bugün

Yemek yediğim zaman mutlu oluyorum
Boyle güzel kiyafet çorap giyince mutlu oluyorum
Guzel bi sinema filmi izledigimde

Fark ettiniz mi hic birisinde bi insan yok cunku insanlar mutlu etmez.
Cümleyi düzgün kurarak başlayabilirsin.

Nasıl mutlu olurum?
Mutluluk öyle ha deyince olmaz, ha ha ha diyeceksin.
Hayat çekilen çileleri biriktirir..
Nefes almak bile zor gelir..
Ve Beklenen gün bir türlü gelmez, bayatlayan düşler birer birer kırılır. .
sayamayacağımız kadar fazla düşler..

Ama Hayatın içindeki ufak tefek anları yaşarken, anlayabildiğimizde..

Herşey ama herşey farklı olur..

Gülümseyen gözlerle..

Bir annenin evladını ilk kez kucağına aldığında hissettiği gibi,
Bir babanın evladi ilk kez gülümserken yanında olması gibi,
Bir çocuğun yeni ayakkabılarını ilk kez giydiği andaki gibi..

Mutluluk elbet kapımızı çalacak..
Mutlulugu bi amaç haline getirirseniz asla mutlu olamazsınız, onu hayatızın her anına yedirin.
nüfus müdürlüğünden oluyor sanırım. hem unisex bi isim. kadin erkek farketmiyor, herkes mutlu olabilir.
Birkaç gündür zor zamanlar geçiriyorum. Hiçbir şey planladığım gibi gitmedi, üstüne birkaç travmatik anla da taçlandı. Müthiş bir umutsuzlukla uyuyakaldığım gecenin sabahı şişmekten açamadığım gözlerimle sallana sallana mutfağa gittim bugün. Kardeşim çay koymuş. Ben de bari sofrayı hazırlayayım dedim. Çay bardağı almak için rafa uzanmamla birkaç saniye afalladım.

Çocukken annem Miki fareli bardaklarımıza çay koyar, "hadi bakayım Miki fareler boğulmadan onları kurtarın" diyerek bize önemli bir görev verirdi. Biz de bu görevin bilincinde ilk kurtaran olmak için bir yandan birbirimizi güldürerek sabote eder, diğer yandan da büyük bir çabayla çayı bitirmeye çalışırdık.

Sadece bir tane kalmış bu bardaklardan. En arkada, en köşede, yıllarca kullanılmamış ama annem de atmaya kıyamamış belli ki. Ben de aldım bardağı kardeşime çay koydum, sofrayı hazırladım. Sonra da çağırdım hiç bozuntuya vermeden. Geldi masaya oturdu gözü bardağa takılınca başladık gülmeye. Miki fare boğulacak çabuk hadi acele et diye diye darladım, bir yandan da güldürmeye çalışıyorum içemesin diye.

Bir bardak ne kadar küçülebilir? Bir insan ne kadar büyüyebilir? Elinde kayboldu gitti bardak. bir içimlik canı varmış meğerse; yine de yavaş yavaş içti, biraz daha gülelim diye herhalde bilmiyorum.

Mutlu olmak böyle bir şey işte. Anlık, saf, kaydetme dürtüsünden uzak, zaten anılarda kalacağı bilincinde sıkmadan, ürkütmeden, tadını çıkarttığın için değerli olan... Zor değil ama fırsatı değerlendirmek şart, tıpkı oturup bir kahvaltı sofrasında tüm aklını geçmişine açmaktan gocunmamak gibi.

Hatta ve hatta cem Yılmaz'ın tiye aldığı gibi:

-mutluluk içimizde
-Çay bardağı da dahil mi?
-Dahil dahil hepsi içinde.
Günlük hayatta mutlulugumuzu engelleyen 4 şey;

-sosyal medya bagımlılıgı
-yeterince hareket etmemek
-aşırı stres
-diger insanların ne düşündügüne fazla takılmak

Not: alıntıdır.
Benim duygu yoksunu eski sevgilimden öğrendigim kadari ile bencil ve düşüncesiz olarak mutlu olunur.
insan doğası gereği sürekli gelecek adına kaygı taşır. Hedefler belirler, hayaller ile bilincini süsler.
Bu hayallere ulaşmak haz verir, mutluluk hissettirir.
Fakat, kurulan hayallere ulaşınca da doygunluk noktasına ulaşır ve tekrardan başa sarar.

Örneğin, güzel bir araba fikri çoğu gence muhteşem gelir. Onun hayali ile yatıp, kalkar. Bir gün elde edeceğini düşünür.
Elde edince de fikri direkt olarak güzel bir arabaya sahip olmaktan, bir arabaya sahip olmaya indirgenir. Hedefi ile işi bitmistir ve o mutluluk seviyesini geçmiştir. Artık bundan mutluluk duymaz. Geçmiştedir. Gelecek için yeni kaygılar ve hedefler birikmiştir.
Dinler de bu mantığa dayanır. Misal olarak cennet, gelecekteki büyük mutluluk kapısıdır. Tamamı ile insan doğasına uygun bir şekilde tasarlanmış bir fikirdir.

Bu kadar yazıdan sonra Nasıl Mutlu olunur kısmına gelecek olursak;
Kimse, Her şeye sahip değildir. Mutluluğun yolu bunu özümsemekten geçmektedir. Sürekli mutluluk diye bir şey yoktur ve hiçbir zaman da uzun sürecek bir mutluluk olmayacaktır.
Bunu anlamak, Mutlu olunmayan vakitlerin daha iyi geçmesini sağlayabilir.

Sıhhatle.
gidilen herhangi bir yerde hesabı karşı taraf öderse mutlu olunur, eğer abartırsak havalara bile uçulur.
Olunmaz.
Bonservis ödemeyerek;

görsel
Siklemeyerek. Net.
ot içerek sevişerek filan filan
Şiir okuyarak.
gereksiz insanları hayatından çıkardığın zaman mutlu olursun. net
küçük şeylerle mutlu olabilmek.
her şeyi unutarak.
Sürekli mutluluğu bir yerlerde aramayı bırakarak mutlu olabilirsin.
Mutlulugun formulunu bulmuş bulunmaktayım, emegi gecen herkese teşekkür ediyorum başlıga daha ugramam.
mutluluğun formülü basit. şansı olan arkadaşlar uygularsa kazanırlar.

mutluluğun formülü eşittir gruplaşmaktır.
Şuan benim için mutluluk sadece uyumak.
Böyle yatağa gömüleceksin offf deliksiz 9 10 saat uyuyacaksın.
can yücel abimiz anlatmış sırrını.

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
Belki de dünyanın en basit şeyi.Her şeye rağmen kocaman bir gülümseme.