bugün
- ev kirası maaştan fazla olan ülke insanları14
- müsavat dervişoğlu14
- akp'lilerin zamlara itiraz etme eşiği24
- chp belediyeleri olmasa bu halk ne yiyecek11
- ankarada gezilecek yerler11
- halkın rahat bir nefes alması8
- sahi bir 2023 hedefi vardı ne oldu ona37
- 15 01 2025 istanbul da toplu ulaşıma 35 zam geldi13
- günün sözü8
- imamoğlu ve özel'in mücadele edeceği tarih10
- mel mel bakan gibson vs masklavi18
- 24 saatte 11 kişinin sahte içkiden dolayı ölmesi9
- müşterilerini ilaçla bayıltıp taciz eden taksici14
- ben hep 50 liralık alıyorum14
- istanbulda sahte içki ölümleri11
- 2025 aile yılı12
- sözlüğün çok sakin olması13
- emekli aylıklarını nasıl öderiz telaşı içindeyiz43
- fakirlere mana bulmak10
- inekler neden kalp krizi geçirmez8
- menzil cemaatinde gerginliğin giderek artması16
- imamoğlu nu yolsuzluktan tutuklamak14
- sözlüğe güzel bir kız bırak25
- matlab8
- yağmur8
- pipisi kalkmayan erkekle evlenir misiniz12
- akşam yemeği hazır9
- 32 yaşındayım her gün süt içsem boyum uzar mı8
- yılmaz özdil14
- aşk ne kadar sürer sorunsalı12
- kırmızı kart diye bağırmak11
- şuan dinlediğin şarkı8
- el değiştiren belediyelerde hizmetin aksaması8
- dün fetöyü savunanların bugün apoyu savunması46
- evlenmek istemeyen erkek18
- istanbul trafik yoğunluğunda dünya birincisi8
- 15 bin tl alıyorum geçinemiyorum ama oyun rte ye13
- kuş başı şişteki kuyruk yağı11
- soğuk kış günlerinde iç ısıtan şeyler16
- beşiktaş ta hırsız yakalandı11
- 14 yaşındayım hepinizden üstünüm8
- 13 ocak 2025 cumhurbaşkanımızın müjdesi46
- zayıflamakicinyaratil mis10
- 13 ocak 2025 konyaspor fenerbahçe maçı39
- hull city17
- pandela9
- beklenen büyük istanbul depremi14
- yazarların favori tatlıları30
- anın görüntüsü12
- 30 yaşından sonra aşık olmanın imkansız olması9
r.e.m. in müthiş bir şarkısıdır.
mott the hoople and the game of life.
andy kaufman in the wrestling match.
monopoly, twenty one, checkers, and chess.
mister fred blassie in a breakfast mess.
let's play twister, let's play risk.
see you heaven if you make the list.
hey, andy did you hear about this one?
tell me, are you locked in the punch?
hey andy are you goofing on elvis?
hey, baby. are we losing touch?
if you believed they put a man on the moon, man on the moon.
if you believe there's nothing up my sleeve, then nothing is cool.
moses went walking with the staff of wood.
newton got beaned by the apple good.
egypt was troubled by the horrible asp.
mister charles darwin had the gall to ask.
hey andy did you hear about this one?
tell me, are you locked in the punch?
hey, andy are you goofing on elvis?
hey, baby. are you having fun?
if you believed they put a man on the moon, man on the moon.
if you believe there's nothing up my sleeve, then nothing is cool.
here's a little agit for the never-believer.
here's a little ghost for the offering.
here's a truck stop instead of saint peter's.
mister andy kaufman's gone wrestling [wrestling bears].
hey andy did you hear about this one?
tell me, are you locked in the punch?
hey andy are you goofing on elvis, hey baby, are we losing touch?
if you believed they put a man on the moon, man on the moon.
if you believe there's nothing up my sleeve, then nothing is cool.
andy kaufman in the wrestling match.
monopoly, twenty one, checkers, and chess.
mister fred blassie in a breakfast mess.
let's play twister, let's play risk.
see you heaven if you make the list.
hey, andy did you hear about this one?
tell me, are you locked in the punch?
hey andy are you goofing on elvis?
hey, baby. are we losing touch?
if you believed they put a man on the moon, man on the moon.
if you believe there's nothing up my sleeve, then nothing is cool.
moses went walking with the staff of wood.
newton got beaned by the apple good.
egypt was troubled by the horrible asp.
mister charles darwin had the gall to ask.
hey andy did you hear about this one?
tell me, are you locked in the punch?
hey, andy are you goofing on elvis?
hey, baby. are you having fun?
if you believed they put a man on the moon, man on the moon.
if you believe there's nothing up my sleeve, then nothing is cool.
here's a little agit for the never-believer.
here's a little ghost for the offering.
here's a truck stop instead of saint peter's.
mister andy kaufman's gone wrestling [wrestling bears].
hey andy did you hear about this one?
tell me, are you locked in the punch?
hey andy are you goofing on elvis, hey baby, are we losing touch?
if you believed they put a man on the moon, man on the moon.
if you believe there's nothing up my sleeve, then nothing is cool.
bu sarkıdaki back vokaller müthiştir, sarkıda öyle keza r.e.m en iyi sarkısıdır kanımca
jim carrey nin başrolünü oynadığı televizyon yıldızı andy kaufman ın hayatını anlatan film.
jım carrey'nin sadece güldürmedğini aynı zamanda çok da iyi bir oyuncu olduğunu gösteren film.filmdeki en vurucu an, andy kaufmann'ın bir umut çıktığı uzakdoğu yolculuğunda devasız hastalığına deva olarak gördüğü alternatif tıp uygulayıcısı doktorun aslında şarlatan olduğunu farkettiği andır. insanın içi kanar, üzülür.
jim carrey'in kariyerinde büyük bir dönüm noktası olan, ünlü televizyon sovcusu andy kaufman'ın hayatının beyaz perdeye yansıtıldığı izlenesi film.
iki büyük komedyeni buluşturan mükemmel film.
chicken translate yazan lokanta sahibinin dukkaninda ayin elemanini ingilizce olarak yazmasidir.
(#464433) andy kaufman bu esnada; yıllardır insanlara yaptığım şeyi şimdi bana yapıyorlar der. jim carrey'in o anda yüzünde beliren donuk gülümseme için dahi oscar alması gerekirdi.
aydaki adam
aydaki adam
aya giden adamlar
kovdular aydaki adami
aya giden adamlarin ayak izinden
aydaki adam gelecek yine bir gun
inecek yine geceleyin aydan
aydinlatacak yine uykumu
bir bülent ecevit şiiri.
aydaki adam
aya giden adamlar
kovdular aydaki adami
aya giden adamlarin ayak izinden
aydaki adam gelecek yine bir gun
inecek yine geceleyin aydan
aydinlatacak yine uykumu
bir bülent ecevit şiiri.
bir jim carrey klasigidir. diger filmleri izlenmeden once bu izlenilmelidir. sıradısı bir komedyenin -her ne kadar kendisine komedyen dedirtmese de- Andy Kaufman'in hayatını anlatmakta. hele filmin basında bir bardan kovulmamak icin yaptıgı elvis taklidi vardır ki tadından yenmezdir. yine muzikalitesi olan komedyenlerin her zaman daha basarılı oldugunu da tekrar ispatlamakta. ayrıca film sonunda kafanızda bir soru işareti kalıyor : andy oldu mu olmedi mi?..
diger jim carrey klasikleri icin ;
(bkz: The Cable Guy)
(bkz: The Number 23) ha ayrıca;
(bkz: I m The Walrus)*
(bkz: Don t You need somebody to love)*
diger jim carrey klasikleri icin ;
(bkz: The Cable Guy)
(bkz: The Number 23) ha ayrıca;
(bkz: I m The Walrus)*
(bkz: Don t You need somebody to love)*
bu şarkının klibi ise siyah beyazdır.Kovboy şapkalı kişi üzerine düzenlenen klipte şarkıyı etraftaki kişiler de söyler.hoş etkileyici bir klibi vardır.
gerçek gibi görünen yapmacık davranışların ve tutumların dünyasında en doğalı yakalamayı başarmış dahiyane şovmenin * konu edildiği ve jim carrey'nin döktürdüğü milos forman filmi.
filmdeki en özel sahnelerden birisini paylaşmak istiyorum. bu sahne, filmin akışı içerisinde fazla göze çarpmasa bile bana göre anlamlı bir sahnedir.
--spoiler--
andy, karısıyla beraber televizyonda oynayan diziyi izlemektedir. andy, hastalığından dolayı bitkin düşmüş, güçsüz bir halde koltukta oturuyordur. eşi de ona sarılmış ancak ayaktadır.
andy ve karısının televizyonda izlediği dizi 1954'ten 1974'e dek aralıksız süren lassie adlı dizidir. bahsettiğim dizi, çok sonradan yeni versiyonu ile türkiye'de de gösterime girmiştir. az çok hepimizin izlediği lassie ise 1994 yapımı lassiedir. dizideki ana replik, "lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor"dur. malumunuz üzerine lassie herkes tarafından sevilen, güvenilen bir karakter*dir.
dizinin, andy'nin izlediği bölümündeki finalinde, lassie mahkemeye "tanık" olarak! çıkarılır. hakim, lassie'ye bir soru sorar. lassie, bir kez havlar. -köpek dilinde bir kez havlamak evet anlamına gelir, bilmiyorsanız bu sizin cahilliğiniz.- hakim, "lassie doğru söylüyor, mahkeme bitmiştir!" der.
hakimin son repliği andy'nin yüreğine adeta bir taş oturtmuştur. bunu andy'nin yüz ifadesinden anlamaktayız ki bu onun canını fena halde sıkmıştır. daha sonra andy, güçsüz, titreyen elleri ile telefona sarılır. anlarız ki, hastalığı had safhaya ulaşmıştır.
andy, arayacağı numarayı çevirir ve telefon açılınca hüzünlü ve yorgun bir sesle şöyle der; "alo, baba!" sahne de burada biter.
andy, ne kadar uğraşsa da hastalığının gerçek olduğunu ailesine bile inandıramamıştır.
andy'nin canını sıkan da budur zaten. işte bundan sonra kendisini lassy ile kıyaslar. üzülür. bunun sebebi lassy'nin demek istediğine inanılmasına rağmen ona kimsenin inanmamasıdır.
--spoiler--
jim carrey, diğer filmlerinde de olduğu gibi bu filmde de performansı ile alkışı hak etmiştir. benim gibi bir çok kimseyi, andy kaufman gibi birisini tanımasını sağlamıştır.
man on the moon, her şeye rağmen izlenilmesi gereken, özel bir filmdir.
(bkz: andy kaufman)
(bkz: jim carrey)
(bkz: lassie 1954 tv serisi)
--spoiler--
andy, karısıyla beraber televizyonda oynayan diziyi izlemektedir. andy, hastalığından dolayı bitkin düşmüş, güçsüz bir halde koltukta oturuyordur. eşi de ona sarılmış ancak ayaktadır.
andy ve karısının televizyonda izlediği dizi 1954'ten 1974'e dek aralıksız süren lassie adlı dizidir. bahsettiğim dizi, çok sonradan yeni versiyonu ile türkiye'de de gösterime girmiştir. az çok hepimizin izlediği lassie ise 1994 yapımı lassiedir. dizideki ana replik, "lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor"dur. malumunuz üzerine lassie herkes tarafından sevilen, güvenilen bir karakter*dir.
dizinin, andy'nin izlediği bölümündeki finalinde, lassie mahkemeye "tanık" olarak! çıkarılır. hakim, lassie'ye bir soru sorar. lassie, bir kez havlar. -köpek dilinde bir kez havlamak evet anlamına gelir, bilmiyorsanız bu sizin cahilliğiniz.- hakim, "lassie doğru söylüyor, mahkeme bitmiştir!" der.
hakimin son repliği andy'nin yüreğine adeta bir taş oturtmuştur. bunu andy'nin yüz ifadesinden anlamaktayız ki bu onun canını fena halde sıkmıştır. daha sonra andy, güçsüz, titreyen elleri ile telefona sarılır. anlarız ki, hastalığı had safhaya ulaşmıştır.
andy, arayacağı numarayı çevirir ve telefon açılınca hüzünlü ve yorgun bir sesle şöyle der; "alo, baba!" sahne de burada biter.
andy, ne kadar uğraşsa da hastalığının gerçek olduğunu ailesine bile inandıramamıştır.
andy'nin canını sıkan da budur zaten. işte bundan sonra kendisini lassy ile kıyaslar. üzülür. bunun sebebi lassy'nin demek istediğine inanılmasına rağmen ona kimsenin inanmamasıdır.
--spoiler--
jim carrey, diğer filmlerinde de olduğu gibi bu filmde de performansı ile alkışı hak etmiştir. benim gibi bir çok kimseyi, andy kaufman gibi birisini tanımasını sağlamıştır.
man on the moon, her şeye rağmen izlenilmesi gereken, özel bir filmdir.
(bkz: andy kaufman)
(bkz: jim carrey)
(bkz: lassie 1954 tv serisi)
(bkz: man in the mirror) *
jim carrey'nin mutlaka izlenmesi gereken filmlerinin başında gelir.mizah anlayışının ne kadar değişik ve içten olduğunu anlatan bir film andy kaufman gibi birini bizlere tanıtması bi o kadar mükemmel yapar bu filmi.
1999 yapımı, jim carrey ve danny devito nun rol aldığı ilginç film. yani şöyle söyliyim; kahramanımız, forrest gump gibi bir adam. ilginç bir adam. komik olduğunu sanıyor ve sahneye insanları güldürmek için çıkıyor. ama o kadar komik değil ki bu durum onu komik yapıyor. seyircilerin o sahnedeyken bakışları mükemmeldir. anlayacağınız şizofrenik bir film. yalnız şu uyarıyı yapmak lazım; filmi sabırla sonuna kadar izleyin. insanları daha iyi tanıyacaksınız.
1999 yılında Jim Carrey in baş rolde oynadığı filmdir.
jim carrey'nin komedi filmi denmesine acayip bozulduğu film. dedim, oradan biliyorum. ısrarla drama olduğunu söylüyor. haksız da sayılmaz.
akademinin adaletten yoksun olduğunun en güzide delili olan film.
nedense carreye oskara layık görülmez.
halbuki man on the moon oyunculuk açısından haddinden fazla tatmin edicidir.
belkide başka hiç kimse bu kadar rolünü yaşayamaz, yaşatamazdı.
muhakkak izleyin, izlettirin.
nedense carreye oskara layık görülmez.
halbuki man on the moon oyunculuk açısından haddinden fazla tatmin edicidir.
belkide başka hiç kimse bu kadar rolünü yaşayamaz, yaşatamazdı.
muhakkak izleyin, izlettirin.
jim carrey nin oscar ı sonuna kadar hakettiği ancak akademinin poltik oyunları nedeniyle oscar verilmeyen müthiş ötesi film. samimi bir havası vardır filmin. müthiş bir dramadır. jim carrey sadece komedi oyuncusu değilim diye haykırmaktadır sanki. ayrıca çok güzel bir rem şarkısıdır.
alışılagelmişin dışında bir hikaye.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar