bugün

Türkiye gazetesinde köşe yazarı. Hayata dair yazıları samimi ve zaman zaman hüzünlüdür.
Aşağıda Yazarın 29 Eylül Cuma günü yayınlanmış olan yazısını bulabilirsiniz.Yazar, yazısından anlaşılabileceği gbi aşıklar için edebi kaynaktır.

http://www.turkiyegazetes...akaledetay.aspx?id=303097

'Adını bilmeden sevdim

Ben, senin adını bilmeden sevdim. Ve, "var"lığınla gülüşünü...
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, "yar"lığa süzülüşünü.
*
Ben seni, sesini duymadan sevdim...
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim...
Ama; sevdim!..
*
Üşüyüşünü sevdim...
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
"Gel, ısıt"; deyişini!..
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi...
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim...
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim.
Bir de;
"Gel, ışıt" deyişini!..
*
Ben seni, adını bilmeden sevdim.
ihtiyacım... Cevabım...
isimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
Sevdim işte!
*
Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.
*
Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni...
seni sevdim.
Seni sevdim.
*
içime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle...
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına...
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?
*
Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden...
seni bilmeden sevdim.
Seni, "bilmeden" sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler...
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!
*
Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim.'
internet sitesinin "basında muammer erkul" bölümünde uludağ sözlük'e de yer vermiş, keşfedilmesi gereken mümtaz şahsiyet.
(bkz: Sen istanbul Olsaydın)
http://www.muammererkul.c...w&id=70&Itemid=26
12-13 yaşlarındaydım ilk köşe yazısını okuduğumda. o gün bu gündür silemiyorum şu satırları beynimden. kazındı adeta. bu satırlar yüzünden belki farklı bir sempatim var muammer erkul'a.

--spoiler--
Ben haziranım bırak eylülü diyorsun, hâlâ doluyor gözlerin... Kızıla çalıyor, sebepsiz değil; belki hazandan. Gözlerinde hüzünlü bir tebessüm. Acısı derinlerde. Yak bir sigara şimdi. Gökyüzüne dağıt efkârı bulut bulut... iki nefeslik olsun! Sayfalar çevrilir doldukça, bazen bomboş geçer. hayat gibi!..
Dönünce geriye o zaman anlarsın. Ama bahar geri gelmez, dedim ya gözlerinin umuduna kaldı baharım...
Nisanda güneşten kızaran güller gibi yanakların; kalbinse sıcacık. Umutların düşlerinde, düşlerin gözlerinde... Bu bir hayalse; bırak sürsün bir ömür! Yok eğer rüya ise; sakın açma gözlerini! Dedim ya gözlerinin umuduna kaldı baharım...
--spoiler--

"'Sayfalar çevrilir doldukça, bazen bomboş geçer. hayat gibi!..'" *
insanın ne kadar naif bir aşk yaşayabileceğini de anlatan insan.
güzel insan. dolu insan. kendi halinde insan.
yolun içindeki insan.