riskleri azaltmak için, sovyetlerin dibindeki bu tazecik ülkeyi tavlamışlardı. 1942'de ise şükrü saraçoğlu önderliğinde, tam da nazi almanyasının fikriyatına uygun olarak, gayrimüslüm halktan varlık vergisi alınması, veremeyenlerin ise tıpkı 1915'lerdeki gibi sürgüne gönderilmesi kararlaştırıldı. aynı dönemde almanya'nın, kullandığı silahlar için ihtiyaç duyduğu krom madeninin, şu anda türkiye'nin sayılı zenginlerinin babaları ve dedeleri tarafından karşılandığı da bir gerçektir. tabi ki giderek artan bu nazi hayranlığı, cilveleşmenin ötesine çıkmakta, halka karşı da yansıltılmaktaydı. açıkça olmasa da, dolaylı yollardan halka açıklanmaktaydı bu aşk. cumhuriyet gazetesi ve nadi ailesi buna örnektir.
savaşın kızıştığı dönemlerde ise boğazlardan karadeniz'e geçen alman denizaltıları sovyetleri şaşkına uğratmıştı. fakat baştakiler, bu ikiyüzlülüğü inkar etmekte kararlılardı. çünkü almanlar'a ne kadar yardım etseler de, 1. dünya savaşındaki akıbeti yaşamak istemiyorlardı. bilindiği üzere, 1. dünya savaşında da aynı politikayı sergileyen osmanlı, bunun faturasını ağır bir şekilde ödemişti.
yurtiçinde de hayranlıkla izlenen nazi soykırımları, ülkemizdeki faşistleri de kurtlandırmaya yetmişti. almanların yaptığı soykırım meşru gösterilmek istendi. dünyanın içinde bulunduğu bu kaosun içresinde, yapacağı herşeyi kar olarak düşünen zihniyetler de ülkemizdeki azınlıklara ve ''komünistlere'' karşı harekete geçtiler. o dönem ülkemiz faşistlerinin başını çeken nihal atsız ve takipçileri, ankara ulus meydanında sabahattin ali'nin kitaplarını yakma eylemi gerçekleştirdiler. sonrasında sabahattin ali, faili meçhul bir cinayete kurban gitti.
savaşın bitiminde, nazilerle olan cilveleşmeleri sovyetler tarafından bilinen ülkemiz, sosyalist güçler tarafından düşman ilan edildi. fakat savaşın yaralarını sarmaya çalışan bu ülkeler, türkiye'den alınacak intikamın peşine düşmediler. sadece siyasi alanda türkiye'nin yolunu kesme eylemlerine giriştiler. bu yüzdendir ki avrupa birliğinin eski sosyalistleri, türkiye'ye olan nefretlerini her platformda dillendirmişlerdir.
tanklarını türkiye'den geçirmek isteyip geçiremeyen * nazilere kur yapma(?!) eylemi.
güncel Önemli Başlıklar