bugün

ünlü ressamın güzel hikayesidir. süper bir hikaye.

1400 yıllarında 18 çocuklu bir ailenin resimle ilgilenen 2 erkek çocuğundan ikisi sanat okuluna gidip büyük bir ressam olma hayali kurarlar. Aile ise bu durum karşısında çaresizdir. Madencilik yaparak geçinmeye çalışıyorlar ve karınlarını zor doyurabiliyorlardı. Bu durum karşısında iki kardeş kendi aralarında kura çekmeye ve kazananın sanat okuluna gitmesine, geride kalanın daha çok çalışıp diğer kardeşi okutması yönünde bir karar verirler. Albert ve Albrecht arasındaki bu kurada okula giden; dönüşte kardeşi okuması için okula gönderecek ve kendisi de madende çalışacaktı. Kurayı kazanan Albrecht okula gider ve bütün öğretim görevlilerini kendine hayran bırakarak çok büyük başarılar elde eder. Okulu birincilikle bitirir. Eve büyük bir gururla döner. Ailesi onun onuruna güzel bir yemek verir. Kendisini öven konuşmalardan sonra söz alır ve kendisine bu fırsatı veren kardeşine teşekkür eder. Şimdi sıranın onda olduğunu ve okumaya göndereceği kardeşi için madende çalışmaktan büyük gurur duyacağını söyler. Kardesinin yanıtı ise;

- imkansız sevgili kardeşim şeklindedir.Seni okulda okutabilmek için çalıştığım senelerde bütün parmaklarım madende defalarca kırıldı ve değil kalem tutmak,senin şerefine bardağı bile zor tutuyorum der. Albrecht kendisini dünyanın en ünlü ressamları arasına sokan o ellerin, kardeşinin ellerinin resimini çizer. Bütün dünyanin Praying Hands (Dua eden eller) olarak bildiği asıl ismi Hands (Eller) olan resim Albrecht Durer'in kardeşinin elleridir.
*