bugün

güne daha fazla iş sığdırılabilen yaşamdır.
bilgi almak yada ödev araştırmak için ansiklopedilerin karıştırıldığı yıllardır.
daha güzeldi.
daha sosyal bir yaşam.
teknolojik bakımdan çökmüş insanlar hep 'daha güzel' olduğunu vurgularlar. yahu neresi güzeldi yapmayın. bunları diyenler de 2 gün internetsiz duramayan insanlar zaten. evine yemek söylemek için bile telefonun tuşlarına basma zahmetine giriyorduk azizim, sonra bi de konuşma faslı... şimdi öyle mi? tak! 2 saniyede sipariş.
asosyal bir yerde yaşıyorsanız kötü. sosyalse iyi birşey internetin olmaması. yapacak birşey olmayınca nette oluyorum kısaca.
çayın yanına mayalı poğaça yapar yerdik. öyle noktalama işaretlerinden sonra bi boşluk bırakılır falan nerde?
ateşe tapardık.
boş vakitlerin televizyonla doldurulduğu zamanlar. yalnız; doldurmak istediğiniz zamanı televizyonla dolu hale getiremezdiniz. internet öylemi? hem zamanınızı dolu dolu geçirebiliyorsuuz, hem de bomboş geçirebiliyorsunuz. ikisi birarada. karışık işler bunlar...
extra 2 saat, düzgün bir omurga ve real sosyallik.
internet olmadan önce yaşam mı varmışşş? esra-ceyda tarzı tepkimi de ortaya koyarım acımam.
her sayfa yapış yapış erotik playmen dergisi vardı. internet geldi dergi yayına son verdi...
şu an internet ortamında dijital olarak oluşturulan sosyal birliktelikler, geçmişte telsiz üzerinden analog olarak yapılmaktaydı.
(bkz: brek brek arkadaş arıyorum arkadaş tamam)
tarihte internetten önceki dönem (i.ö),
internetten sonrasıda (i.s)olarak kayıtlarda görülmektedir. *
insanların düzenli yaşamasını sağlayan durumdur.*
güzel olandır. bırakın interneti elektrik yokken, köylerde evlerde bir şömine karşısına geçilir, eş dost çağırılır sohbet edilir, kahkahalar eşliğinde yavaş yavaş uykunuz gelirdi. bu sayede bir çok dostumuz, ahbabımız var diye şükrederdi insanlar. internet çıktı mertlik bozuldu, herkes asosyal oldu arkadaş.
nerde o eski günler...

not: babamın laflarıdır. artı oy verecekseniz babama veriniz. * * *
gidip göremediğimiz şehirleri sosyal bilgiler kitabının arkasındaki haritadan görebilirdik. gogıl ört yoktu.
sonra internet geldi, başımız göğe bile erdi.
telsizle arkadaş aramış bir nesil, interneti fazla büyütmemiştir gözünde inanın bana. normal bir yaşamdı bilader.
herkesin kendi olabildiği zamanlardı. Şimdi yalanın dolanın biri bin para...
topkapı sarayı'nın önünde, iki ayrı ajanda bulunmaktaymış. bu ajandalara hergün daha önceden moderatörler tarafından seçilen yazarlar başlık açar, diğer yazarlarda başlıklara format dahilinde entry girerlermiş. bu böyle sürüp gitmiş. ta ki birgün internet icat oluncaya kadar. icat olur olmaz fekşi sözlük diye bir site açılmış ve yazarlar bu sitede aktivitelerini devam ettirmişler. topkapı sarayının önündeki ajandalarda, moderatörler tarafından saygı bahabında üzerleri inci kaplanarak müzeye kaldırılmış ve adı inci sözlük olarak kalmıştır.

(bkz: topkapı sarayındaki inci kaplı sözlük)
(bkz: murat bardakçı)
"var mı ki öyle bir şey?" tepkisine yol açan düşüncedir.
özlem hissinin olduğu yaşamdır.
dönem ödevi için kütüphaneye gitme ihtiyacı duyduğumuz , evlerde gazetelerin verdiği cilt cilt ansiklopedilerin bulunduğu , şimdiye göre çok daha sosyal dönemdir.
banka kuyrukları, posta kuyrukları ve buna benzer gereksiz bürokrasi ile dolu bir yaşamdır.
insanların dışarıda eğlenerek,gezerek,oyunlar oynayarak kısacası daha sosyal bir şekil de geçirdiği fakat bir bilgiye ulaşmanın baya bir vakit aldığı zamandı. iyiki internet geldi ama keşke durumumuz böyle olmasaydı dedirtip durur o eski yıllar akla gelindikçe.