bugün

vildan atasever'in çok son derece itici olduğu zeki demirkubuz filmidir.
amma velakin ufuk bayraktar kraldır.
hz.ibrahim!in ateşten sağ çıkacağını düşünürsen yanılırsın.
titanik gibi sağlam bir geminin buz dağına çarparak batacağına inanırsan yanılırsın.
gölcük depreminden bir hafta sonra toprağın altından hayat belirtisi olduğuna ınanırsan yanılırsın.
hezarfen ahmet çelebi'nin onyedinci yüzyılda,galata kulesinden uçtuğuna ınanırsan yanılırsın.

olayları önceden kestiremezsen kaderinde var dersin.
zeki demirkubuz şaheserlerinden.

Masumiyet ile başlıyor Kader. Aşk bazen "itten aç, yılandan çıplak gelip kapıda durmak"tır. Bir ümitsiz derde düşmektir. Düşüldü mü vazgeçilmeyen bi hastalıktır.

[http://www.youtube.com/watch?v=kfqJHvSZntM&feature=player_embedded ]
Bazen çıktığıda olur trenin raydan,
Gidenin yoldan...
Bazen küstüğüde olur hayatın sana,
En umumadık anda...
Kitaplar yetmez,yetişmez olur,
Anlamaz derdini boş sokaklar...
Kaderin efendisi,köleside sensin
Denir ya madalyonun iki yüzü var...

Hayat dayatırken acıları,
Ayrılıklar bırakmaz insanı...
Seni kaderime yazmak istesemde...
Yıllar(zaman) sildi o sayfayı... *
[null
http://fizy.com/#s/139wqm]
Kader, sen daha merdiveni görmemişken ilk basamağı çıkmıştır bile. *
kader, kahpe kader.. ağlarını ördün mü?
yardan yok hiç haber,
yar kaldın mı öldün mü?
gece gece hayatımı alt üst eden, moralimi sıfıra indiren film olmuştur. insanın aşkı için herşeyden anasından, babasından hatta karısı ve çocuğundan bile vazgelçebileceğini mükemmel anlatmıştır.
yalnız bu filmde en çok üzüldüğm ve acıdığım karakter bekir'in karısı emine olmuştur. kendisini hiç sevmeyen bir adamla evlenmiş ve üstelik ondan çocuk sahibi olmuş ve resmen hayatını karartmıştır. ancak kendisini sevmediğini bildiği adamdan ikinci kez çocuk sahibi olması bile bile lades demektir. ayrıca bu filmde engin akyürek yan rolde resmen döktürmüştür.
notre dame kilisesi duvarına kazınmış zorlukla okunabilen latincesi *, victor hugo ya ilham vermiş, notre dame ın kamburu nu yazdırmıştır.

böyle de entellektüel insanım sözlük,hep böyle neşınıl ceografik,caz,dünya edebiyatı.
ters birşey olduğunda hep kahpelikle suçlanır.
Öğrendim ki kadermiş beni üzen, beni kahreden varlık
Ve yine duydum ki yaşadığım acılar kaderin cilvesiymiş
Beni benden, beni senden ayıran her ne olursa olsun
Bilsin ki dersini iyi ezberlemiş.

Emircan
islami açıdan bakıldığında çok yanlış anlaşılmış bir kavramdır. genellikle alınyazısı ile eşitlenerek çok büyük bir hataya düşülür. islamdaki kader kavramının alınyazısı ile uzaktan yakından alakası yoktur. islamdaki kader kavramı çok geniş bir anlama sahip olmakla beraber tek cümle ile anlatmak istersek özünde "bütün varoluşun bir sebep-sonuç ilişkisine dayanması" yatar.
eski sevgilimin biraz önce arayıp neden böyle dinlememişim daha önce bu şarkıyı diye bana dinlettiği ve bahsettiği bir candan erçetin parçası. * *
zeki demirkubuz'un 2006'da gösterime giren filmi. ufuk bayraktar ve vildan atasever başrolde. oldukça sağlam bir dram. tam z. demirkubuz'un filmi. yer yer intihara sürükleyebilir filmidir.
benim gözümde kader ;

"Bir kartal olarak,tavuk ambarında doğmaktır."

Siz bir kartalsınızdır,ama etrafınız tavuklarla kuşatılmıştır.Uçabileceğinizi bilirsiniz,kanatlarınıza ve kendinize inanırsınız.Ama bunu tavuklara sözlediğinizde,o aciz tavukların size güldüğünü sizi ciddiye almadıklarını görürsünüz.Oysa gerçek olanın ne olduğunu en iyi biln sizsinizdir.Karşınıza geçen milyonlarca tavuk "dünya bir tepsi gibi,düzdür." dese de siz bilirsiniz dünyanın kutuplardan basık olduğunu.

Kader poker oyunu gibidir,

size gelen kağıtları siz seçmezsiniz,ama o kağıtlarla pas ya da rest deme hakkı size aittir.
yaptiklarimiz onceden yazildiysa neden yazdiklarimiz yuzunden sorglaniyoruz?
arapça kökenli bir keliemdir. ölçü, miktar demektir. islam'daki kader anlayışı sünnetullah kavramı ile birlikte ele alınmadığında anlama gerçekleşmez.
Bugüne kadar duyduğum en iyi kader tanımına Boethius'un "felsefenin avuntusu üzerine" adlı eserinde rastladım. Şu şekilde tanımlıyor, son romalı boethius: seyirci hipodromdadır. locasından çıkış yerindeki atları, atların yarış boyunca birbirlerini geçmeye çalışmalarını ve içlerinden birinin varış çizgisini en önde geçişini ardışık olarak görür.bir başka seyirci daha vardır.bu ikinci seyirci, seyircisinin seyircisi;tanrı'dır. tanrı yarışın tümünü görür.tek bir bakışta her şeyi gördüğü gibi, tarihin tümünü de görür. böylece boethius, özgür istemle tanrı kavramları arasında bir köprü kurar. seyirci nasıl yarışı bölüm bölüm de olsa görür, ama etkilenmezse, tanrı da yarışı başından sonuna görür. tanrı bizim yaptıklarımızı etkilemez. biz kendi özgür irademizle davranırız, ama tanrı hem de tam şu anda bile yazgımızın ne olacağını bilir. tarihin tümünü, tarih olarak gözler önüne serileni sonsuzluk dediğimiz tek bir müthiş, baş döndürücü anda görür.(borges/yedi gece)
dünyada kim zerre kadar hayır işlerse bunların misliyle mükâfatını alıyor; yine zerre kadar kötülük eden de aynı şekilde misliyle karşılığını görüyor.
iyi ki var; yoksa nasıl avuturduk kendimizi...
manasını anlayabilmek için üzerinde yıllarca kafa yorulan hatta insanın kendi kaderini kendisi çizmesi ya da insanın kaderini yalnızca Allah belirler bir de bunların arasında görülen bir kavramın üzerinde insanların tartıştığı bir kelimedir. fıkhi olarak kader ise: Allah'ın ezelden ebede kadar yarattığı mahlukatın dünyada geçireceği ömrüne uygun olarak bir senaryosudur. ancak din adamları kaderi iyi anlayabilmemiz için insandaki irade-i cüziyyeyi de tam olarak anlamamızı öğütlerler.
Altıncı günde, Tanrı insanoğlunu kendi suretinde yarattı.
Her şeyi şekillendirmek artık bizim elimizde.
Doğruyu...
Yanlışı...
iyiyi...
Kötüyü...
Her birimizin, davranışlarımıza nasıl yön vereceğimize dair karar verme gücümüz var.
Öyleyse, kimilerinin büyük bir amaç uğruna yalnızlığı tercih etmesini...
kimilerinin de bencillikten başka bir şey bilmeyip kendilerini tümüyle...
dünyadan ayrı tutmalarını sağlayan şey nedir?
Bazıları karşılıksız bile olsa, sırf sevgiyi ararken,..
bazıları da korku ve ihanetle hareket eder.
Tercihlerini, insanların şekillendirdiği kaderi yaşamaktan yana kullananlar olduğu gibi...
soylu bir kaderi takip edenler de var.
Ama en nihayetinde, iyi, kötü, doğru ya da yanlış...
seçimlerimiz asla ihtiyacımız olan şeyler değildir.
Tanrı'nın bize bahşettiği asıl hediye...
hayat adında bir imtihandan ibarettir.
(bkz: Kul kurar kader gülermiş)
candan erçetin in anlamlı şarkısı.

Kader Tanrı'nın bizim için hazırladığı boya kitabıdır. Genel hatları çizilmiş olan kitabın içlerini biz boyarız istediğimiz renge..
herkes tarafından yanlış bilinen kelimedir. çoğu insan kaderi, allah yazmış bizde yaşıyoruz olarak bilir. halbuki çok saçmadır. öyle olsa allah niye bizleri yaratsın? kaderimizi kendimiz çizeriz, hayatımızı kendimiz yönlendiririz. allah sadece önceden herşeyi biliyor.
ezeli ve ebediyeti bilen allah herşeyin yaratıcısı.kimi sanırki O hayat denen filmin senaristi biz ise oyuncuları.anlamakta güçlük çekilen ve belki anlaşılabilmesi için defalarca kafa yormak gereken kavram.

bugün sokakta gördüğünüz o neşeli bir adam aslında hiç tanışmıyorsunuz?yarın neden karşınıza çıkıp düşmanınız olmasın.ya da şu parkta gördüğünüz yalnız oturan genç kızla bundan 3 yıl sonra tanıştığında seni nereden hatırlıyorum diyebilmeni sağlayan şey.

bugün lisede veya üniversitede çok iyi anlaştığın dostunun yarın yollarınız ayrıldığında yoluna taş koyacağını bilemezsin.sokakta çarptığın o anda çok çok özür dilediğin birisiyle bir arkadaş ortamında karşılaşıp,tanışmamak olanaksız değildir.derler ya dünya küçük.
herşeyi düşünmüştü kader...
o kadar ince düşünmüştü ki daha sonra, 21 yıl sonra durup düşünüldüğünde hayrete düşülecek kadar..

iki noktadan biri öbüründen 9 ay önce doğmuştu.. biri öbüründen 9 ay sonra... aynı şehirde.. aynı şehirde ama birbirinden ayrı. belki de bazen o iki nokta çok yaklaşıyordu birbirlerine ama birleşemiyorlardı kim bilir.. belki uygun zaman değildi.

noktanın biri okula geç yazıldı. bir yıl geç... kader bu bir yıllık kayıp zamanın telafisini 5 yıllık lise ile gidermeye çalıştı. diğer noktanın lisesi 4 yıl... kadere bakın.

yine de kaderin tüm çabasına rağmen noktalardan biri üniversiteye diğerinden bir yıl erken gitmiş oldu.

kader yılmadı...

bir yıl sonra noktalardan diğeri de aynı bölümü yazmaya karar verdi. hem de son anda. adeta kader kulağına fısıldadı. yaz orayı dedi.

noktalardan diğeri aynı bölüme gelen hemşehrisini görmeye karar verdi. adeta kader kulağına fısıldadı. git gör onu dedi.

ve 110 nolu sınıfta... iki nokta birleşti.