bugün

Soğuktan ölsem umrunda değildim bu beni sarsan en acı gündü.
Başlık canlanınca kitap adamı aramam *
"Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne!" Zülfü Livaneli/huzursuzluk
Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni 'Aziz' ilan edecek bir kilise satın alabilirsin.
(De Lautreamont)
görsel
"Gerçek şu ki, herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak."
Bob Marley
(...) -evet, dedi tanrı hiç bir zaman gündelikleri yükseltmemiştir. (...)
(bkz: gazap üzümleri)
görsel
Işte tamda beni anlatmis ne guzel.
-unuttun mu abi onu ?
+unutmuştum.
-eee ne oldu ki ? aradan o kadar zaman geçti. hala unutamadın mı abi ?
+geçen herkesin kullanmakta olduğu bir kaldırım köşesinde denk geldik birbirimize. hafif gülümsedik. kafa selamı ile selam verdik, yanımdan yavaş yavaş yürüdü ve gitti.
-için acıdı galiba abi.
+nasıl acımasın kardeşim ? benim bir elimde akşam içmek için aldığım bi 35 lik rakı, diğer elimde meze poşeti vardı. onun bir elini oğlu, diğer elini kocası tutuyordu...
"Talih diye okumuştum bir yerde, kör değil cahildir. talih diye düşündüm, istatistik ve olasılığı bilmeyenlerin tesellisidir." Orhan pamuk - yeni hayat..
"ebediyete kadar" dedi mary
luca nın kafası karıştı
mary, "yani sonsuza kadar demek istiyorum"
luca, "evet, bu 'ebediyet' bile seninle olmak için yeterli zaman değil."
Belirli bir şey, bir çöküntü falan değil, bir çeşit, keyfimi yeniden bulamama sıkıntısı. (...) Yaşam benim için gittikçe daha zorlaşıyordu; beden keyifsiz oldu mu, yürek de ölgünleşir. Bana öyle geliyordu ki, hiç öğrenmemiş olduğum, ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum.

Albert camus - düşüş. Evet.
"Aynı çekmecedeki çatal ve bıçaklar gibi koyun koyuna yatıyorlar.."
"Hâyâta geç kalma"

görsel
görsel

benim de söyleyeceklerim var - umut sarıkaya
bende normal şehirli bir çocuk gibi olmak istiyorum. bir köylü çocuğu bana yumruğunu gösterdiğinde tir tir titremek istiyorum ama olamıyorum Nelly.
Emily bronte uğultulu tepeler
Bütün hayvanlar eşittir
Ama bazı hayvanlar
Öbürkülerinden daha eşittir

G.orwell hayvan çiftliği
görsel
Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder. Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar. icat ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?”
Hepsi göz önüne alındığında şeytanın, bütün kurnazca buluşlarına karşın bana gün be gün aynı şeyleri çektirdiği görülecektir. insanı önce günaha çağırır, sonra elini ayağını bağlar, benliğinin ta derinlerinde kör bir acıyla olduğu yerde bırakıverirdi.
Parantezden sonrası, kitapları çizmiyorun umumiyetle.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
"pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti. topu topu yirmi beş yaşındasın, ama yolun çizilmiş bile. roller hazır, etiketler de, bebekliğindeki oturaktan yaşlılığındaki tekerlekli sandalyeye varana kadar oturulacak tüm yerler orada durmuş sıralarını bekliyorlar.

Serüvenlerin öyle iyi betimlenmiş ki, en şiddetli isyan bile kimsenin kılını kıpırdatmayacaktır. Sen istediğin kadar sokağa çıkıp insanların şapkalarını başlarından uçur, başına iğrenç şeyler tak, çıplak ayakla yürü, bildiriler yayınla, önüne çıkan bir kapkaççıyı geçerken kurşunla, boşuna, bir işe yaramayacak,düşkünler yurdunun yatakhanesinde yatağın çoktan yapılmış, lanetli şairler sofrasında yerin ayrılmış. Her şey öngörüldü, her şey en ufak ayrıntısına kadar hazırlandı, büyük aşklar, soğuk alaycılık, ıstırap ,bolluk, egzotizm, büyük serüven, umutsuzluk..

sen ruhunu şeytana satmayacak, ayaklarında sandaletlerle gidip kendini etna'ya atmayacak, dünyanın yedinci harikasını yıkmayacaksın. ölümün için herşey çoktan hazır. seni öldürecek top güllesi çok uzun zaman önceden eritilip döküldü, tabutunun peşinden ağlayacak olan kadınlar çoktan tutuldu."

georges perec - uyuyan adam