bugün

if anything can go wrong, it will.
ulkede kimin basina kotu bisey gelse, o isin altindan tayyip cikar.
1917 doğumlu Edward Murphy ABD Hava Kuvvetlerinde 1949’da roketler üzerinde deney yapan mühendislerden biriydi. insan üzerinde ivmelenmenin etkilerini inceliyordu. Deneyde insan tepkileri ölçülüp değerlendirilecekti. Sensörler bir yapıştırıcı ile vücuda monte ediliyordu. Bu sensörlerin iki takılış şekli vardı. Bunlardan biri doğru, diğeri yanlış takılış şekliydi. Görevlilerden birinin, takılması gereken 16 sensörün hepsini de yanlış takmayı becermesi üzerine Murphy çok kızdı ve geçmişte kullandığı kendi karamsarlık sözlerine bir tanesini daha ekledi. Daha sonra yasa olarak nitelendirilecek bu sözlerini bir basın toplantısında açıkladı. Birkaç ay içinde Murphy’nin "yasaları" üretim alanında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958’de de Webster sözlüğünde yer aldı. Sonraki yıllarda, kendisine ait olmasa da birçok söz ona mal edildi.

Ters gitme olasılığı taşıyan bir şey ters gidecektir.

Başarı daima yalnızken gelir, başarısızlıksa herkesin içinde.
Bir kişinin fikirlerini çalmaya "intihal", birçok kişinin fikirlerini çalmaya "araştırma" denir.
Sen bir yanlış yapana kadar kimse seni dinlemiyordur.
Düşünmekten bıkılınca varılan yere "sonuç" denir.
Sınava girmeden önce notlarına bakarsan, en önemli yerlerin en okunaksız yerler olduğunu görürsün.
Bir öğretmen öğrencilerin öğretilen dersten başka yapacak işleri olmadığını varsayar.
Bir cihazı monte ettikten sonra mutlaka birkaç cıvata artar.
Modifikasyon: Bir cihazı monte edip işinizi bitirdiğinizi düşündüğünüz ve rahatladığınız anda mutlaka birkaç parçanın arttığını fark edersiniz.

Bir şeyle fazla oynarsanız, onu bozarsınız.
Bir şeyi yerleştirirken sıkışırsa zorlayın. Kırılırsa zaten değiştirmeniz gerekiyordur.
Ne zaman bir şey yapmaya kalkışırsanız, mutlaka öncelikle yapmanız gereken başka bir şey vardır.
Birkaç işinizin birden ters gitme olasılığı varsa, kesinlikle size en çok zarar verecek iş ters gidecektir.
Hata yapma olasılığınız her zaman aynıdır.
Bir şeyi tamir etmek düşündüğünüzden daha uzun sürer ve daha pahalıya mal olur.
Bir işin ne kadar zamanda biteceği size sorulduğunda, tahmin ettiğiniz süreyi iki ile çarpıp bir üst zaman dilimiyle cevap verin (saat ise gün, gün ise hafta, hafta ise ay)
Her şey iyi gidiyorsa mutlaka bir terslik vardır.
Düşen bir nesneyi tutmaya kalkmayın. Bırakın düşsün. Daha az zarar görecektir.
işler beklenenden daha uzun zaman alır.
Puhu Modifikasyonu: Tamamlanma tarihi ile ilgili beklentilerin planlamada kazandığı ciddiyet arttıkça gecikme de büyür.

Eğer bir şey birden fazla ters gitme olasılığı taşıyorsa size en fazla zararı olacak kombinasyon gelişir.
Puhu Modifikasyonu: Eğer bir şey birden fazla ters gitme olasılığı taşıyorsa; size en fazla zararı dokunacak kombinasyonun bilincindeyseniz ve buna karşı tedbirlerinizi aldıysanız, bu tedbirler sizin için daha zararlı bir kombinasyonu gerçekleştirir.

Eğer bir işte bir terslik olması için x sayıda farklı yol varsa ve siz işe başlamadan önce x sayıda tedbir aldıysanız "x + 1"inci terslik, siz işi bitirmek üzere iken ortaya çıkar.

Olaylar kendi haline bırakıldığında kötüden daha kötüye doğru gider.
Puhu Modifikasyonu: Kötüden daha kötüye gidecek olaylara yapılan müdahale en kötüye ulaşma hızını arttırır.

işinizin tüm aşamalarını planlayıp birinci aşama ile işe başladığınızda, birinci aşamadan önce tamamlanmış olması gereken bir aşama ortaya çıkar.
Puhu Modifikasyonu: Bu aşama hala plana entegre edilebilir gibi görünür. Bu entegrasyon yalnız tüm planı mahvetmekle kalmaz, ana hedeflerin iptalini de beraberinde getirir.

Problemlere getirilen çözümler yeni problemler yaratır.
Puhu Modifikasyonu: Problemlere getirilen çözümler önceki problemlerden daha kötü problemler üretir.

Hiçbir şey kimsenin bir daha bozamayacağı bir düzeye dek mükemmelleştirilemez. Çünkü böyle bir düzey yoktur ve aptallar en basit şeyleri bozma konusunda son derece yaratıcıdırlar.
Puhu modifikasyonu: Bir şeyi hiç kimsenin bozamayacağı bir düzeye dek mükemmelleştirmek için ne denli düşünürseniz, aptalların da o işi bozmak için yaratıcılıkları o denli artar.

Doğa hata ve eksikten yanadır.
Puhu Modifikasyonu: Doğanın hata ve eksik yaratmak için sonsuz kaynağı vardır.

Doğa olumsuz sonuçları korur ve müdahalesini olumsuz sonuç lehine yapar.
Puhu Modifikasyonu: Doğa olumlu sonuçları engellemek için vardır.

Her şey simültane sırasız-düzensiz olarak ters gider.
Puhu Modifikasyonu: Her şey size hangisinin daha fazla zararı dokunacağına bağlı olarak simültane veya peş peşe ters gider.

Chrisholm: "Bundan daha kötüsü olamaz." dediğiniz andan başlayarak işler daha kötüye gider.

Durum iyiye gitmeye başladığında mutlaka unuttuğunuz veya gözden kaçırdığınız bir nokta vardır.

Hiçbir şey kalıcılık kadar geçici değildir.

işinizi ne kadar iyi yaparsanız yapın, mutlaka sonuçlara modifikasyon getirecek bir amiriniz bulunacaktır.

Birlikte görülmek istemediğiniz biriyle beraberseniz, tanıdığınız biriyle karşılaşma olasılığı tavan yapar.
Eğer trafikte şerit değiştirirseniz, eski şeridiniz şimdi bulunduğunuzdan daha hızlı akar.
Elleriniz yağa bulaştığında burnunuz kaşınmaya başlar ve acil tuvalet gereksinimi doğar.
Yere düşen her şey en zor ulaşılabilecek noktaya değin yuvarlanır.
Patronunuza işe geç kalma nedeninizin patlak lastik olduğunu söylerseniz ertesi sabah lastiğinizi patlak bulursunuz.
Kaşınma katsayısı vücudunuzun ulaşılması zor olan yerlerinde yüksektir.
Bir kahve içmek için oturduğunuzda patronunuz sizden bir görev ister ve bu görevin süresi kahve soğuyana kadardır.
Koridordan en uzak sandalyenin sahipleri en geç gelir.
Ayakkabı ayağınıza tam geldiyse, o ayakkabı çirkindir.
Birisi tarafından seyredilme olasılığı, yaptığınız işin aptallık katsayısıyla doğru orantılıdır.
Matsh Yasası: Berbat bir son, sonsuz bir berbatlıklar dizisinden daha iyidir.

Hook Yasası: Aradığınız herhangi bir şeyi son baktığınız yerde bulursunuz.

Gylme Formülü: Başarının sırrı samimiyettir. Bunu taklit ettiğiniz anda başardınız demektir.

Lierman Yasası: Herkes yalan söyler fakat bu önemli değildir çünkü kimse dinlemez.

Evans-Bjorn Yasası: Kötü giden şey ne olursa olsun, bunun böyle olacağını bilen biri mutlaka vardır.

Ginsberg Teoremi: Kazanamazsın, berabere kalamazsın, hatta oyunu terk edemezsin.

O'toole Aksiyomu: Bir çocuk yeterli değildir. iki çocuk çok fazladır.

Puhu'nun Park Yeri Bulma Yasası: Park etmek için hemen bulup beğenmediğiniz ve park etmediğiniz yerin park edilebilecek tek yer olduğunu fırsat kaçtıktan sonra, park etmek için hemen bulup beğenmediğiniz halde park ettiğiniz yerin park edilebilecek yerlerin en kötüsü olduğunu yürüyeceğiniz binaya ulaştıktan sonra anlarsınız.

Jones'un Televizyon Yasası: Görülmeye değer tek program yayından kaldırılır.

Deneyim, gereksiniminiz bittikten sonra edinilir.

Çekici, güzel ve sizden hoşlanabilecek bir kadınla tanışma olasılığınız
a- Yanınızda karınız varken,
b- Yanınızda sizden daha yakışıklı bir arkadaşınız varken,
c- Yanınızda sizden daha zengin bir arkadaşınız varken artar.

Şöhret geçebilir ama unutulmuşluk kalıcıdır.

Cansızlığın Hareketliliği Yasası: Bütün cansız cisimler sadece ayaklarınıza dolaşmaya yetecek kadar hareket eder.

Murphy'nin Dünya Görüşü: Ne olursa olsun gülümse çünkü yarın bugünden kötü olacaktır.

Puhu'nun Dünya Görüşü: Ne olursa olsun ağlama çünkü gözyaşlarına asıl yarın ihtiyacın olacaktır.

Stenderup Yasası: Ne kadar geride kalırsanız, yetişmek için o kadar çok vaktiniz olur.

Conner Yasası: Gizli kalması gereken belge fotokopi makinesinde unutulur.

Hell Yasası: Bir kütle suya batırıldığında telefon çalar. (Vücudunuz tamamen ıslandığında telefon çalar.)

Zamanı gelmiş bir hata kadar kaçınılmaz hiçbir şey yoktur.

Gerçek hiçbir problemin çözümü yoktur.

Murphy`nin Altın Kuralı: Altını bulan kuralı koyar.
otobüs duragında bir türlü gelmeyen 16S'yi beklerken olusan stresle bir sigara cıkarılır , kafa yere dogru 30 derece eğilip sigara yakılır , kafayı sabitlediğin anda hiç gelmeyeceğini sandıgın 16s belirir.
Bingo !!
16s gelmiştir ve sanada murphy ile vals yapmak kalmıştır.
son otobüse yetiştim, ben vapurla karşıya geçtikten sonra seferler iptal oldu, boğaz trafiğine takılmadım. naber murphy koyduk mu?
ne zaman uykuya ihtyacım çoksa ve uyumuşsam telefonum manukyanın telefonu gibidir. ne zaman kendimi yalnız hissedip bir ses arasam telefonum hiç çalmaz.
ne zaman botlarinizi binbir zahmetle giyip disari cikmaya hazirlandiginizda, acaba muslugu kapattim mi diye supheye dusersiniz.
çok acıkmışsanız evde hiç sevmediğiniz bir yemek vardır.
elinizden düşen şey daima alınması en zor köşeye düşer.
bir kız ile birlikte iseniz, başka kızlarda sizi ister.
elinizde bir tarafi bal-yag vb gibi seyler kapli olan bir ekmek varsa o tarafin haliya gelme olasiligi halinin ne kadar yeni olduguyla dogru orantilidir.

dusmanin menziline girdiyse sende onun menzilindesindir.

acele isin oldugunda otobus gecmez onunden ama bis bos yuruken yanindan ard arda gecerler gibi uzatilabilir.

bir ornekte kendimden potanin dibinden sayi atamayip orta sahadan herkesin gordugu anda attigim basketler vardir. tabi bu biraz aykiri gibi geliyor duruma ama ustune biraz dusunulurse bana hak verirsiniz.

aldiniz gitari elinize birseyler tingirdattiniz guzel oldu ses kaydi alip arkadasa yollayacaksiniz ama defalarca denersiniz guzel calcam diye olmaz.

sabahin korunde sinava bes dk kala gelen edit:ahada suan tramvay versiyonunu yasiyorum 5 dk icinde 2 defa gelen tramvay gelmiyor.
Flash bellek ilk başta hep ters taraftan takılmaya çalışılır.
reçelli ekmeğin her zaman reçelli tarafı yere düşer.
Senin sevdiğin her zaman bir başkasını sever.
Radyoda en sevdiğin şarkı çalmaya başladığı nda, dayanılmayacak bir şekilde çişin gelir.
kendim bizzat ustune koyarak daha kompleks bir hale getirdigim kanunlar artik uzerine şom agizli olmakta eklendi. kendi yasadiklarimi yazmistim galiba 2 tanesinde şom agizli olmam ve olma ihtimalinin olmadigi durumlar bile oldu.
#23511041
Helal olsun yaşa len mörfi. Yasalarından en çok karşılaştıkları bunlardır,

* birileri ile karşılaşma ihtimalin, görünmek istemediğin zaman en üst düzeydedir.
* yere düşen her şey ulaşılması en zor köşeye yuvarlanır.
* insanların seni seyretme olasılığı düştüğün komik durum ile doğru orantılıdır.
* kaşıntının şiddeti ulaşma zorluğun ile doğru orantılıdır.
* herhangi bir bilgide sayılar çok doğru gözüküyorsa boşuna kontrol etmeyin, yanlıştırlar.
* dakikalarca beklediğin otobüs sen tam sigara yaktığında gelecektir.
* bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.
* bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.
* bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.
* bir şeyin olma olasılığı, istenme olasılığı ile ters orantılıdır.
* er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır.
* ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.
* olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekirdi.
* ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir..
amerikan mühendis edward a. murphy'nin hayatın ters taraflarını tanımlayan ve bu taraf hakkında insanları uyaran kanunlarıdır.
En önemli kural ''Altını olan kuralı koyar.''
özellikle izin günlerinde baş gösterir. bi düş yakamdan allasen!
4 anahtar var anahtarlıkta kapı kilitli hep en sonuncusu açar o lanet kapıyı...
her zaman türkiyede cahiller daha fazladır. paralel evrende de bakın yine cahiller vardır.
--spoiler--
yere düşürdüğünüz pazar çantası, daima içinde yumurta olan çantadır.
--spoiler--

Yanlıştır efenim.
Aslında hem doğru hem yanlıştır.

Şöyle ki,
Bunu okuyan kişi hayatında daha önce yumurta dolu bir pazar çantası/poşet/torba vs. Düşürmüşse, yumurtalar kırılmıştır ve bu kişi okuduğu an o olayı hatırlar.

Fakat gün içinde onlarca şey düşürürüz, hayatımız boyunca milyonlarca şey düşürmüşlüğümüz vardır. Fakat bunlardan pek azını anımsarız ya da hafızamızda olayı hatırlayacak kadar yer ayırırız.

Mesela çocukken annenizin vazosunu düşürüp kırmışsanız bu olayı hayatınızın sonuna dek unutmama ihtimaliniz var.

Ancak hiçkimse 627 gün önce yere düşürdüğü kumandayı hatırlamaz.
Neden?
Çünkü olağan. O allahın cezası kumanda Hergün düşüyordur zaten, düşmesin demiyorum; hobi olarak yine düşsün tabi, ama neyse dur buraya bağlamayacaktım yine karıştı.

Ne diyordum?
Ha,
Bunu okuyunca direkt ne diyorsun?
"Aaaa bak aynen valla doğru ben düşürmüştüm de tüm yumurtaları kırmıştım ihiihehehehe."

Yani iki poşetten içinde marul olanı (neden marul bilmiyorum) düşürdüğünüzde yerden alır devam edersiniz.

Ama yumurta olanı düşürdüğünüzde allah belanızı vermiştir.

Yani siz hayatınızda 1344581 kez marul poşeti düşürdüğünüzü unutup 1 kez yumurta olan poşeti düşürdüğünüzü hatırlıyorsunuz.

Yaa işte böyle.
Bunu da neden yazdım bilmiyorum ağır işsizim galiba.
Murphy kusura bakma dostum.
--çürütüldü--
Saygılar...
pesimist bir amcadır.
her dediği de tutuyor.
basketbol maçında alt-üst oynarsın.. tutma yada tutmama ihtimali %50 dir ama çoğunlukla tutmaz..
şanssızlığın en gereksiz anda sizi bulmasını kanıtlayan yasalardır.

(bkz: beklenilen otobüsün minibüsün gelmemesi)

çözümü basit: yak bir sigara otobüs ya da minibüs gelsin.

(bkz: beklenilen otobüsün gelmeyip sigara yakınca gelmesi)