bugün

(bkz: köy)den olan kimse.
(bkz: mujik)
atatürk'ün tabiriyle milletin efendisi.
(bkz: şehirli)
en hassas duyguların insanı, şehirin çirkin insan ilişkileriyle kirlenmemiş doğa insanı, tabiat harikası.
eskiden milletin efendisi olan, şimdi ise tabir yerindeyse*şamar oğlanına dönen ezilen ve hor görülen halk.
(bkz: köylüleri niçin öldürmeliyiz)
(bkz: avrupa köylüsü)
bkz:kooyluuu
(bkz: burhan altıntop)
kendini bilmez kişilerin;
giyimi hali hareketini garip bulduğu insanları aşağılamak maksadı ile kullandığı sözcük.
dunyanin en guzel ozelliklerine sahip insanidir yurdum koylusu. saf, temiz olurlar, konu$tular mi dinletirler, bazilari gibi bon bon baktirmazlar insanin yuzune.

gulerler, aglarlar, yeri geldi mi agit yakarlar, uzulmesini de bilirler sevinmesini de. sevdi mi delicesine sever. erkekleri erkektir kadinlari kadin. arasi yoktur $ehir dediginiz b.ktaki gibi.

kizlari kirmizi yanakli, cani kani yerinde, makyaj denilen "it yalasa doyacak" boyalara gerek kalmadan i$il i$il parlar, guzellik akar yuzlerinden.

erkeklerinin ici de cok sicaktir. iyilik yapmayi, yardimlasmayi severler. koydeki herkes hakkinda bilgileri vardir. herkes herkesi tanir koyde genelde.

sessizlik mi istiyorsun? git o koyun herhangi bir yerinde otur, al sana huzur , al sana sessizlik.
saglik mi istiyorsun? ek bahcene, yeti$tir ne istersen. al sana kendi yetistirdigin urun. hem de etinden sutune, domatesinden ye$illigine kadar. hersey dogal olsun, saf olsun.
bazı dillerde, örneğin 'kırsal kesimden olan' anlamına gelen fransız 'vilain' kelimesi bungün, 'zavallı' anlamına eşittir. macarca'da slav kökenli bir kelime olan ve köylü anlamına gelen 'paraszt' kelimesi ise özünde 'saf, aptal' anlamına gelmektedir!
atatürk'ün milletin efendisi olarak ilan ettiği emekçi sınıf. ülkenin kurulma dönemlerinde ekonomide büyük emekleri geçmiş, ekonomimizin önemli bir bölümünü tarımın oluşturduğu düşünüldüğünde azımsanmayacak kadar çaba sarfetmiş kesimdir.

şimdiler de ise hakaret olarak kişilerin "cahil" anlamında birbirlerine taktıkları sıfattır.
"daha dün yalaktan su içiyodun, bu gün gelmiş sözlüğü beğenmiyosun." gibi cümlelerin duyulması da kaçınılmazdır.
ülkenin en çok sömürülen, en çok aşağılanan, üzerinden en çok siyaset yapılan, bir de utanmadan "köylü milletin efendisidir" şeklinde avutulmaya çalışan kesimidir. aşık edebiyatı'nın, binlerce edebiyat eserinin, önemli siyasetçi ve düşünürün ilham kaynağı, kökenidir köylü.

edit: yazar burada popülizm yapıyor.
bunlardan istanbulda çok var.
(bkz: baskasıyla ugrasmayıp kendıyle ugrasan masum koylu)
çoğunluğu en saf duygularla bezenmiş, ürettikleri meyve sebzelere hormon gazlama suçlaması yapılsa da, devletin izlemiş olduğu politikalar sonucu böyle bir dışavurum içerisinde bulunsa da, yine de milletimizin efendisi olan yurttaşlarımıza karşı kullanılan tabir.
atatürk'ün gözünde milletin efendisidir.

Atatürk zamanında yalnız kalabilmek için tek odalı ufak bir ev yaptırmış kendisine ankara'da. evin olduğu alanda çalışanlar fazla gürültü yapıyormuş. Zaten çok az uyuyabilen Atatürk bu gürültülerden hiç uyuyamaz olmuş. Paşa'nın yaverleri gürültülü işçilere;
'Ya biraz seslerinizi azaltın ya da biraz uzağa gidin' diye rica etmişler. Ama eve yakın olan Kerim Ağa'nın tarlasında çalışanlar bu öneriden hiç hoşlanmamışlar, hatta öfkelenmişler:
'Dağdan gelen bağdakini mi kovuyor' diye haber de salmışlar.
Mustafa Kemal, bunun üzerine bu gürültücü takımla dostluk kurabilmek için harekete geçmiş. Ahbaplığa başlamış. Barış kurmuş. Bütün bunları hayretle seyreden kendi adamlarına da şöyle bir açıklama yapmış:

''işte! Türk köylüsü budur. Toprağından asla ayrılmak istemez. Öfkeleri bundandır. Ama biz anlaştık.''

-can dündar'ın hürriyet'teki bugünkü yazısından alıntı-
evine gittiğinde kapısını sana sonuna dek açan insandır. alt komşusuna potansiyel hırsız gözüyle bakan şehirlideki soğukluğu vermez sana.

çocukları plastik örümcek adam yerine çamurdan ördek yapar kedi yapar onunla oynar.

beş yıldızlı otelin havuzunda değil; bazen menderes bazen fırat bazen de dalaman çayında yüzer. lastik ayakkabılarına su doldurup çay kenarındaki millerle (alüvyol) kurutur.

80 yaşına bile gelse hala evinin önündeki ineğine malına bakmak için sabahın 4ünde kalkıp hareket ettiği için genelde uzun yaşarlar, sağlıklıdırlar.

emeğe inanan değil bizzat emeği veren insanlardır. toplumu sömürerek karnını şişiren sosyal obezlerden biri olmadığından dolayı ne kadar şerefli olduklarının farkında değildir bir çok diğerleri gibi.

ve de tüm bunların ötesinde tüm bu yanlarını sana anlatabilecek altyapı (internet + iletişim araçları ve bu araçları kullanabilecek boş zaman ya da imkan) olmadığından dolayı sen ona hep uzaktan uzağa bakacak elbisesine bakarak yorum yapacaksın. köylüyü anlamak için hayatının bir dönemini onlarla yaşaman gerek.
türkiye nin başının belası sözde efendiler. kömür sevdaları ülkenin başının belası bir yönetime mal olmuştur.
Kalkınmaya çalışan istisnasız tüm ülkelerin en önemli sorunu olan kitle.

(bkz: Köylü sorunu)
(bkz: gundi)
köylü: köyde yaşayan
koylu: koyda yaşayan
köylülükten kurtulunca kalkınacağımızı sananlar kadar köylü değillerdir.
köylülük kurtulunması gereken bir şey değildir bir kere.

sana tarım toplumu olmaktan kurtul diye dayatırlar, yersin sen de, sonra gider israil'den sebze meyve tohum alırsın.
köylü, tarımda çalışan köylü ise elbette bu bütün gelişmekte olan ülkelerin sorunudur. zira bir ülkenin gelişmişliği ekonomik olarak sanayisinin güçlü oluşundan anlaşılır. gelişmekte olan ülkeler modern tarıma geçerek üstüne bir de sanayileşmeyi hızlandırarak köylüye istihdam sağlar. sorun olan kısım budur.
bazı ülkeler, mesela türkiye modern tarıma geçemediği için tarımsal üretimi yeteri kadar verimli olmaz. işte o zaman modern tarım sayesinde dağda tarım ürünü yetiştirebilen ülkelerden tohum da alır, sebze de.
ayrıca türkiyede tarım köylüsü geçinememektedir.
bu nedenle türkiyede köyünde yaşayan, tarımla uğraşan, geçinebilen köylü olmak zordur.
Atatürk'e göre milletin efendisi, Tayyip'e göre 'anasını alıp' gitmesi geren kişidir.
ülkemizin birçok yerinde buğday yetişir. Fakat ülkemizde en çok yetişen, köylüdür. Köylü, bütün iklimlerde yetişir. Köylünün yetişmesi için çok emek vermeğe ihtiyaç yoktur. Köylü bozkırda yetişir, yaylada yetişir, ormanda yetişir, dağda yetişir, kurak iklimde yetişir, ovada yetişir, sulak iklimde yetişir. Çabuk büyür, erken meyve verir. Kendi kendine yetişir, kendi kendine meyve verir. Biz köylüleri çok severiz. Şehre gelirlerse onlardan kapıcı ve amele yaparız……oguz atay-tutunamayanlardan