bugün

- uludağ sözlüğün kitap okuyan üyeleri anlayabilir -
büyük bir hevesle bir kitap alıp, aynı hevesle başlayıp bir çırpıda 10 sayfa ya da daha az okuduktan sonra sabah kalkınca farkedilen iki kaşın ortasındaki sivilce gibi ortaya çıkan beklenmedik bir durum yüzünden sinirlilik haliyle kitabın bırakılması ve bu sinirlilik halinin ertesi günler de devam etmesi sonucu kitabı bitirememektir. kitapla değil, kişinin ruh haliyle alakalı bir durumdur. ne gıcık bir şeydir lan. 3 aydır 130. sayfadayım. sofie'nin dünyası gibi duraksanmadan okunması gereken bir kitapta hem de.
- uludağ sözlüğün kitap okuyan üyeleri anlayabilir -
kafamı duvarlara vurduracak kadar sinirlendiğim ama neredeyse her zaman içine düştüğüm durum.
ya kitap sıkıcıdır ya da okumaya fırsat bulunmuyordur. 'yavuz sultan selim' isimli bir kitap almıştım. iki sene oldu hala yarısındayım. Sebebi 'ultima online' isimli oyun.
kesinlikle kitabın suçudur.
%50 kitabın %50 okurun suçudur. en kötü ihtimalin yani kitabın gerçekten bombok olduğunu düşünelim. onu okumak bile insana anlatım teknikleri hakkında fikirler katacaktır. ha kötü örnek olarak katacaktır ama yine de katacaktır. yani "okunmayacak kitap" diye bir şey yok aslında. ama ayıla bayıla aldığı, 1 gecede yarısına geldiği kitabı da 2 haftadır bekleten biri olarak burda yargıç ben olmamalıyım tabii ki.
Yeterli birikimin olmaması; evet yeterli birikimin olmaması, kitapların kelime dağarcığıyla alakalıdır bu durum, oldukça akıcı sadece bir roman vardır, fakat bazıları da çok ağırdır gerek betimlemeleriyle, gerek akıcılığıyla oldukça sinirlendirir.
aslında bu durum kitap alınmadan önce dikkate alınmalıdır, kapağına bakıp alınmamalıdır malum kitap bu tişört değil.
Bunun için kitap okumaya başlamak için, ilk önce polisiye, gerilim romanları okumanızı tavsiye ederim çünkü kendi edebiyatımızda da oldukça çok postmodern kitaplar ve bunları okumak için değil, anlamak için okumak gerekir.
şu sıralar hangi sayfada kaldığımı unuttuğum için the walking dead kitabı üzerinde gerçekleştirdiğim eylem. muhtemelen kaldığımı düşündüğüm 40-50 sayfa aralığında bir kısım var. ama işin yoksa gel de oraları tek tek gözden geçir okumuş muyum diye...
cogu zaman uyuyakaldıgımdan basıma gelen hadise.
kitapları sürekli göz önünüzde bulundurun merak edip bitirmeye çalışacaksınızdır. alışkanlık haline geldiğinde hayatınızın önemli bir parçasını oluşturacaktır.
çok ilgimi çeken konularda bile kitabı elime alıp beğenip ikinci kez bi türlü buluşamıyorum diyenlerin sorunu büyük ihtimalle kitapla ilgili değildir hayatının bir çok alanında savurgan, disiplinsiz, azimsiz olmalarıdır. örneğin zamanını değerlendirmede de başarısızdırlar.
nerden mi biliyorum. öyle çokca gençle muhattabım. hatta ben de öyleydim diyebilirim. tek sevindirici nokta lise sona doğru gerçekten elimden bırakamayacağım romanlara denk geldim ve o gün bu gündür okuma işini külfetli bir iş olarak görmem aksine kendime bir güzellik yapayım diye kitap edinir/okurum.

basit gelecek ama şöyle saçma bi önerim oluyor genelde öğrencilerime:
her gün bir sayfa okumak. hasta ölüyor da olsan bir sayfamı okudum diye o konuda vicdan azabı çekmemek, şartlanmak. bu kararlılığı göstermek tabi ki basit görünür ama bence temel neden olan o kitabı bi daha eline alamadan günler geçirmek olayını sonlandırıyor.
not:bir sayfa okuyup da bugünlük bu kadardı diye 200 günde bir kitap devirenle karşılaşmadım henüz.
Annemin psikolojik kitap okuma niyetiyle başıma kakaladığı ırvın yalom un annem ve hayatın anlamı bitirmiyorum inatla her sayfada bişeyler bekliyorum fakat olmuyor.
Genellikle her kitabı bitirmek şart değildir. Kitap vardır; gerek duyulur, sonu merak edilir veya en azından yazarına nezaketen, bitirilir. Bir de böyleden olmayan kitaplar vardır.
Kitaptan okuyanın ne beklediğine de bağlıdır.beklediğinizi göremezseniz kitaptan soğuyabilirsiniz.her zaman da kitabı bitirmeniz gerekmez bitirseniz de o aşamada bir işinize yaramaz.
özellikle soner yalçın'ın yazdığı son kitabı semizdat, bu adamın kitaplarını okurum severim, son kitabı semizdat adlı kitabına başladım 1 ay sürdü bitirmem ne kitapmış vesselam, oku oku bitmiyor.
konsantrasyon eksikliği ve günlük işler engel olur pek zaman. bazı an aynı sayfayı 2-3 tekrar okuyası gelir insanın, anlamak uğruna. belki de kitap seçimi yanlıştır...
Giriş bölümü uzun ve sıkıcı olan kitaplarda sık görülen durumdur.
bir öykü, olaydan ziyade coğrafya atlası gibi betimlemelerden oluşan, gereksiz ayrıntıya giren kitapların neden olduğudur.
klasik dönem fransız romanları öyledir mesela.

vadideki zambak'ı, lamiel'i bitireceğim diye canınız çıkar.
kitabın ölümsüz olduğunu gösterir. kaçın hemen oradan. ya da kitabı yok edin.
okunan kitap başkaldıran insan, sisifos söyleni, tutunamayanlar, böyle buyurdu zerdüşt, das kapital, milletlerin zenginliği gibi kitaplarsa normaldir.
Bir an önce o duygudan kurtulmanız tavsiye edilir.
zevklerime uymayan bir kitaba baslayinca basima gelen durumdur. *
Mangekyonun yaşam sitilidir. Her kitap 400. Sayfadan terk olur mu arkadaş bu kitaplar niÇin 600 sayfa olsaya 400 sayfada bitirsem. O bu şu derken zamanında yetişmiyo o zamanda ceza alıyorum bu günde 7 lira ceza yedim.
Bitirememek değildir aslında olay. Kitaptaki olayların yavaş işlenmesi sanki zamanı uzatır. Örneğin, Katre-i Matem kitabında olduğu gibi.
sürükleyici değilse atarım bir köşeye. son zamanlarda akıcı kitaplar kalmadı ortalıkta.
Kitabı kapağına bakarak almayın sizde.