kemal kılıçdaroğlu'nun hakan çelik'e verdiği ayar

ayar üstüne ayar veriyor.

ne ayarı lan dedirten ayar. kemal bey önce ayarı kendine versin gene fırıldak gibi dönüyor.

kılıçdaroğlu kaç aydır gelsinler televizyonlarda tartışalım diyor. bb'dan ses yok, rte'den ses yok, bahçeli'den ses yok.

trolün biri de sorulara cevap vermiyor demiş. ulan sorulara cevap vermeyen, referandumunu kılışdar seçimine çeviren, senin taptığın adamlar.
neden evet? güşlü türkiye gelsin, kılşdar gitsin. bu mu yani?

döndürüp döndürüp verdiği ayarlardır.

evire çevire sokuyor.

o yandaş ropörtajcı da recebe sormaya maçasının sıkmayacağı ne varsa onu soruyor.

Adam yandaş gazetecinin karşısına çıkmış çatır çatır soruları cevaplıyor, her seferinde de göt ediyor. Öteki geçen gün bir tane tarafsız gazetecinin karşısına çıktı, eli ayağı birbirine dolandı.
Hala evet diyecek olan kaldıysa, dönüp kendi aklını bir sorgulaması lazım.

Kendini gazeteci zanneden eleman sıkıştırmak için aklına gelen en saçma soruları sormaya başladı, hala ayarı yemeye devam ediyor, yedikçe de akıllanmıyor.

2. entryi yazan yazarın izlediğini anlamama konusunda problemlerinin olduğunu düşündüğüm başlıktır. Kılıçdaroğlu, bu yazarın cevap veremediğini idda ettiği tüm sorulara cevap verdi hem de baya iyi cevaplar verdi. Okuduğunu anlamayan bir millet olduğumuzun farkındaydım ama meğerse izlediğini / dinlediğini de anlamayan insanlar çokmuş aramızda.

CHP genel başkanı, din istismarı yapmadan, karşı tarafa saldırıda bulunmadan savunduğu görüşü gerekçeleriyle birlikte nasıl anlatılabileceğini göstermiştir.

Adam son altın vuruşu yaptı karşısındaki gazeteci bozuntusunun suratına. Açık açık "gazeteci kalemini satmaz" dedi.

(bkz: thug life)