bugün

bide metroda okuyanı vardır bunların. la olm 5 dk sürüyor metro yolculuğu orda ne diye açıyorsun kitabı eve gidince bi dünya vaktin var oku işte. bide bunlar evde okumazlar öyle bir şey var yani bütün gün insanların içinde 3 dakika orda 5 dakika burda kitap okumaya çalışır sonra eve gider nette takılır.
kütüphaneye gidip, eylemini orada gerçekleştirmesi daha akıllıca ve daha yerinde olacak olan tiptir. kafe, kafedir, kafa lokantası değil. he ya da özel kafeler açsınlar, entellere özel. onlar da bu mekanlara teşrif etsin, birbirleriyle şakalaşsınlar, piskevütlerini kahvelerine batırsınlar.. kitap okumakta ciddilerse, birbirlerine sorular sorsunlar, eleştiri yapsınlar.. kendileri gibi olanların yanında takılmak onlar için daha müsait olacaktır zira.
çocukluğunda televizyonun başında milltetin içinde kitap okmuş tiptir. sesten konuşmalardan rahatsız olmaz, konsantrasyonu bozulmaz.
kitap okumayı "hala" entellik sananlar olduğunu göstermiş tiptir.

iyi ki vardır. içinde bulunduğum tip-i tiptir.
''maksat yeşillik olsun'' olarak adlandırdığım tiptir.
normal olan insan oğlu.

yıl olmuş 2012 hala kitap okuyan insanlara entel veya entel olma gibisinden sıfatlar yakıştırıyoruz.
şekil yapıyordur, şekil..
bütün gözleri üzerine çekendir.
(bkz: all eyez on me)*
arada bir kızları kesmekten kendini alıkoyamayan tiptir. Kendini pazarlamasını iyi biliyordur.
* yıl olmuş 2012 halen daha kitap okuyanlar kitap okumayan kişiler tarafından şuursuzca eleştirilebiliyor.
diğer ülkelerde mekan seçimi olmadığı için belki teknolojik açıdan bu kadar ileriler.okursa okur kardeşim keşke herkes okusa.
entel değildir o yalnızdır yalnız.
kitap okumayı entellik zanneden zavallı zihinlerin fikri. *
"entel" olunuyormuş demek.
entel olmak ve-ya görünmek ne kadar basit ülkemde. yazık.
Parkta çimenlere oturmuş kitap okuyan tipe danışması gereken kişidir.
ne kadar anormal olabilir acaba kafede, metroda çimenlerde oturup kitap okumak diye sorası geliyor insanın.
okuyana ayrı bir hava katıyor , özellikle cam kenarında oturulmuşsa tadından yenmez hani. tabi kafenin mekanıda önemli şöyle dışarıyı görecek ayrıca içerde az kişi olacak. bu kadar tribe gerek yok aslında aynısını evinde yap kafidir.
yazarı kim diye sorsanız belki bir an duracaktır. bence rol kesmek bile bi kalite gerektirir.
Aptal müziklerin çaldığı,çayın bayat kahveden kastın nescafe 3'ü 1 arada olduğu deri kalabalık koltuklu kahve olan ama cafe denilen mekanlarda saçma olan, lakin nezih butik bir kafede sessiz bir ortamda kahvesini içiyor ve günün pastasından yiyorsa gayet keyiflidir.
benimdir. ancak olay entellik değil, ilgiyle okuduğunuz bir kitaba çay kahve koymak için ara vermemektir. eğer sürekli gittiğiniz ve garsonları ile ahbap olduğunuz bir kafede çay istemek için sipariş vermek değil de sadece kitaptan kafanızı kaldırmanız yeterli oluyor ise tadından yenmez.
işim yok gidip kafede kitap mı okucam.
entelligini kafede kitap okumakla kazanmamis olan kisidir. entellik guzel ve ozenilmesi gereken bi seydir ama her kitap okuyan entel degdir. ve kitap gonlunuzun istedigi yerde okuyabileceginiz bir seydir : kafede, evde, kutuphanede ve ya tuvalette... kahvede gazete okuyan amcadan bi farki yoktur bu insanin. sadece kahvesine daha cok para verir. mesela ben disarida olmayi, kahve icmeyi ve kitap okumayi vok severim. kafede kitap okuyarak bu uc zevkimi ayni snda gerceklestirmis olurum, zamandan kazanirim.
toplu taşımada entel, metroda entel, kafede entel... nerde okuyacağız lan bunu. böyle böyle gidecek ve gelecek yeri de söyleyeyim: kütüphanede kitap okuyan entel tip.
bu entellik değil keyiftir. artistlik olsun diye okuyan da olabilir ama daha çok saçma sapan kişilerle göz teması kurup durmak yahut ne çaldığı anlaşılmayan müziğin altında avare avare triplere girip beklemektense zamanı bir şeyler okuyarak geçirmeyi tercih eden kişidir.
entel değilim ama yapıyorum bunu evet. özellikle evimin hemen yanında ki kafede saatlerce oturup çay & sigara eşliğinde kitap okuyabilirim. rahatsız etmez çalışanlar sağolsunlar. ben ne zaman çay istersem o zaman getirirler. bazen güzellik olsun diye trileçe getirirler "abi tatlı ikram edelim kaç saattir tek başına oturuyon sıkılmışsındır" diyerek. severim yani bu olayı ama entellik değil bu.