bugün

Nezihe Muhiddin, Türkiye'de kadınların siyasal haklarını elde etmeleri konusunda cesaretle mücadele vermişti. Yaptığı en önemli işlerden biri 1923'te Kadınlar Halk Fırkası'nı kurmasıdır. Üstelik bu parti henüz Halk Fırkası, yani Cumhuriyet Halk Partisi kurulmadan önce kuruluş çalışmalarını tamamlamış ve kuruluş dilekçesini vermişti. Ama faaliyetine izin verilmedi.
Bu girişimin dönemin 'erkekleri' tarafından hemen alaya alındığı kolaylıkla tahmin edilebilir. Bunlardan biri Akbaba dergisinin 21 Haziran 1339 (1923) tarihli sayısında yer almıştı. Mustafa Kemal liderliğindeki Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti o dönemde seçim beyannamesi olarak 9 Umde'yi (ilke) yayımlamıştı. Bunu çağrıştıracak bir şekilde, Nezihe Muhiddin'in Kadınlar Halk Fırkası'nın reisi olarak karikatürü çizilmiş (1923-nezihe muhiddin) ve Kadınlar Halk Fırkasının Dokuz Umdesi (ilkesi) şöyle sıralanmıştı.

1-Hâkimiyet bilakayd ü şart kadınlarındır. (Egemenlik kayıtsız şartsız kadınlarındır.)
2-Her zevç, zevcesine itaate mecburdur. (Her koca, karısına itaate mecburdur.)
3-Bütün ev işleri erkeklere aittir.
4-Erkek, kadının müsaadesi olmadıkça harem dairesinden dışarı çıkamayacaktır.
5-Muaşakatın sürat ve emniyetini temin için her mahallede gişeler açılacaktır.
6-Dulların istikbali temin edilecektir.
7-Ziynet eşyasının ithali serbesttir.
8-Taaddüt-i zevcat memnudur. (Dört kadınla evlilik yasaktır.)
9-Her kadın, indellüzum (gerektiğinde), kırk yaşına gelen zevcini (kocasını) tekaüde sevke (emekliye ayırmaya) veya gayri faale tefrike (ayırmaya) mezundur (yetkilidir).
kadınların siyasi temsiline imkan yokmuş, ondan dolayı açılmamış. yorumcular, kurulacak olan partiye olan ilgiyi azaltmaması için kapatıldığını söylerler. cumhurtiyet halk fırkası ndan önce kuruluyor. tekrar söylemek lazım. kadınlar haklarını kendi başlarına arıyorlar ve chf den önce kuruluyor.

mustafa kemal dışında kimsenin halkı örgütlemediğini, herkesin dangalak olduğunu düşünenler ve savunanlar var, ondan yazdım.

üstelik bu topraklardaki feminist dalga 1860 larda başlar. a pardon biz her şeyi silip bambaşka ama bambaşka bir ülke kurmuştuk değil mi?