bugün

bir eksikliğini hissetmediğim durum.
Yapmayın, etmeyin. Bir istanbul güzellemesidir gidiyor. Nasıl ki Londra, Paris, Viyana diye el arttırmaya kalkarsak yapılan bu istanbul güzellemeleri istanbul'a daha büyük zarar veriyor. işte Anadolu'daki biri muhafazakarsa böyle bakıyor camilere televizyondan ben olsam orda diyor oralardan çıkmam diyor. Bilmiyor ki o camilere insanlar her zaman gitmiyor. Veya gençler of ne güzel eğlence hayatı var. Sanırsın millet 7/24 eğleniyor. Denizi gören biri içinden deniz geçen şehir be diyor. Tamam güzel tarafları var ama sis, fırtına olduğunda millet nasıl da kitlenin kalıyor.

Tamam yine kabul istanbul'u görmek güzel, yaşamak durumuna göre ancak yapılan her istanbul güzellemesi istanbul'un nüfusunu daha da arttırıyor.

Not: istanbul'a ara verdim. Sanmayın ki gelmeyin demek istiyorum. Gidelim ancak istanbul'a daha fazla ihanet etmeyelim.
Kalitesinden ve insanlığından hiçbir şey kaybetmemiştir. istanbul'u görünce "biz istanbulluyuz." demeye başlayan, küçük bir anadolu şehrinden istanbul'a gelince kendini alkole ve karıya kıza vererek sapıtan, şehrin ağzına sıçıp hala tüm yüzsüzlüğü ile işsiz güçsüz bir şekilde yerine göre dilenerek istanbul'da kalmaya çalışan o kadar fazla ayıplı mal var ki istanbul'da...

edit: imla
yerinde olmak istediğim insandır maalesef istanbulda doğup büyüdük.
istanbulu görmemiş insan istanbulu görmemiş insandır. Şaka bir yana görülmeye değer onca güzelliği varken hakikaten istanbulu görmemiş insandır.
Büyük şeyler kaçırmış insandır. Kim ne derse desin bu şehrin farklı bir havası var.
Sayısız şiirlere, şarkılara konu, romanlara mekan olmuş büyülü bir şehir, Zor bir şehirdir; imkansız aşklar gibidir istanbul.

bir lodos lazım şimdi bana, bir kürek, bir kayık. zulada birkaç yakut, yer gök kırmızı.

istanbul aşktır sevgilidir, üstelik sende aşıksan yer gök kırmızı...

Kimi zaman sadece uzaktan seyreder, kıyısında köşesinde dolaşır, bir türlü dokunamazsınız ruhuna.

''Sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

bazen pierre loti de çay içmektir aşk.

görsel

bazen kız kız kulesi

görsel

oturup bir türkü tutturursunuz rumeli hisarı na

görsel

yada galata kulesi ne

görsel

galata köprüsü nde rakı balık gibidir aşk

görsel

bazen bir köprüdür kalpleri birleştiren

görsel

Kalabalığını, trafiğini, lodosunu sevmeniz gerek önce. Kalabalığına karışmak, trafiğine alışmak, lodosuna katlanmak gerek! Sait Faik olmak gerekir mesela onu sevmek için. Burgazada, Tarlabaşı, Beyoğlu olmak. Biraz Markiz, biraz Çiçek Pasajı.

"Mahur Beste"nin notalarında "Huzur" arayan bir Tanpınar ve her semtine ayrı ayrı aşık bir Yahya Kemal olmak kolay değildir.

Zordur istanbul'u sevmek, "Dinmiş lodosların uğultusunda" onu yaşamak ve "Tarifsiz kederler içinde," Bir Garip Orhan Veli olmak.
her yurdum insanı bir gün istanbul'u tadacaktır.
Zengin olmadığınız müddetçe, sizi köle edecek şehirdir.
hiç görmesem miydi acaba diye düşünüyorum bazen... en azından bu kadar özlüyor olmazdım, bu kadar seviyor olmazdım. kargaşasına, telaşına, hengâmesine rağmen beni benden alıyor bu büyülü şehir.

aşk gibi, sevda gibi...
istanbulu gidemediği için kişi sürekli sağdan soldan duyduğu bilgilerle çamur atma gereksinimi duyar.
gördümde ne oldu? ciğerimi kalbimi bıraktım amk şehrine.
Var öyle bi arkadaş bizden iyi.hem ruh hali hem maddi durumu hemde hayatı.
trafik çilesi nedir bilmeyen insandır. değerini bilmeli.
ilkokuldayKen gitmiş biri olarak sanırım ben sayılırım.

Tek hatırladığım an köprüden geçtiğim.

Görmemek çok büyük bir eksiklik değil abartmayın şu şehri.